Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2973 E. 2021/2244 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/10/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/12/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “….Müvekkilinin davalı şirketten sipariş verdiği iplikler için önceden avans niteliğinde çekler verdiğini, çeklerin ödeme amaçlı verilen çekler olmadığını, davalı şirketin iplikleri göndermediğini, bu hali dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığını, davalı şirketin iplikleri teslim etmeyeceğini yazılı olarak da bildirdiğini, davalı şirket tarafından davalı bankaya verilen çekleri gösteren davalı banka tarafından düzenlenen ve imzalanan çek teslim bordosunda tahsil veya teminat olarak verildiğinin yazılı olduğunu, davalı bankanın temlik cirosu ile değil, tahsil cirosu ile hamil olduğu çekte yetkili ve meşru hamil olmadığını, keşideci olarak çekten cayma ve ödemeden men talimatı gibi yasal imkanlar olmadığından bu davanın açılmak zorunda bulunduklarını belirterek davanın kabulü ile dava konusu çekten dolayı müvekkil şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı … Bankası cevap dilekçesi ile; Söz konusu çeklerin teminat niteliğinde olmadığını, diğer davalının kullanmış olduğu kredi borcundan düşülmek üzere …. Firması tarafından davalı müvekkili bankaya temlik cirosu ile devredildiğini, dava dilekçesinde çek ödeme amaçlı verilmemiştir beyanını kabul etmediklerini, çekin hukuki niteliği gereği ödeme vasıtası olduğunu, söz konusu çeklerin incelenmesinden tahsil cirosuna ilişkin bir ibarenin yazmadığını, çekin hiçbir yerinde tahsil cirosuna ilişkin bir ibare bulunmadığından davacı tarafın tahsil cirosu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle müvekkili banka açısından haksık, usul ve kanuna aykırı olan davanın reddine, tedbir taleplerinin reddine, % 20 ‘den aşağı olmamam üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesince ; davanın açıldığı tarihinin 01/09/2021 tarihinden önceki bir tarih olan 02/09/2016 tarihi olduğu, HSK’nın anılan kararı nedeniyle istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik yada devir kararı ile derdest dosyaların Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine olanak bulunmadığı, uyuşmazlığın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin uyuşmazlığı çözmesi gerektiği yönündeki ana kural doğrultusunda mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davalı …. Bankası A.Ş. Vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….. HSK’nın 07.07.2021 tarih 608 sayılı kararı ile açıkça “Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün, yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemeleri yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifine ilişkin 30.06.2021 tarihli ve E.21646783-668/13369 sayılı yazısı görüşülerek;
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Denizli ilinin mülki sınırları,
Olarak belirlenmesine, İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” na karar verildiğinden Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsizlik kararı hukuka aykırıdır. Kararda yürürlük tarihi açıkça 01.09.2021 olarak belirtilmiş olup Buldan Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karar tarihini kapsamaktadır. Ticari iş niteliğindeki davaların asliye ticaret mahkemesinde görüleceği, HSK kararı ile Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Denizli ilinin mülki sınırlarını kapsadığı açıktır. Tüm bu açıklamalara rağmen verilen görevsizlik kararı açıkça kanuna aykırı olup Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını …” talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davası istemine ilişindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle Buldan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihli ve …. Esas ve …. Karar sayılı kararı bir görevsizlik kararı niteliğinde olmayıp ” gönderme” ” devir” içerikli olmadığından , iki mahkeme arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığının kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2- Davalı yandan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınmış olmakla ayrıca alınmasına YER OLMADIĞINA
3- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2021 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.