Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2510 E. 2021/1894 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 27/08/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
MAHKEME ARA KARARI : İhtiyati haciz talebinin reddi
KARAR YAZIM TARİHİ: 03/11/2021

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacılar vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’nın davalı kooperatifin üyesi iken vefat ettiğini, kooperatife üyeliği devam ettirmek istemediklerini bildirdiklerini, kooperatifin murisin ölmeden önce üyeliğini devrettiğini bildirdiğini, kooperatife ödenen 81.500,00TL nin davalıdan tahsili için başlattıkları takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, yargılama süresince davalı Kooperatifin sahip olduğu tek malvarlığı olan taşınmazın kötüniyetli olarak üçüncü şahıslara devrinin yapılması halinde müvekkillerin davada haklı çıkmaları halinde alacaklarını tahsil edemeyeceği, bu durumda murisin sağlığında gerçekleştirdiği tüm birikimlerinin kaybedileceği hususu dikkate alınarak davalı Kooperatif adına kayıtlı taşınmazın kaydına ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından 27/08/2021 tarihli ara karar ile; sunulan belgelerin İİK’nun 68/a maddesinde sayılan belgelerden sayılmadığı, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun mal kaçırdığı hususunda da dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, davacının alacaklı olup olmadığı hususunun ticari defterlerin incelenmesi, neticesine göre belirlenmesi gerektiğinden ve yargılamayı gerektiren bu konuda ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; ihtiyati hacze ilişkin tüm şartların oluşmasına rağmen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin müvekkillerinin mağduriyetine yol açtığı için hukuka aykırı olduğunu, bu durumun ayrıca davalı kooperatifin sahip olduğu tek varlığı olan taşınmazın kötüniyetli olarak üçüncü kişilere devrinin yapılmasının önünü açtığını, bu durumun gerçekleşmesi halinde müvekkillerinin davada haklı çıksa dahi alacaklarını tahsil edemez hale geleceğini ve murislerinin sağlığında gerçekleştirdiği bütün birikimlerini kaybedeceklerini ileri sürerek ihtiyati haciz talebinin reddine ara kararının kaldırılması ile davalı kooperatif adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine ihtiyati haciz şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haczin şartları İİK’nın 257. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğu İİK’nın 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tesbit, itirazın iptâli ya da istirdat davasında araştırılacak ve değerlendirilecektir.
Somut olayda; davacıların dava dosyasına sundukları deliller bu aşamada alacağın varlığı ve istenebilirliği açısından kanaat uyandırıcı nitelikte değildir. İlk Derece Mahkemesinin de bu gerekçelerle talebi reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacılara İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.03/11/2021