Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2969 E. 2022/9 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
DAVANIN KONUSU : Alacak
YAZIM TARİHİ: :05/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;:müvekkilleri … ve …’un pamuk üretimi ve ticareti yaparak geçimlerini sağladıklarını müvekkillerinin uzun yıllardır S.S. … nolu Denizli …’ya üye olarak kooperatife fazla miktarda ürün verdiklerini, ürün bedellerinin %3 ü oranında sermaye kesintisi yapılarak kooperatifin sermayesinde biriktiğini, üyelerin üyeliklerinin sona ermesi halinde sattıkları ürün bedellerinden yapılan sermaye kesintilerinden biriken miktarların kendilerine ödendiğini, müvekkillerinin 2004 yılından 31/12/2013 yılına kadar S.S. .. nolu … ve …’un üye olduklarını, üye kaldıkları 10 yıl boyunca yüklü miktarlarda pamuk sattıklarını, sattıkları pamukların bedellerin %3 ü sermaye kesintisi olarak kesildiğini,müvekkillerinin 1/12/2013 tarih ve … sayılı kararı ile son üç iş yılında kooperatife ürün teslimatında bulunmadıkları gerekçesiyle ortaklıktan çıkarıldıklarını, müvekkillerinin 10 yıldır kesinti yapılan %3 oranındaki sermaye miktarlarının ödenmesini talep ettiklerini, …’un 11.027,39 TL, …’un da 2.941,03 TL alacaklı olduğuna dair kooperatif tarafından kaşeli belge verildiğini ancak ödeme yapılmadığını beyan ederek, müvekkillerine davalı kooperatiften fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 13.968,42 TL alacaklı olduklarına karar verilerek, alacak miktarının davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine, bu sebeple yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; üye ile kooperatif arasındaki uyuşmazlıkların 1163 sayılı kooperatifler kanununun 99/1.maddesi uyarınca aynı yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının taraflarının tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağının belirtildiğini, 6102 sayılı TTK’nın 5/1, maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesince “… Davanın görevsiz Asliye Hukuk Mahkemesinde 23/03/2020 tarihinde açıldığı, 19/11/2020 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, davacı vekilinin dosyanın görevli Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi için başvuruda bulunduğu, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, böylece davanın açıldığı tarihte arabulucuk dava şartının yerine getirilmediği, 7155 sayılı Kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı anlaşılmakla, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “…Dosya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne geldiğinde mahkemece tarafımıza arabuluculuğa başvurulması için süre verilmesi gerekirdi. Çünkü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmış olduğumuz bu davada arabuluculuğa başvurma şartı yoktur. Mahkemece davanın Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği şeklinde yorumlamıştır. Yerel mahkemenin bu kararı Anayasa’ya, hukuka aykırıdır.
En önemlisi de Asliye Hukuk Mahkemesi 6 ay boyunca dosyaya bakmış, tensipte, gerekçeli kararında ve ara kararında arabuluculuk şartı ve eksikliğinden hiç bahsetmemiştir. Ayrıca iş bu dosya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik ile geleli 11 ay olmuştur. 11 aydır Asliye Ticaret Mahkemesi dosyaya bakmış, duruşmalar olmuş, hiçbir ara kararında ve tensip kararında arabuluculuk zorunludur, dosyada eksiklik vardır diye karar vermemiştir. Arabuluculuk gönüllülük esasına göre olmalıdır. Karara karşı istinaf başvurusu esastan reddedildiğinde oldukça büyük bir zaman kaybı olacaktır…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ;kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İstinaf edilen husus kooperatif ile üyesi arasındaki davada zorunlu arabuluculuk dava şartının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
TTK 5/A maddesine göre . (Ek : 7155 – 6.12.2018 / m.20 / Yürürlük / m.26/1a) (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Görevsiz mahkemede dava açılmış olması mahkemenin sorumluluğunda olan bir husus olmayıp, asliye hukuk mahkemesi için arabuluculuk dava şartı olmayıp, ancak görevli mahkeme önünde bu şart aranmaktadır.
Eğer varsa bir gecikme davayı görevli mahkemede ikame etmeyen tarafın sorumluluğunda olmakla; ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğu nedeni ile verdiği red kararı yerinde olup, davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olduğu ve mahkemenin yetkili olduğu,, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2- Davacı yandan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye GELİR YAZILMASINA
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA
4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.

….