Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2860 E. 2021/2105 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/04/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ::08/12/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine Antalya 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişildiğini, yasal süre içerisinde icra mahkemesinde imzaya itiraz davası açamadıklarını, takip konusu çeklerdeki imzaların müvekkiline ait bulunmadığını, müvekkili ile kendisinden sonra gelen ciranta/hamil arasında herhangi bir ticari ilişkininde bulunmadığını, davalı bankanın nitelikli ve basiretli bir tacir olduğunu belirterek takip konusu çeklerden ötürü müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile davalı bankanın %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı … Şti.’ne genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırdığını, kredi borcunun ödenmemesi sebebi ile borçlu ve kefiller aleyhine takiplere girişildiğini, takip konusu çeklerin borçlu şirket tarafından kredinin teminatı olarak müvekkiline tevdi edildiğini, müvekkili bankanın davacı ile dava dışı … Şti. arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığını, bu ilişkiyi araştırmaları ile yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek davanın reddine ve davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; “.. alınan yerel bilirkişi raporu ve bu raporu destekleyen ATK raporu doğrultusunda takip konusu çeklerde birinci ciranta olarak davacı adına atılı bulunan imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılmakla, takip ve takip konusu çeklerden ötürü davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, çeki … Şirketinden ciro ve teslim ile devralan davalı bankanın, önceki cirantaların aralarındaki ilişkiyi araştırma ve bilme yükümlülüğünün bulunmadığı, kötü niyetli olduğuna dair bir delilin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmakla, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine..” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil Bankanın bir finans kurumu olduğunu, bankanın, kendisinden kredi kullananın kullanmış olduğu krediyi amacına uygun olarak kullanıp kullanmadığını denetleme ve takip etme gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, Dava dışı … Şti. firmasının kredi borcunu ödememesi nedeniyle asıl zarara uğrayan müvekkil Banka olduğunu, iyi niyetli meşru hamil olan müvekkil bankanın davacı ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden haberi olmadığını ve ilişkiyi araştırma ve bilme yükümlülüğü de bulunmadığını, davacı ile dava dışı … şti. firması, çeklerin keşidecisi, cirantaları arasındaki hukuki ilişki müvekkil bankayı ilgilendirmediğini, davaya konu çeklerin … Şti. firması tarafından kullanmış olduğu kredinin teminatına verildiğini, kıymetli evrakların mücerretliği ilkesi gereği, çekler asıl borç ilişkisinden tamamen bağımsız ve kayıtsız şartsız para havalesi mahiyetinde olduğunu, bu nedenlerle davacı tarafın lehtara karşı ileri sürebileceği defileri iyiniyetli meşru hamil olan müvekkil bankaya ileri süremeyeceğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, takip konusu çekler nedeniyle menfi tespit davasıdır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen 18/10/2017 gün ve … Esas … Karar sayılı ilamına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 04/06/2018 gün ve … Esas … Karar sayılı kaldırma kararı doğrultusunda yapılan inceleme ve araştırma sonucunda ATK tarafından alınan rapora göre, takip konusu çeklerde birinci ciranta olarak davacı adına atılan imzaların davacıya ait olmadığının anlaşılmasına, imza itirazının mutlak nitelikte bir defi olup iyi niyetli hamil dahil herkese karşı ileri sürülebilmesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.335,75 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 833,93 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.501,82‬ TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan TAHSİLİNE,
3-Davalı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin 78.630,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi.