Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/285 E. 2022/1927 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/01/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … Pet. Nak. Tur. Gıda Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin halen …. San. Tic. Ltd. Şti. ünvanı ile faaliyet gösterdiğini, davalının çok kez davacı firmadan peynir vb. ürün alışverişi gerçekleştirdiğini yine 11/07/2015 tarihinde toplam 3.996,00.-TL bedelli peynir ile 17/09/2015 tarihinde toplam 3.888,00.-TL bedelli peynir alışverişi gerçekleştirdiğini, ancak davalı yanın 1.000,00.-TL haricinde kalan kısımlarını ödemekten imtina etmesi nedeniyle davalı hakkında Denizli 2. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı yanın 23/09/2016 tarihli itirazı ile de takibin durduğunu belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptali, borçlunun taraflarına borçlu bulunduğunun tespitine, borçlunun takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirket ile davacı şirket arasında 11/07/2015 ve 17/09/2015 tarihlerinde toplam 7.884,00 TL tutarında peynir vb. ürün alışverişinden doğan Denizli 2.İcra Müdürlüğü’nün …. Esas numaralı dosyasına konu fatura borcunun dilekçesi ekinde mevcut tediye fişi ile fatura mümzii ….’a 16/04/2016 tarihinde teslim edilen …. Şubesina ait 31/07/2016 keşide tarihli 7.500,00 TL bedelli, …. numaralı … nın çeki ile ödendiğini, bu sebeple davacı şirketin davalı şirkette hiçbir alacağının kalmadığını belirterek davacının davalı şirket aleyhine Denizli 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından tamamen haksız ve kötüniyetle yaptığı ilamsız takibe itirazları sonrası itirazın iptaline ilişkin işbu davanın reddine, kötüniyetle hareket eden davacının %40 dan aşağı olmamak üzere davalıya muhik bir tazminat ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve bu ilişki nedeniyle davacının davalıdan 11/07/2015 tarih 3.996,00 TL tutarlı ve 17/09/2015 tarih 3.888,00 TL tutarlı 2 adet fatura alacağının bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki husumet bu bedelin ödenip ödenmediği noktasındadır. Davalının borcunu …. Bankası …. Şubesine ait 31/07/2016 keşide tarihli 7.500,00 TL bedelli müşteri çeki ile ödediği, çekin davacı çalışanı … ya tediye makbuzu ile teslim edildiği, tediye makbuzu üzerinde ismi ve imzası bulunan … nın davacının sigortalı çalışanı olduğu, davacı tarafından 2014 yılına ait defter ve kayıtların incelemeye sunulduğu ancak dava konusu faturaların 2015 yılına ait olduğu, bu nedenle alacak borç ilişkisinin tespiti için ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği ve davalı kayıtlarında takibe dayanak faturaların peşin ödeme ile kayıt altına alarak ödendiği tespit edilmekle davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir. İİK’nın 67/2. maddesinde borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun, takibinde haksız görülmesi halinde alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine hükmolunan meblağın % 20’sinden az olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiştir. Kötüniyet tazminatına karar verilebilmesi için takibin haksız olması yeterli olmayıp, aynı zamanda alacaklının kötüniyetli olduğunun ileri sürülüp kanıtlanması gerekir. Somut olayda, davalı tarafından davacının kötüniyetli olduğuna yönelik iddia ileri sürülüp kanıtlanmadığından kötüniyet tazminatına …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tediye makbuzunda ismi geçen … adında müvekkilinin bir çalışanı olmadığı gibi …. veya …. isimli şahısların müvekkili şirket adına para teslim alma yetkisinin de bulunmadığını, davalının tacir olup, basiretli bir iş adamı gibi davranmak olmasına rağmen ödeme almaya yetkili şirket yetkililerine ödeme yapmadığını, müvekkili şirketin 2015 yılı sonlarına itibaren gayri fail durumda olduğunu, bu nedenle 2015 yılından e-defter kaydına geçen müvekkilinin tutulan kayıtlarının çıkartılması mümkün olan kısımların mahkemeye sunulduğunu, müvekkilin defterleri incelendiğinde tediye makbuzu veya tahsilat makbuzun tespit edilemediğinin belirtildiğini, peşin olarak kayıt altına alınmış bir ödeme mevcut ise tahsilat makbuzu veya tediye makbuzu örneğinin imzalatılarak davacının ödediği tutarı ispatla mükellef olduğunu, kök ve ek raporda belirtildiğini, davalının defterine kaydetmediği sahte olup olmadığı belli olmayan ödeme alma konusunda yetkisi olup olmadığı bir kişiye ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmayan bir belgeye istinaden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalının takip ve dava konusu faturalara ilişkin 31/07/2016 keşide tarihli 7.500,00 TL bedelli çekle ödeme yaptığına dair savunmada bulunduğu, davacı tarafın mahkemeye sunmuş olduğu 17/02/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde davalı tarafın sunmuş olduğu çekin taraflar arasındaki başka bir ürün bedellerine istinaden verildiği belirtildiği, böylece davalının ödemeyi kabul ettiği ancak bu ödemenin başka bir ticari ilişkiye ilişkin olduğunu ispat külfeti adı altına girdiği, davalının ödemenin başka bir ticari ilişkiye ilişkin olduğuna dair yazılı ve kesin bir delil sunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.30/12/2022