Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/3041 E. 2023/1629 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 16/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,
Müvekkili hakkında Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasıyla yapılan icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, icra takibine konu edilen senette alacaklı davalı …, borçlular müvekkil davacı ve müvekkilinin oğlu … , düzenleme tarihi 20/03/2020, ödeme tarihi 01/07/2020 olup, senet bedelinin 50.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin oğlunun 03/12/2020 tarihinde vefat ettiğini, senedin üzerinde müvekkilinin adı ve imzası görünse de imzaları müvekkilinin atmadığını, davalı tarafından hukuka aykırı şekilde boş senet doldurulduğunu, davacının icra dosyasından borçlu sıfatının kaldırılması gerektiğini, müvekkili aleyhine yapılan takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, aksi takdirde belirlenen teminatın yatırılması suretiyle durdurulmasına, banka hesabına konulan haciz neticesinde hesapta bulunan paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına, yapılan haciz işlemlerinin kaldırılmasına, davalının kusurlu ve kötüniyetli olması sebebi ile alacağın %10’u oranında para cezasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili,
davacı ile oğlunun arasında birinci derece hısımlık bağı bulunan davacı ile dava dışı oğlunun aralarında bağlantı olmadığının kabul edilemeyeceğini, davacının kötüniyetli olduğunu, sunduğu Yargıtay kararı gereğince imzanın davacının eli ürünü olduğunu kontrol etmeden senedi alan alacaklının ağır kusurlu olduğunu, kötüniyetten dolayı icra inkar ile beraber %10 tutarında para cezasına hükmedilmesini talep etmişse de kabul anlamı taşımamak kaydıyla ağır kusur, kötüniyet olarak değerlendirilemeyeceği gibi borçlulardan dava dışı davacının oğluna ait olan imzanın doğru, davacıya ait imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilirse bile baba oğul olan davacı borçluların müvekkiline senet verirken aralarındaki baba oğul ilişkisini esasen üçüncü kişi konumunda bulunan müvekkilini aldatmak suretiyle olduğunun esas olduğunu, aksinin hayatın olağan akışı gereği kabul edilemeyeceğini, aksini iddia eden davacının hayatın olağan akışına aykırı olan savunmasını ispat ve usulüne uygun delillerle doğrulamak ile mükellef olduğunun sabit olduğunu, davanın reddine, tedbir talebinin reddine, takibin devamına, İİK 72/4 gereği alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, imza inkarına rağmen imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… davaya konu senet üzerinde aldırılan bilirkişi raporu ile senet üzerindeki imzanın davacı …’ın el ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, mahkememizce gerekçeli ve denetime elverişli bulunan rapora itibar edilerek dava konusu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile Denizli 5. İcra müdürlüğünün … esas ayılı dosyasında takibe konulan 20/03/2020 düzenleme, 01/07/2020 ödeme tarihli 50.000,00 TL bedelli senet nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Her ne kadar davacı vekili %10 para cezasına da hükmedilmesini talep etmiş ise de, %10 para cezası İİK 170.maddesi kapsamında düzenlenmiş olup İcra Mahkemesince verilen kararlar için geçerli olduğundan para cezasına ilişkin hüküm kurulmamıştır. Davaya konu senedin incelenmesinde davalının lehtar konumunda olup taraflar arasında yüz yüzelik bulunması nedeniyle davalının takibe konu senetteki keşideci imzasının davacı borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu, bu hususta üzerine düşen dikkat ve göstermediğinden takipte ağır kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılarak kötü niyet tazminatına hükmedilerek …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı görülmekle birlikte kendisine ait imza oğlu tarafından atılmış yahut oğlu kendi imzasını atıp babasının imzasını taklit edilmesine sağlamış ise asıl davacı ile oğlu arasında danışıklı işlem söz konusu olduğundan davacının kötü niyetinden dolayı hak iddia etmesinin mümkün olmadığını, bu hususun medeni kanunun 2. Maddesi uyarınca dürüstlük ilkesine aykırı olduğu gibi iyi niyet karinesiyle de bağdaşmadığını, imza incelemesine yönelik olarak ATK incelemesinde senette var olan imzanın yalnızca davacı tarafından atılıp atılmadığına ilişkin inceleme yapılmış olup davacı oğlu müteveffa …’in el ürünü olup olmadığının incelenmediğini, bu nedenle bu hususa ilişkin bir inceleme yapılmaksızın taraflarına %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça takibe dayanak keşidecisi, davacı … ve dava dışı … , lehtarı davalı olan 20/03/2020 keşide, 01/07/2020 vade tarihli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti amacıyla eldeki davanın bono bedeli olan 50.000,00 TL üzerinden harçlandırılmak suretiyle açıldığı, davalı tarafça, davacı hakkında Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan kambiyo takibine özgü haciz yolu ile icra takibine dayanak kılınan dava konusu bono nedeniyle icra takibinde toplam 41.808,97 TL alacak talep edildiği görülmektedir.
İlk Derece Mahkemesince davacının imza itirazı üzerine ATK Fizik İhtisas Dairesinden aldırılan bilirkişi raporuna göre, dava konusu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmaması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmuş olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak, dava konusu bononun takibe dayanak kılındığı icra müdürlüğü dosyasında davalı alacaklının toplam 41.808,97 TL alacak isteminde bulunduğu gözetilerek bu miktar üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken bono bedeli üzerinden yanılgılı değerlendirme ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin bu yönden yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak,davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 30/09/2021 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KABULÜ ile,
Davacının davalıya Denizli 5. İcra müdürlüğünün … esas ayılı dosyasında takibe konulan 20/03/2020 düzenleme, 01/07/2020 ödeme tarihli 50.000,00 TL bedelli senet nedeni ile borçlu olmadığının TESPİTİNE,
b-Asıl alacak olan 41.808,97 TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
c-Alınması gerekli 3.415,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.561,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
d-Davacı tarafından yapılan 1.005,68 TL TL ( peşin harç, başvurma harcı, vekalet harcı, tedbir harcı) 1.801,10 TL (bilirkişi, müzekkere, tebligat vs gideri) olmak üzere toplam 2.806,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinafa gelen tarafın davalı olması nedeniyle İLk Derece Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 897,00 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 57,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam 219,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.16/10/2023