Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/271 E. 2023/28 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 12/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,müvekkilinin keşidece olduğu …. Bankası A.Ş … şubesi tarafından TR …. ıban nolu hesaptan düzenlenen … çek nolu 30.08.2015 keşide tarihli 28.000,00 TL bedelli keşide yeri Denizli olan çek ile ilgili olarak keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığı gerekçesi ile Denizli Asliye Tİcaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını ve davanın …. karar ile kabul edildiğini, 20.04.2017 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş karar örneği davalı bankaya gönderildiğini, banka kayıtlarındaki karşılıksız çek kaydının düzeltilmesi istendiğini, karşılıksız çek kaydının düzeltilmesi için bankaya gidildiğini, çek ile ilgili risk çıkışı yapılabilmesi için kesinleşmiş çek iptal kararının taraflarına sunulması yada çek aslının bankamıza ibraz edilmesi gerektiğini, çek iptal kararı sunulduğunda veya çek aslı bankalarına ibraz edilmesi gerektiğini, çek iptal kararı sunulduğunda veya çek aslı bankaya ibraz edildiğinde söz konusu çekin risk çıkışı sistemlerinden yapılabileceği yönünde cevap vererek taleplerini reddettiğini, davalının yerine getirilmesini istediği şartların hukuken mümkün olmadığını, yasa gereğince keşidecinin çek iptali davası açması mümkün olmadığını, bu nedenle çek iptal kararının müvekkili tarafından alınıp davalıya ibrazının mümkün olmadığını, … esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında o davanın davalısı … şirketine çeki mahkemeye ibraz etmesi için müzekkere yazıldığını ancak çeki ibraz edilmediğini, çek aslının nerede olduğunun taraflarınca bilinmediğini, bilinmesinin de mümkün olmadığını, davalı bankanın sistemlerinden karşılıksız çek riski çıkışını yapmaması nedeniyle müvekkilinin diğer bankalardan kredi kullanamadığını bu nedenle … Bankası A.Ş …. şubesi tarafından … ıban nolu hesaptan düzenlenen … çek nolu 30.08.2015 keşide tarihli 28.000,00 TL bedelli keşide yeri Denizli olan çek ile ilgili olarak davalı bankanın sisteminde kayıtlı bulunan karşılıksız çek risk çıkışının sistemlerden çıkışına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, müvekkili bankaya ibraz edilen mahkememizin 04.11.2016 tarihli …. esas …. karar sayılı ilamında çek ile ilgili menfi tespit davasına ilişkin karar olduğunu, bahse konu dava neticesinde mahkeme tarafından tespiti yapılan hususun davacının davalıya karşı borçlu olmadığı olduğunu, ancak çekin temel ilişkiden bağımsız olarak devri mümkün olduğundan ve ilgi çekin ciro yoluyla başka kişilerin elinde olması muhtemel olduğundan bahse konu çek ile ilgili risk çıkışı yapılabilmesi için kesinleşmiş çek iptal kararının müvekkili bankaya sunulması yada çek aslının bankaya ibraz edilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili bankanın her bir çek yaprağı üzerine kanuni tazmin sorumluluğu bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… davalı bankanın davaya konu çek hesabına bloke koyduğu, davacının çek aslını bankaya sunmaması veya ilgili çekle ilgili çek iptali kararı açmammış olması sebebiyle davalı bankanın çek risk kaydını kaldırmadığı davalı bankanın ilgili kanuna göre yaptığı işlemde ilgili Yargıtay ilamlarına göre yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iş bu davanın türü olarak bankacılık işlemlerinden kaynaklanan menfi tespit davası olarak yazılmışsa da bu dava türünün menfi tespit davası olmadığını, müvekkilinin bankaya borçlu olmadığının tespitini istemediğini, bankaya çekle ilgili hiçbir yükümlülüğü olmamasına rağmen banka kayıtlarındaki karşılıksız çek riskinin kayıtlardan (sistemden) silinmesini istediğini, iş bu dava ile neyi talep ettiklerinin yerel mahkemece anlaşılmadığını, bu nedenle davayı farklı bir yöne çekmek isteyen davalı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçeleri muteber kabul ettiğini, davalı banka ve Türkiye’de faaliyet gösteren tüm bankaların kendi sistemlerinde kayıtlı müşteri imzası ile çek keşidecisinin imzası birbirini tutmadığı takdirde ödemekle yükümlü oldukları karşılıksız çek bedelini ödemediklerini, çek üzerindeki imzanın müvekkilime ait olmadığının Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas … Karar sayılı kararı ile kesinleştiğini, bu nedenle bankanın ödemek zorunda olduğu karşılıksız çek bedeli miktarı bulunmadığını, yasa gereğince çek keşidecisinin çek iptali davası açması mümkün olmadığını, yerel mahkemenin red gerekçesinin yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, karşılıksız çek riskinin kayıtlardan silinmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının iddialarına dayanak teşkil eden Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas, …. karar sayılı dosyasında dava konusu riskin kaynağını teşkil eden çek için imza incelemesinin yaptırılmadığı, öte yandan Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 14/09/2017 tarihli …. Soruşturma sayılı dosyası için verilen koyuşturmaya yer olmadığına dair kararının içeriği, söz konusu çekin 16/03/2015 basım tarihli olduğu, dava tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin dolmadığı, çekin her zaman ciro edilerek tedavüle konulabileceği menfi tespit davasının tarafı olmayan iyi niyetli 3.kişilerce de bankaya ibraz edebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak, dava değerinin 1 TL olarak belirtildiği ve bu değer üzerinden harç yatırılarak açılan davada, İlk Derece Mahkemesince dava konusu da gözetilerek davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken harçlandırılmayan çek bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 02/10/2020 tarihli …. Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın REDDİNE,
b-Alınması gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
d-Davacı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince ret edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 197,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.11/01/2023