Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2607 E. 2023/1799 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
DAVANIN KONUSU : Sigorta
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 15/12/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin maliki olduğu ve sürücüsü … olan … plakalı aracın 21/06/2019 tarihinde Denizli-Antalya yolu üzerinde … plakalı araç ile kaza yaptığını, bahsi geçen kazaya ilişkin müvekkili şirkete ait aracın kasko poliçesini düzenleyen davacı şirket nezdinde hasar dosyası oluşturulduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin ifadesine göre aracın kiralanmış olması gerekçesiyle kasko tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkilinin aracı arkadaşına aile ziyaretine gidebilsin diye ödünç verdiğini, kiralamanın söz konusu olmadığını beyan ederek; 500,00 TL ekspertiz ücreti, şimdilik 300,00 TL parça ve işçilik bedeli ile davalı sigorta şirketinin kasko genel şartlarına uygun olarak ödeme yapmaması nedeniyle şimdilik 200,00 TL ticari kazanç kaybının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen aracın müvekkili şirket nezdinde rizikolara karşı teminat altına alındığını, davaya konu kaza nedeniyle müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine dosya açılarak inceleme başlatıldığını, davacının müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracını rent a car olarak kullandığı tespit edildiğinden tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, meydana gelen kazada oluştuğu iddia olunan zararın net bir şekilde ortaya konulması ve sigortalı araç sürücüsünün kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, aracın işletilememesinden doğan kazanç kaybının, aracın hasarlı olması dolayısıyla kullanılan ikame araca ilişkin ücretler ve bu nedenle yapılan sair giderlerin poliçe kapsamı dışında olduğunu beyanla davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davalının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için meydana gelen haksız eylemde kusurlu olmaları gerektiğinin açık olduğu, detaylı bir tespit sonucu kusur bilirkişisince tanzim edilen raporun yeterli ve isabetli olduğu kanaatine varıldığı, iş bu rapora da taraflarca itirazın da bulunmadığı, dolayısıyla davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu belirlendiğinden, 2918 sayılı KTK’nın 89. maddesinde sayılan hallerden zarar görenin ağır kusurlu olduğu durumlarda işletenin sorumluluğu ile zarar arasında nedensellik bağı kesileceğinden işletenin sorumlu tutulmadığı hallerden sigorta şirketinin de sorumluluğu ortadan kalkacağından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, ödemeyi reddetme sebebi olan aracın kiralandığını ispatlaması gerektiğini, davalının ispat yükünü yerine getirmediğini, tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, mahkemenin gerekçeli kararında bahsetmiş olduğu kusur durumunun ZMMS ve değer kaybı ile ilgili olduğunu kasko poliçesi yaptırmanın araç maliklerinin tercihine bırakıldığını ve kaskonun amacının, araç malikinin kusurlu olduğu kazalarda dahi araçtaki hasar bedelinin tazminini sağlamak olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun son bulmasının ancak sürücünün alkol veya uyuşturucu etkisi altında kalması, araç bakımı yükümlülüğünü yerine getirmemesi, sürücünün bilerek ve isteyerek kazaya sebep olması, olay yeri terk vb. sebeplerle mümkün olacağını, bahsi geçen teminat dışı kalan hallerin herhangi birinin söz konusu olmadığını, bu hususta davalı şirketin de herhangi bir iddiasının bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı sigortalının trafik kazası nedeniyle uğradığı zararların taraflar arasında yapılan kasko sigortasına dayanılarak tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasında kasko poliçesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf, sigortalısının aracı rent a car olarak kullandığı gerekçesiyle tazminat ödemesi yapılmadığını savunmaktadır. Mahkemece, meydana gelen kazada davacı sigortalıya ait aracı kullanan sürücünün tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında kasko poliçesi bulunduğu, bu poliçenin araç malikinin kusurlu olduğu kazalarda dahi zararlarının karşılanmasını teminat altına aldığı hususu mahkemece gözden kaçırılarak yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Sigortalı aracın rent a car olarak kullanıldığı yönündeki iddiasını ispat külfeti davalı sigortacıda olup; mahkemece bu iddianın ispat edilip edilmediği hususu değerlendirildikten sonra, sonucuna göre konusunda uzman bilirkişiden alınacak raporun değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının ilk derece mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi.