Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2593 E. 2021/2029 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili hakkında Antalya 10. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibine konu edilen 15/12/2009 tanzim tarihli, 15/02/2010 vade tarihli 3.000,00 TL bedelli, 23/03/2010 tanzim tarihli 30/102010 vade tarihli 1.700,00 TL bedelli, 23/03/2010 tanzim tarihli 31/07/2010 vade tarihli 1.732,00 TL bedelli bonolar ile icra takibi başlatıldığını, Antalya 10. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alacaklı görünen davalı hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu ve Antalya 1. Ağır Ceza mahkemesinin … esas sayılı dosyasından da … hakkında kamu kurum ve kuruluşları v.b. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik iddiası ile cezalandırılması için dava açıldığını, Antalya 10. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibe dayanak senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, senedin farklı kişiler tarafından doldurulduğunun da ortada olduğunu, takibin halen devam ettiğini beyan ederek; Antalya 10. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitin karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, ortada planlar dahilinde meydana getirilen kötü niyetli eylemler ve işlemler bulunduğunu, müvekkilinin mağduriyetine neden olunduğunu, müvekkilinin …/BURDUR’da faaliyet gösteren ……. Ltd. Şti’nin vekaleten yetkilisi ve ortağı olduğunu, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin üretmiş olduğu plastik ürünlerin çeşitli bölgelerde pazarlamasını yaptığını, çok sayıda şahıs ve firmaya ürün satışı gerçekleştirdiğini, müvekkilinin davacıyı tanımadığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin mal almaları ve aradaki ticari ilişki sebebiyle …. Ltd Şti olarak alıcı şirketten haberdar olduğunu ve bu şirketin sipariş vermiş olduğu ürünleri alıcının adresine dava dilekçesinde belirttikleri faturalar karşılığında toplam bedeli 6.665,27 TL olan ürünlerin teslimatını yaptığını, icra takibine konu senetlerin, faturalarla birlikte bu şirkete teslim edilen ürünlerin karşılığı olarak, bu şirkette bulunan ve kendisini … olarak tanıtan kişi tarafından imzalanarak müvekkile ve bir başka mal teslimi sırasında müvekkilin ürün dağıtımını o tarihte yapan çalışanı …’e yine bu kişi tarafından verildiğini, …’in tanık olarak dinlendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, senetlerin, faturaların teslim edildiği adreste müvekkile ve çalışana kaşe basılıp imzalanmak suretiyle kendisini … olarak tanıtan kişi tarafından bizzat teslim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 09/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu senetlerdeki, senet ön yüzlerindeki imzaların tamamının davacı eli ürünü olmadığı, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aldırılan bilirkişi raporunun da aynı yönde olduğu, senetteki imzaların borçlulara aidiyetini kontrol etmeyen veya imzaların huzurda atılmasını sağlamadan takibe koyan alacaklı ağır kusurlu olduğu, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; senedin kendisini … olarak tanıtına kişi tarafından verildiğini, borcun bir kısmının … isimli kişi tarafından müvekkiline ait banka hesabına ödendiğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı ile dava dışı üçüncü şahsın aldatıcı eylem ve işlemler gerçekleştirdiğini, mahkemenin tanık dinletme talebini reddetmesinin yerinde olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Menfi tespit davasında ispat yükü alacaklıdadır.
Davalı, senet altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunu ispatlamakla mükelleftir. Senet altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı Cumhuriyet Başsavcılığınca ve ilk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporuyla sabittir. Senede karşı senetle ispat kuralı gereği senedin hükmünü ortadan kaldıran iddiaların tanıkla ispat edilmesi mümkün değildir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 481,15 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL maktu istinaf karar harcı ile 30,92 TL nispi istinaf karar harcı toplamı 90,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 390,93 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 29/11/2021