Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2626 E. 2021/2035 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 16/04/2019
DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davacı ve davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin …’nin işçisi olduğunu, işçi alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokol gereğince müvekkilinin toplam alacağının 35.795,76 TL olduğu, protokolün 3.5 maddesi gereğince 1 taksitin ödenmemesi halinde borcun tamamının muaccel olacağının belirtildiğini, müvekkiline bir kısım ödeme yapıldığını, fakat bu ödemelerin taksit tarihinden sonra olduğunu, 01/03/2014 tarihi itibariyle 32.598,76 TL alacağının muaccel hale geldiğini, söz konusu tarihten iflas tarihine kadar geçen süre için işlemiş faizin mevduata uygun olan en yüksek faiz olacağını, …’nin iflasının açıldığı davalı iflas müdürlüğüne işçi alacaklarının kaydı için yaptıkları başvurunun davalı tarafından reddedildiğini, gerekçe olarak müvekkilinin … şirketinin işçisi olmasının gösterildiğini, … ve … şirketleri arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu, mal varlıklarının iç içe geçtiğini, her iki şirketin birlikte açtıkları iflas erteleme davasında aralarında organik bağ bulunduğunu kabul ettiklerini belirterek Antalya 10. İcra ve İflas Müdürlüğünün … sayılı İflas Dosyasına hazırlanan Alacaklılar Sıra Cetveline, 32.598,76.-TL alacağın 01/03/2014 tarihinden şirketin iflas ettiği 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte kaydının yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Davacının müflis şirkette çalışmadığını … ve …’nin ayrı tüzel kişilikler olduğunu bu sebeple sıra cetveline kaydının yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, her iki şirket hakkında birlikte iflas ertelemesi talebinde bulunulup her iki şirketin birlikte iflasına karar verilmesi, şirketlerin ortaklık yapısının birbiri ile %99,9 oranında aynı olması, çok güçlü yönetsel bağ bulunması sebepleriyle her iki şirket arasında çok güçlü organik bağ bulunduğu açık olup her iki şirketin mal varlığının birlikte değerlendirilmesinin gerektiği, zira farklı şirketlerden alacaklı olup bu şirketlerden olan alacağını tahsil edemeyen somut olaydaki davacı gibi alacaklıların organik bütünlük içindeki mal varlığı topluluğunun yalnızca bir kısmına karşı hak iddia edebilecek hale gelecekleri, bu durumun da adaletli olmayacağı, … şirketinin tüzel kişilik perdesinin arkasında davalı … şirketinin olduğu, bu sebeple davacının işçilik alacağı konusunda müflis … şirketinin masasına yönelik alacak başvurusunda haklı olduğu, davacının 35.795,76.-TL’lik alacağını … şirketinin iflasının açıldığı Antalya 9. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına aynen kaydettirdiği, aralarında fiili ve organik bağ bulunması sebebiyle söz konusu alacak miktarının müflis … şirketini de bağlayacağı, davacının dava dilekçesinde bir kısım ödemenin yapıldıktan sonra kalan borcun 32.598,76 TL olduğunu belirterek bu tutar üzerinden iflas tarihine kadar işlemiş faizle birlikte alacağının masaya kaydının yapılmasını talep ettiği, davacı taraf işlemiş faiz talebini protokolün 3.5 maddesinde belirtilen ilk taksidin ödenmemesi halinde borcun muaccel olacağına ilişkin anlaşmaya dayandırmış ise de söz konusu anlaşmanın bir taksitin ödenmemesi halinde tüm borcun talep edilebileceği anlamını taşıdığı, işlemiş faiz için işverenin temerrüde düşürülmesi gerektiği, buna ilişkin çekilen bir ihtarnameden veya takipten söz edilmediği, bu nedenle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle, davacının kısmi ödeme beyanı da dikkate alınarak 32.598,76 TL alacak miktarı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince faiz talebi yönünden hüküm kurulmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, davalının icra takibiyle temerrüde düşürüldüğünü, faiz talebi yönünden davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; iflas memurluğuna kayıt için başvurulan alacağın 52.003,29 TL olduğunu, ancak 32.598,76 TL alacak için kayıt kabul kararı verildiğini, davanın reddedilen kısmı için vekalet ücretine hükmedilmediğini, müflis şirket ile … arasında organik bağ bulunmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının istinaf incelemesi yönünden; Davacı tarafça, işlemiş faiz talebinin hüküm altına alınmadığı gerekçesiyle istinaf yoluna başvurulmuşsa da dava, organik bağ iddiasına dayalı kayıt kabul istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı şirket ile dava dışı … arasında organik bağ olduğunu ileri sürmüş, ilk derece mahkemesince şirketler arasında organik bağ olduğuna hükmedilmiştir. Dava organik bağ iddiasına dayalı olarak açıldığından davacı …’ye kayıt edilen alacağın …’ye iflas masasına kaydedilmesini talep edebileceğinden davacı vekilinin işlemiş faiz talebi yönünden istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davalının istinaf incelemesi yönünden; müflis …’nin, 11/03/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünmek suretiyle tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere yavru şirket konumunda …’nin kurulduğu ve Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, her iki şirketin grup şirketi olduğu, …, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arzettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü anlaşıldığından … ile … arasında organik bağ bulunmaktadır. Davacı dava dilekçesinde, 32.598,76 TL alacağın iflas masasına kaydedilmesini talep ettiğinden reddedilen bir alacak miktarı da bulunmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
b-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
2-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
b-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince taraflara iadesine,
4-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 29/11/2021

……