Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2877 E. 2021/2134 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 22/10/2021
TALEBİN KONUSU : İhtiyati tedbir kararına itiraz
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/12/2021
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; yargılaması devam eden menfi tespit davasında 13/01/2021 tarihli talep dilekçesi ile; davalı ve kardeşi hakkında bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık ve tehdit suçlarına ilişkin dava açıldığını, söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasını ve davacının telafisi imkansız zarara uğramaması adına öncelikle davalı tarafça Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 10.06.2014 tarihli otel alım sözleşmesinin sahteliğine ilişkin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma sayılı yapılan suç duyurusu nedeniyle sahtecilik iddialarının somut bir hal aldığını ve davacının tüm mal varlığının hacizli olması ve haczedilen gayrimenkullerin borcu fazlası ile karşılayacak miktarda olması nedeni ile Antalya 4. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasıyla yapılan takibin HMK 209.maddesi gereğince teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin … tarihli ara karar ile; somut olayda menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı, davacının itirazının imzaya itiraz dışında senedin imza dışındaki unsurlarını sonradan tamamlanarak takibe konulduğuna ilişkin sahtelik iddiası niteliğinde olduğu, bu hali ile İİK. 72. Maddesinin ve HMK. 209. Maddesinin somut olayda uygulanma olasılığının bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça Antalya C.Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasındaki iddianın Kemer C.Başsavcılığının 11/12/2010 tarih, … Esas sayılı iddianamesi ile şüpheliler … ve … aleyhine tehdit, bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçlarından dava açılmış olması nedeniyle sahtelik iddiasının somut bir hal aldığı iddia edilmiş ise de; söz konusu hususların mahkeme dosyasında henüz tam olarak açıklığa kavuşmadığı, davacının C.Savcılığı ve ceza mahkemesinden ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasını talep edebileceği, bu aşamada HMK 209.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek yasal koşulların bulunmadığı gerekçesiyle, talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine Dairemizin 09/03/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “Bonolardaki geçersizlik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda İİK’da özel bir düzenleme bulunmadığından mahkemenin 6100 Sayılı HMK’nın 209/1. maddesi ile HMK 389 vd. maddeleri nazara alarak takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi mümkündür. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin 11/04/2019 tarihli tedbir talebinin reddi kararının istinafı üzerine Dairemizce HMK 209.maddesinin uygulanması için iddianın somutlaşmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de, değişen delil durumuna göre yargılamanın her aşamasında tedbir kararı verilmesi, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi mümkün olduğundan, delil durumuna göre tedbirle ilgili yeniden karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesinin davacının sahtecilikle ilgili iddialarının açılan ceza davalarıyla somut hale geldiğini değerlendirmeden davacının HMK 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesi yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereğince esastan kabulü ile icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına ait talebin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına, icra takibinin teminat alınmaksızın HMK’nın 209/1 ve HMK’nın 389. Maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına” karar verilmiştir.
İhtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen davalı vekili 29/09/2021 tarihli dilekçesinde özetle; HMK madde 396/1 hükmü gereği değişen delil durumu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporu, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu gereği, Antalya 4. İcra Dairesi …Esas sayılı dosyası hakkında verilen takibin teminatsız olarak durdurulmasına ilişkin haksız, yerleşik yüksek mahkeme içtihatlarına ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, Mahkememiz aksi kanaatte ise davalının somut olarak şimdiden uğramaya başladığı zararlar ve ileride uğraması muhtemel zararlar göz önünde bulundurulularak dava değerinin en az %115 oranında belirlenecek teminat ile ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesine, haksız davanın reddi ile icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından 22/10/2021 tarihli ara karar ile, değişen delil durumuna göre yargılamanın her aşamasında tedbir kararı verilmesi, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi mümkün olduğundan sahtecilikle ilgili açılan ceza davaları ile davacının iddialarının somut hale geldiği gerekçesiyle mahkememizce verilen teminatsız takibin durdurulması talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak takibin teminatsız olarak durdurulduğu, bu hali ile otel alım ve ortaklık sözleşmesindeki imza nedeniyle değil, açılan ceza davaları nedeniyle karar verildiği, mevcut hali ile değişen durum ve koşulun bulunmadığı görülmekle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 09/03/2021 tarihli ilamında sahtecilik iddiası ile açılan ceza davası nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak değişen delil durumuna göre tedbirin kaldırılabileceğini belirtildiğini, ceza davalarından beraat edeceği ortada olan müvekkilinin, hukuk mahkemesi tarafından cezalandırıldığını, teminatsız olarak verilen tedbir kararı nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, alacağın tahsili ve zararının tazminin imkansız hale geldiğini ileri sürerek 22/10/2021 tarihli ara kararın ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 21/02/2014 tarih 1-1 sayılı İBK’nın gerekçesinde “itiraz, ara kararı vermiş olan aynı mahkemeye (hakime) yapılacağından bu tanım açısından kanun yolu olarak vasıflandırılamaz.” “Yargılamayı sona erdirip mahkemenin dosyadan el çekmesini gerektirmediği (nihai karar olmadığı) için tek başlarına temyiz edilemeyen ara kararları ancak, bir nihai karar olan hüküm ile birlikte temyiz edilebilir.” denmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 396’ncı maddesi “(1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
(2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/1. maddesi hükmüne göre ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Öte yandan, “Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına” ilişkin düzenleme yapan 396. maddenin ikinci fıkrasında, kanun yollarını düzenleyen HMK.’nın 391. maddesinin son fıkrasına veya 394. maddesinin beşinci fıkrasına atıf yapılmamış olduğundan, durum ve koşulların değişmesi sebebine dayalı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması istemi ile ilgili mahkemece verilecek kararın istinafı olanaklı değildir. Aksi hal, 396. maddenin gerekçesinde de belirtilen “…hal ve şartların değişmesi, hukuki bir değerlendirmeden daha çok, maddi şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, birçok kez hal ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyati tedbirlerle ilgili temel hukuki ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyati tedbirin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkanı getirilmiştir…” denilmek suretiyle ortaya konulan kanun koyucunun iradesine de aykırı olacaktır.
Kanun koyucunun ihtiyati tedbire dair kanun yollarına ilişkin düzenlemeleri bilinçli, özenli, ayrıntılı ve açık bir şekilde yapması, ihtiyati tedbir talebinin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânını getirmesi, HMK’nın 395. ve 396. maddelerinde ise bilinçli şekilde aynı kanunun 394/5. fıkrasına atıf yapmaması karşısında, durum ve koşulların değiştiği iddiası ile davalılar vekilinin tedbirin kaldırılması talebi üzerine ilk derece mahkemesince verilen karara karşı kanun yolu, dolayısıyla istinaf yolu kapalıdır. Ancak itiraz yolu açıktır. Dolayısıyla davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 396/2. maddesi hükmü gereğince itiraz dilekçesi olarak dikkate alınması ve bu taleple ilgili mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, istinaf yolu kapalı olduğu halde dosyanın Dairemize gönderilmiş olması doğru olmadığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 22/10/2021 tarihli ara kararına ilişkin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 346 ve 352/1-ç. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalı vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 346 ve 352/1-ç. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 394/5 maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.10/12/2021

….