Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/309 E. 2023/51 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/11/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 12/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete 172.135,00.-TL. tutarında 9.950 kg. hurda bakır sattığını ve teslim ettiğini, karşılığında davalı şirket adına 22.05.2017 tarihli fatura düzenlendiğini ve faturanın 21.06.2017 tarihinde davalı tarafa teslim edildiğini, davalının fatura bedelini ödememesi üzerine davalı hakkında Antalya 2. icra müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu, itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı şirketle şirketimiz arasında söz konusu 9950 kg hurda bakırın tarafımıza satımı konusunda sözlü olarak konuşma yapılmış ise de, teslim günü geldiğinde davacı şirketin söz konusu malları başka bir firmaya sattığı ve teslim ettiğini, bu firmanın malları iade ettiğini, akabinde davacıya iade edilen ve içerisine 4-5 ton toprak karıştırılmış ayıplı malların tarafımıza teslim edileceğini öğrenmeleri üzerine bu malları teslim dahi almadıklarını, dolayısıyla davacı firma ile aramızda sözlü yahut yazılı bir sözleşme dahi kurulmadığını, hal böyle iken davacı firma kendi ayıplı mallarının zararını karşılamak adına kötü niyetli olarak şirketimiz hakkında tek taraflı ve habersiz bir şekilde fatura ve sevk irsaliyesi düzenleyerek sanki bu malları şirketimize satmış ve teslim etmiş gibi gösterdiğini, firmaları aleyhine Antalya 2. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yasal süresi içerisinde borca, faiz ve fer’ilerine asıl alacağa, yargılama giderlerine avukatlık ücretine ve yetkiye açıkça ve ayrı ayrı itiraz ettiklerini, şirket merkezinin …. / İstanbul olduğu, söz konusu takibin 28.07.2017 tarihinde durdurulduğunu, şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, yeminin kesin delillerden olduğu, davalının usulüne uygun şekilde yemin ettiği bu haliyle uyuşmazlığın kesin olarak çözüldüğü davacının davasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket vekili tarafından bildirilen adrese ve yetkiliye tebligat yapılmasına rağmen şirket yetkilisi tarafından tebligat alınmadığını ve yeminden kaçınıldığını, bu nedenle yemin etmediğini ve vakıaları kabul etmiş sayılacağını, davalı şirket yetkilisinin kesin süre geçtikten sonra duruşmada yemin için dinlenilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle takibe girişmiş, davalı vekili, yetkili mahkemelerin İstanbul İcra Daireleri olduğunu, ayrıca davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla borca ve fer’ilerine de itiraz etmiştir. İtiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki itirazın iptali davasını açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen sözleşme bulunmadığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, borcuda kabul etmediklerini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesiyle dava konusu faturanın davacı defterinde kayıtlı olup, davalı defterinde kayıtlı olmadığı, faturanın BA formununda bulunmadığı, davalı şirket yetkilisinin davacı ile hurda bakır satımı konusunda anlaşma olmadığını, irsaliyedeki hurda bakırı teslim almadığını, faturanın teslim alınmadığını yeminli beyan ile ifade ettiği, mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği, ancak mahkemece davalının yetki itirazı konusunda karar verilmediği anlaşılmıştır.
Davalı icra dairesinin yetkisine itiraz etmekle, öncelikle icra dairesinin yetkisi konusunda karar verilmesi, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığının anlaşılması halinde ise yetkili icra dairesinde yapılan takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. İncelenen dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre, davacının, dava konusu faturadan kaynaklı davalı ile akdi ilişkisi olduğunu yazılı ve kesin delillerle ispatlayamadığı, bu durumda genel yetki kuralları gereğince (HMK 6/1 ve İİK 50/1 maddeleri) icra takibinin davalının yerleşim yeri mahkemesinde yapılması gerektiği, ancak yetkisiz Antalya icra dairesinde takibin yapıldığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine (HMK 15/2 maddesi) karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esasına girilerek reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun re’sen gözetilmesi gereken bu yön nedeniyle HMK’nın 355. Maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kararın kaldırılmasıyla yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun re’sen gözetilmesi gereken yön nedeniyle HMK’nın 355. maddesi gereğince KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/11/2020 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak yatırılan 2.067,70 TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 1.887,80 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,50 TL posta masrafı, 5,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 202,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.12/01/2023