Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/3121 E. 2022/30 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/11/2021
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 12/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “… Kooperatifinin 2019 hesap yılı olağanüstü genel kurul toplantısı 18.03.2019 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin ilgili gündem maddelerine muhalefet şerhi koyduğunu, davalı Kooperatifin, müvekkiline arsa alımı için yapılmayan ödemeler nedeniyle aylık %5 oranında gecikme faizi uygulayarak 15.675,00 TL faiz borcunun olduğu, imar barışı için aylık %5 oranında gecikme faizi uygulayarak 473,94 TL faiz borcunun olduğu, ödenmeyen aidat borcu için aylık %5 oranında gecikme faizi uygulayarak 1.059,75 TL faiz borcunun olduğunu belirten bir ihtarname gönderdiğini, müvekkilinin de cevabi ihtarname ile aylık %5 gecikme faizi uygulanmasını adil ve yasal olmayacağını, toplantıda itiraz edilmesine rağmen bu itirazlarının dikkate alınmadığını, ihtirazi kayıt koymak suretiyle 23.12.1019 tarihinde 59.608,94 TL ödeme yaptığını, yapmış olduğu ödemenin ödenmemiş borçlara mahsubun sağlanması, yasal faiz uygulamasının tatbiki ile ödeme fazlası oluştuğunda bunların da oluşacak borç ve ödemeye mahsubunun yapılmasını talep ettiğini, davalı kooperatif müvekkilin bu taleplerine karşılık vermediğini, öncelikle; aylık %2 gecikme faizine ilişkin kararın alındığı Genel Kurul toplantısı 08.08.2020 tarihlerinde yapılmış ise de, açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiğini, Müvekkilinin önceki Genel Kurul kararları gereğince ödemiş olduğu aylık %5 gecikme faizi fahiştir. Ödenen faizin, bilirkişinin kanuni faiz oranlarına göre belirleyeceği miktara göre müvekkiline iadesinin gerekli olduğunu, yine 08.08.2020 tarihli genel kurul toplantısında 01 Eylül 2020 tarihinden itibaren aylık %2 gecikme faizi uygulanacağı kabul edilmişse de bu faiz oranı da fahiş olduğunu, ilgili madde hükümsüz olup iptali gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü ile aylık %2 gecikme faizi uygulanmasına ilişkin 08.08.2020 tarihli 2019 hesap yılı olağan Genel Kurul toplantısı 6 numaralı gündem maddesinin iptaline, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve hesap bilirkişisi marifetiyle alacak tutarının belirlenmesinin ardından arttırılmak üzere müvekkilin ödemiş olduğu fahiş faiz miktarına mahsuben şimdilik 500 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “davanın 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının dava dilekçesinde Borçlar Kanunu’nun kararlaştırdığı gecikme faizinin 2 katından fazla gecikme faizi kararlaştırılması halinde bunun yokluk (butlan) nedeniyle geçersiz olduğunu ve bu nedenle 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olmadan her zaman dava açılabileceğini ileri sürdüğünü, Borçlar Kanunu’nun belirlediği yasal faiz oranının 2 katından fazla gecikme faizinin kararlaştırılması butlan nedeniyle geçersiz olmadığı gibi, kabul anlamına gelmemek üzere geçersiz olduğu kabul edilse bile, bu geçersizliğin 1 aylık hak düşürücü dava süresi içinde açılması zorunlu olduğunu, gündemin 6. maddesinde aylık aidatların ve uygulanacak gecikme zammının görüşüleceğinin yer aldığını, geçmiş yıllara ilişkin gecikme zammı gündemde olmadığını, bu maddenin kapsamının, bu Genel Kurul’dan sonraki dönemlere ilişkin uygulanacak gecikme faizi olduğunu, nitekim, gecikme faizinin 01.09.2020’den sonra %2 olarak uygulanacağına ilişkin karar alındığını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 46/3 maddesine göre, gündemde olmayan madde görüşülemeyeceğine göre davacının geçmiş yıllara ilişkin gecikme zammı ile ilgili önerisinin reddedilmiş olması doğru olduğunu, gündemde olmayan bir madde olduğu için bu konuda davacı dava açamayacağını, bu nedenle de davacının davasının reddi gerektiğini, davacının genel Kurul’da geçmişe dönük gecikme faizlerinin de %2’ye indirilerek uygulanmasını kendisi talep ettiği ve bu doğrultuda karar alınmasını istediği halde, şimdi %2 gecikme faizi alınmasına ilişkin kararın iptalini istemektedir ki; davacının bu davranışının çelişkili olduğu ve “çelişkili davranış yasağına” aykırı olduğu açık olduğunu, davacı dava dilekçesinde uygulanması gereken faiz oranının da tespitini istemiş olup, mahkemenin görevi Genel Kurul kararı yanlış ise, bunu ortadan kaldırmak, iptal etmek olduğundan mahkemenin gecikme faizini tespit etme gibi bir görevi bulunmadığını, davacının tespit talebi de yersiz olduğunu savunarak davanın reddini” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesi tarafından”HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların görevsizlik kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır.
Öte yandan Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından herhangi bir talep olmadan dosya mahkememize gönderilmiştir. Ancak, 6100 s. HMK’nin 20/1. maddesine göre, “(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Söz konusu düzenlemeye göre Görevsizlik kararı taraflara tebliğ edilmiş ancak taraflardan herhangi birisinin yukarıdaki düzenlemeye uygun olarak, dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi konusunda süresinde talepte bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda dosyanın mahkememize gönderilmeyip, görevsizlik kararı veren mahkeme tarafından, önce kararın (miktar itibariyle kesin olsa dahi) taraflara tebliğ edilmesi ve 2 haftalık sürenin dolmasının beklenmesi, yasal süre içerisinde gönderme talebi gelirse dosyanın Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi, süresinde gönderme talebi gelmez ise bu kez görevsizlik karar veren mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar verilmesi gerekmektedir. Davanın açılmamış sayılmasına dair ek kararı verme görevi de, görevsizlik kararı veren mahkemeye aittir. Açıklanan nedenlerle Mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmış, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,”karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…Dava, kooperatif genel kurul kararının iptaline ilişkindir. Bilindiği üzere kooperatiflere ilişkin düzenlemeler TTK’da ve Kooperatifler Kanunu’nda yer almaktadır. TTK m.4/1-a gereği TTK’da düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır ve bu uyuşmazlıklarda TTK m.5 gereği asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Kooperatifler Kanunu’nun 99. Maddesi gereği de “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Bu davalarda basit muhakeme usulü uygulanır.” Mevcut düzenlemeler gereği; kooperatif genel kurul kararının iptaline ilişkin, kooperatif üyesi müvekkil tarafından açılan eldeki dava, ticari dava olup bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. İstinafa konu dava, davalı kooperatifin faaliyet gösterdiği Kemer ilçesinde asliye ticaret mahkemesi bulunmaması sebebiyle “Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla” Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yani açıldığı tarih itibariyle görevli ve yetkili mahkemede açılmıştır Kemer 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yürüttüğü yargılamanın devamında, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı verilmiş ve davanın açıldığı mahkemenin yargı çevresi değiştirilmiştir. Buna göre: “Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresi, Antalya ilinin mülki sınırları (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç)” olarak belirlenmiştir. HSK kararı üzerine, Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından asliye ticaret mahkemesi sıfatı kaybedildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya tevzi edilmek üzere resen Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmiş ve Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Dosyasına kaydolmuştur. Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise HSK kararına rağmen mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir. Verilen karar açıkça hukuka aykırıdır….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ; genel kurul kararı iptali istemine ilişkindir.
İstinaf edilen husus Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının yerinde olup olmadığı noktasındadır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle ilk derece mahkemesi gerekçesinin aksine Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dosyada verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır, İlgili mahkemenin kararı niteliği gereği ” devir ” “gönderme” mahiyetindedir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin Kemer Asliye Hukuk mahkemesinin HMK 20. Maddeye göre işlem yapması gerektiği yönündeki tüm gerekçeleri hatalıdır. Bu husus dosya kendisine gönderilen Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesince gözetilmelidir. Zaten bu nedenle iki mahkeme arasında olumsuz bir görev uyuşmazlığı da bulunmadığı kabul edilmiştir.
Görevsizlik kararına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2- Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye GELİR YAZILMASINA
3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA
4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/01/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.