Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
DAVANIN KONUSU: İstirdat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/12/2021
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının müvekkile ait otele halı döşeme işi yaptığını, bakiye alacağı kaldığı iddiası ile Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında alacak davası açtığını, yerel mahkemenin keşif taleplerinin kabul edilmediğini ve davalının dava konusu ettiği halıyı döşeyip döşemediğinin anlaşılamadığını, mahkemenin işin uzmanı bilirkişiler ile Beldibinde bulunan otele keşif yapmasını ve bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, bu keşif yapıldığında müvekkile ait otelde yapılan işin eksik olduğu ve faturaya göre ödemek zorunda kaldıkları işin 3.932,00-TL kısmının davalının hak etmediğinin ortaya çıkacağını, bu gerçek ortaya çıktığında müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı harç masraf ve vekalet ücretinin müvekkilden haksız olarak alındığı – davalının haksız zenginleştiğinin de ortaya çıkacağını, bu incelemeler neticesinde halı döşeme işinden doğan borçlarının olmadığının ortaya çıkacağını, Antalya 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin kararından dolayı Kemer İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasına ödemek zorunda kaldıkları davalının haksız zenginleşmesine neden olan 11.307,00-TL’nin taraflarına iadesine karar verilmesinin gerektiğini, dava menfi tespit davası olduğundan arabulucuya başvurmadıklarını belirterek Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E ve … K sayılı kararının kesin olarak verilmesi nedeniyle Kemer İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına ödemek zorunda kaldıkları, ancak borçlu olmadıkları ve bu nedenle davalının haksız zenginleşmesine yol açan 3.932,00 TL halı döşeme işi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, borçlu olmadığının tespiti halinde ödemek zorunda kaldıkları %20 icra inkar tazminatı, 175,00 TL harç, 679,00 TL yargılama gideri, 2725,00 TL vekalet ücreti ve diğer kalemler toplamı 11.307,00 TL ‘nin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle, müvekkili adına Kemer İcra Dairesi … E. sayılı dosya üzerinden başlatılmış olan takibe davacının itiraz etmesi nedeniyle ikame edilmiş olan itirazın iptali davası Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 18.09.2019 tarih, … E. …K. sayılı ilamı gereğince hükme bağlandığını, Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 18.09.2019 tarih, … E. ve … K. sayılı ilam gereğince itirazın iptaline ve asıl alacak olan 3.932,00 TL yönünden takibin devamına karar verildiğini, verilen kararın miktar itibariyle kesin olduğunu, her ne kadar gerekçeli kararda mahkemece sehven istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmişse de, Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin istinaf başvurusu değerlendirme kararı ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi … E. ….K. sayılı ilamından da görüleceği üzere, sehven istinaf kanun yolunun açık gösterildiği, verilen kararın kesinlik sınırı olan 4.400,00 TL’nin altında kaldığı bu nedenle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiğini, huzurdaki davanın menfi tespit davası değil istirdat davası olduğunu, davanın ise paranın ödendiği tarihten itibaren bir sene içinde ikame edilmesi gerektiğini ve ayrıca 6102 Sayılı TTK m.5/A gereğince dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunluluğu dava şartı olduğundan ve evveliyatında arabulucuya başvurulmadığından, bu nedenle de davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Dava, mahkeme ilamı ile kesinleşen takipte davalı tarafa ödenmek zorunda kalınan paranın iadesine ilişkin açılmış istirdat davasıdır. 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasa ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca ticari davalarda dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir. Davacı vekili davanın menfi tespit davası olması sebebiyle arabuluculuğa tabi olmadığını ve bu nedenle arabuluculuk yoluna başvurmadıklarını belirtmiştir. Davacı vekili eldeki davada borçlu olmadıkları paranın iadesini istediğinden dava istirdat davası olup, arabuluculuğa tabidir. Dolayısıyla arabuluculuğa başvurulmadan açılan eldeki davanın dava şartı yokluğundan HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddi gerekmektedir. Diğer taraftan davacı vekili, mahkemenin keşif yapmadan karar verdiğini, aslında borçlu olmadıklarını, mahkemenin kesin olarak karar vermesi sebebiyle takip borcunu ödemek zorunda kaldıklarını belirterek esasen yargılaması yapılmış ve varlığı mahkeme kararıyla kesinleşmiş borç için yeniden yargılama yapılmasını istemektedir. Dolayısıyla tarafları ve konusu aynı olan bir uyuşmazlık hakkında daha evvel kesinleşmiş bir hüküm bulunduğundan, kesin hükmün bulunmamasına yönelik HMK’nın 114/1-i maddesinde yer alan dava şartının eldeki davada bulunmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan sebeplerle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme arabulucuya başvurmadıkları gerekçesiyle taraflarına süre vermesi gerektiğini, taraflar arasında arabuluculuk görüşmelerinin olduğunu, yerel mahkemece keşif yapmadığını, fatura olmasının borçlu oldukları anlamına gelmediğini, faturaya konu otelde fatura içeriğinde bulunan işin yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, tespit davası olduğunu, kesin hükmün içeriğini tartışmaya açmadıklarını, faturaya konu otelde fatura içeriğinde bulunan işin yapılıp yapılmadığının tespitini talep edildiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeninden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 22/12/2021