Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/267 E. 2022/1878 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 02/10/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 23/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili bankanın …. Şubesi ile … arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalılar … ve …’ın bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, karşı taraf davalı-borçlularca ödenmesi gerekirken borç bakiyesinin bankaya ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek; borcun ödenmesi hususunda asıl borçlu davalı …’a ve diğer davalılar … ve …’a Selçuk Noterliğinin 29/06/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiştir. İş bu ihtarname karşı taraflara tebliğ edilmiş ise de borcun ödenmemesi sebebi ile Denizli 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalıların söz konusu takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalıların itirazının haksız ve usule aykırı olduğunu ve iptaline karar verilmesini, % 20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalılar vekili, davacı tarafından açılan icra takibinde yetkili icra dairesinin Selçuk İcra Müdürlüğü olduğunu, davalı …’ın tacir olduğuna dair herhangi bir belge sunmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kefillerin kefilliklerinin usulüne uygun alınmadığını, kanunun aradığı şekil ve şartlara uyulmadığından kefilliklerinin geçersiz olduğunu, 9.033,99-TL’lik alacağa 56.621,95-TL temerrüt faizi yazıldığını, 2.831,10-TL BSMV, 7.742,15-TL masraf yazıldığını, bu durumu anlamanın mümkün olmadığını, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan edip davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … , davacı tarafından açılan icra takibinde yetkili icra dairesinin Aydın İcra Müdürlüğü olduğunu, yetki sözleşmesinin tacirler arasında yapılabilen bir konu olduğunu, davacının bu konuda sunduğu bir delil olmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, tarafının tacir olduğuna dair herhangi bir belge sunmadığını, bu kapsamda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, 9.033,99-TL’lik alacağa 56.621,95-TL temerrüt faizi yazıldığını, 2.831,10-TL BSMV, 7.742,15-TL masraf yazıldığını, bu durumu anlamanın mümkün olmadığını, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan edip davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı banka tarafından gönderilen kat ihtarına rağmen davalıların icra takibine konu kredi borçlarını ödemediği, mahkememizce aldırılan, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporlarında davalıların borçlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, Denizli 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile; 9.033,99 TL asıl alacak, 56.621,95 TL işlemiş temerrüt faizi, 2.831,10 TL BSMV, 7.742,15 TL masraf olmak üzere toplam 68.487,04 TL üzerinden devamına, 9.033,99 TL asıl alacağa yapılan ödemeler düşülmek suretiyle yıllık %46 temerrüt faizi oranından temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV uygulanmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kefilliklerin geçersiz olduğunu, eş rızasının olmadığını, ortada var olmayan bir sözleşmeye kefillik durumunun söz konusu olmadığını, imza olmayan sayfalarında değerlendirmeye alındığını, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, bilirkişinin hesap hatası yaptığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, GKS’ye dayalı kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı … GKS’de asıl borçlu, davalı … ve … ise müteselsil kefildir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ile asıl borçlu davalı … arasında imzalanan Genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesine göre uyuşmazlıklarda Denizli Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığı, sözleşme uyarınca borçluya ticari kredi kullandırıldığı, Denizli Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 17/1. Maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesi yer almıştır.
HMK’nın 17. Maddesine göre yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında imzalanmış olması gerekir. Davalı vekili davalı asıl borçlu …’ın tacir olduğuna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını beyan etmekle bu konuda inceleme yapılıp yetki konusunda karar verilmesi gerekirken araştırma yapılmaksızın kredi sözleşmesinde Denizli mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazının 19/04/2019 tarihli celsede reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
TBK’nın 584. Maddesinde “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve … sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” düzenlemesi yer almıştır.
İstinafa gelen davalı kefillerin kefaletin geçersizliği ile ilgili olarak eş rızasının gerekli olup olmadığı yönünden TBK’nın 584/3. maddesi gereğince gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı, yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna göre, eş rızası gerekmediğinin anlaşılması halinde ise GKS’nin 28/08/2015 tarihinde düzenlenip kefil …’ın 17/08/2015 tarihinde, …’ın ise 27/08/2015 tarihinde kefil sıfatıyla imzalarının olmasıyla birlikte taksitli ticari krediyi ödeme planında kefillerinde imzasının olması nedeniyle GKS’nin imzalandığı tarihten önceki kefalet tarihinin maddi hataya dayalı olup olmadığı, dolayısıyla geçerli olup olmadığı üzerinde de durularak sonucuna göre, dosyada alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniylede bankacılık uygulamaları konusunda uzman bilirkişi kurulundan TCMB tebliğleri, bankacılık uygulamaları ve sözleşme hükümleri de incelenerek ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun rapor alınarak yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçelerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/10/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 1.169,59 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalılar … ve …’a İADESİNE,
5-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.23/12/2022