Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/3093 E. 2022/303 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/10/2021
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “Müvekkili …’ın davalı kooperatifin … üye numaralı ortağı olarak kayıtlı olduğunu. Müvekkilinin daha önce …. Mahallesinde faaliyette bulunan kooperatife üye iken, bu kooperatifin kapanarak …Kooperatifi ile birleştirilmesi üzerine, kaydı aktarıldığını. Müvekkilinin ne önceki kooperatife üyeliği döneminde ne de …Kooperatifine üyeliği boyunca, kooperatif ile hiç bir alış verişi olmadığını, hiç bir zaman kooperatife borçlanmadığını. Müvekkilinin kooperatife borcu olmamasına rağmen davalı kooperatif yetkilileri çeşitli malzemeler aldığı ve kredi kullandığı gerekçesi ile borcu olduğunu bildirdiğini ve bu borcu ödemesini istediğini, Davalı …Kooperatifi’ nin önceki yetkilisi …., müvekkiline ve kooperatife bağlı olan bir çok çiftçiye borç senetleri imzalatarak müvekkiline ve diğer çifçilere kooperatiften yardım almadıklarını veya aldıkları yardım miktarından ya da tahsis edilen kredi miktarlarından çok daha fazlası tahsis edilmiş gibi göstererek kooperatif ortağı çiftçileri borçlu gösterdiğini, Davalı kooperatifin şimdiki yetkilisi … göreve geldikten sonra müvekkiline, almadığı 1 ton gübre, 1 ton vitamin gübresi alımından, 3.896,17-TL ve 4.068,09-TL tutarlarında kredi kullanımından kaynaklanan, borcu olduğu, ödemediği taktirde icra takibi yapılacağını bildirdiğini. Müvekkilinin icra takibi ve haciz baskısı ile bu miktarı ödemek zorunda kaldığını, Kooperatifin önceki yetkilisi …’ ın usulsüz işlemleri ile kooperatif üyelerini hukuka aykırı bir şekilde borçlandırması ve kooperatifi zarara uğratması nedeniyle Çal Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın …. Sor. sayılı dosyası kapsamında yürütülen soruşturma bulunduğunu, Müvekkiline temin ve teslim edildiği ileri sürülen, müvekkiline teslim edildiği kayıt altına alınan malzeme ve yardımların müvekkili tarafından alınmadığı ve kullanılmadığını, müvekkilinin kullandığı iddia edilen kredi borcunun olmadığı ve hatalı faiz uygulaması, gerek yargılama esnasında göstereceği tanıkların beyanları, gerekse tarım kredi kooperatifi uygulamaları ve mali konularda uzman kişilerden oluşan bir bilirkişi heyeti refakati ile yapılacak keşif ile kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, müfettiş raporları, faize esas genelgeler, genel kurul ve yönetim kurulu kararları ile varsa banka hesapları da incelenerek, müvekkilinin kooperatifle olan borç iliskisini, yapılan ödemelerini, diger senet borçluları tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, müvekkilinin fazla ödemesi olup olmadığı, uygulanması gereken faiz oranlarını ve faizin başlangıç tarihlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklayan bilirkişi raporu neticesinde anlaşılacağını, Şimdilik ve fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile davacı müvekkil icra takibi ve haciz baskısı ile tahsil edilen 14.174,36-TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini, Yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “davacının icra takibi ve haciz baskısı ile kendisinden 14.174,36-TL tahsil edildiği iddiasıyla söz konusu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı müvekkilinden alınarak geri ödenmesini talep etmiş olduğunu, Davacı tarafından açılan iş bu dava istirdat davası niteliğinde olup dava konusu olayda istirdat davasının şartları oluşmadığını, İstirdat davası için ilk şart geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması gerektiğini, İkincisi ise borçlunun borçlu olmadığı bir parayı, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerektiği, Somut olayda müvekkil kooperatifin davalı hakkında başlatmış olduğu herhangi bir icra takibi bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davacı tarafın istirdat davası açmasında hukuki yarar yoktur, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini. Söz konusu belge, sözleşme ve senetlerin okunmadan imzalanmış olması mümkün olmadığını. Davacının bu belgelere dayanarak müvekkil kooperatiften ödünç para, gübre yardımı aldığını, 31.08.2016 tarihli borç bildirim belgesi ile davacıya Ortak Kredi Kartında 01.02.2016 tarihinde vadesi geçen borcunun bulunduğu tespiti bildirildiğini. Müvekkili kooperatif tarafından 31.08.2016 tarihinde davalıya Ortak Kredi kartında tespit edilen borç bildiriminin yapıldığını, Davacının kendi isteğiyle 28.06.2017 tarihinde yapılandırmadan faydalanmak için başvuru yaptığını, Tüm bu hususlar müvekkil kooperatif kayıtları ile aydınlanacağını, Yukarıda açıklanan ve resen takdir edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davaya cevaplarımızda da belirtildiği gibi öncelikle usule ilişkin itirazlarımızın kabulüne, davacı tarafından açılan haksız ve yersiz davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, davanın esasa girilmesi halinde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesince “….Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Denizli ili mülki sınırları olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olup, halihazırda açılmış davaların Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine dair bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle iş bu davanın açılış tarihinin 01/09/2021 tarihinden önceki bir tarih olan 17/05/2018 tarihi olduğu da göz önüne alınarak HSK’nın yukarıda anılan kararı nedeniyle istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik yada gönderme kararı ile derdest dosyaların Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine olanak bulunmadığı, yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında uyuşmazlığın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin uyuşmazlığı çözmesi gerektiği yönündeki ara kural doğrultusunda mahkememizin görevsizliğine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davalı kooperatif istinaf etmiş ve Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması nedeni ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ; kooperatif üyesinin açtığı istirdat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı kooperatif davalı konumda olduğu davalar bakımından harçtan muaf olmadığından hükümde bu husus gözetilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-İstinaf eden davalı taraftan alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcı ile 162,10 TL başvuru harcının davalıdan alınıp HAZİNEYE GELİR KAYDINA ,buna ilişkin harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına
3-İstinaf eden Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/02/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.