Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/03/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/12/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Müvekkili ile davalılardan … LTD. ŞTİ arasındaki alışveriş sebebiyle müvekkilinin hakkındaki takibe dayanan 12/11/2016 tarihli 27.000,00 TL vade bedelli ve 12/11/2016 vadeli 135.000,00 TL bedelli iki ayrı bono düzenlendiğini, bu bonolardın 27.000,00 TL bedelli olanına 45.000,00 TL “ödendi” notu düşüldüğünü, bu bono itibarıyla müvekkilinin davalı … LTD. ŞTİ ye fazladan 18.000,00 TL ödemiş olduğunu, yine 135.000,00 TL bedelli bono için de 45.000,00 TL ödendiğini ve bu yüzden davalı alacaklı ..’in de bu bono için 90.000,00 TL üzerinden müvekkili hakkındaki takibe girişildiği, bunun 135.000,00 TL bedelli bono fotokopisi ekindeki davalı …. LTD. ŞTİ ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmeye göre bu 135.000,00 TL bedelli bononun müvekkile inşasından sonra devredilecek dükkan katının çıkması halinde ödeneceği ibaresinin geçtiğini, bu yüzden bu 135.000,00 TL bedelli bononun da muaccel hale gelmedi- ğini, davalı …. LTD. ŞTİ. nin bu senetlerden dolayı alacağını tahsil edemeyeceğini anlayınca ciro yoluyla senedin diğer davalı …’a devrettiğini, … ile …. şirketi yetkilisi arasında hukuki ve organik bağ bulunduğunu, davalı …’ın davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, bunun davalı …’ın …. şirketi hakkında takip yapmamasının da gösterdiğini belirterek bu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI … CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının 135.000,00 TL bedelli bononun muaccel olması için inşaat katının tamamlanmadığını belirttiği halde inşaat katının gerçekte çoktan tamamlandığını müvekkilinin hiç bir zaman davalı şirketle çalışmadığını, bu senetleri müvekkilinin diğer davalıdan devralırken kendisine yalnızca senet bedellerine karşılık 45.000,00 TL bedelli senet yapıldığının belirtildiğini ve bir tek 45.000,00.TL ödeme yapıldığına ilişkin şerh düşüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu bonoların davacı ile davalılardan …. Mimarlık Ltd. Şti arasındaki arsa karşılığı bağımsız bölüm alınmasına ilişkin sözleşmeden dolayı düzenlendiği, davacının toplam takip bedelinin 90.000,00 TL’si için borçlu olmadığının tespitini talep etmekte ise de davasını 162.000,00 TL üzerinden açtığı, davacının iki ayrı 45.000,00 TL den 90.000,00 TL ödeme iddiasına karşı davalı şirket yetkilisinin bir tek 45.000,00 TL tahsilat yaptığı, ancak mükerrer olarak iki defa 45.000,00 TL tahsilat yapılmış gibi kayıt düşüldüğünü, 27.000,00 TL lik bono altındaki tahsilat şerhinin sehven iptal edilmediğini iddia ettiği, taraflar arasında toplam bedeli 27.000,00 + 135.000,00 + arsa payı =27.016 ada … parsel, … ve … nolu bağımsız bölümlerin devrine ilişkin bir sözleşmenin söz konusu olduğu, davacının sunduğu 135.000,00 TL bedelli bono altındaki bononun muacceliyet kaydına ilişkin “inşaatın dükkan katı çıktığında” şartının gerçekleştiği, bu durumda davalının sehven 45.000,00 TL lik ödemenin iki kez yazıldığına ilişkin iddiasını toplam ilişkinin arsa payı dışında 162.000,00 TL ye bağlanmış olması karşısında 27.000,00 TL arkasındaki 45.000,00 TL lik tahsilat ibaresinin mükerrer yazılması iddiasının hayatın olağan akışına aykırı bulunmadığı, aksini ispat yükü altında olan davalı şirketin bunu ispatlayamaması gözetilerek davalı şirkete karşı toplam 90.000,00.-TL borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği, davalı …’ın bir kısmının bedelsiz kaldığını bildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, davalının en son 2015 yılında dava dışı grup şirkette işçi sıfatıyla çalışmış olması bu ilişkiyi bildiğini ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusu bonolar nedeniyle 90.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilmesine rağmen hamil yönünden verilen kararın hatalı olduğunu, bonolar üzerinde toplamda 90.000,00 TL ödeme yapıldığının yazılı olduğunu, davalı … … nın davalı şirkette ve dava dışı grup şirketinde çalıştığını, yeşil kart uygulamasından yararlandığını, bonoların geçerlilik şartının gerçekleşmediğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, … yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı şirket karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş ise de ilk derece mahkemesinin 15/09/2020 tarih, …. Esas, … Karar sayılı ara kararı ile; davalı şirketin verilen kesin süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve bakiye nispi istinaf karar harcı ile istinaf avansını yatırmaması nedeniyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesine ekli 12/10/2016 düzenleme, 135.000,00.-TL bedelli bono fotokopisi altında “yukarıda fotokopisi bulunan senedin veriliş nedeni ….. adada yapılacak olan inşaat ile ilgilidir. … … dan aldığı …. Blok …. ve …. No’lu dükkanlar arsasının metrajı yetmediğinden dolayı bu senet verilmiştir. İnşaatın dükkan katı çıktığında bu senet ödenecektir. Bu inşaat yapılmazsa bu senedin hiçbir hükmü yoktur.”açıklamasının olduğu ve şirket kaşesi üzerinde imzanın bulunduğu, yine “28/04/2017 tarihinde 45.000,00 TL elden aldım.” açıklamasının olduğu ve imzanın bulunduğu,
01/10/2016 düzenleme, 27.000,00 TL bedelli bono fotokopisi altında “yukarıda fotokopisi bulunan senet … ada-parsel’de bulunan arsanın …. Mimarlık Ltd. Şti tarafından yapılacak inşaatın fazla metrajından dolayı verilmiştir. Dükkan tapusu verildiğinde senedin ödemesi yapılacaktır. İnşaat başlanmadığı takdirde bu senet geçersizdir.” açıklamasının olduğu ve şirket kaşesi üzerinde imzanın bulunduğu,
Ayrıca takip talebine ekli 01/10/2016 düzenleme, 27.000,00 TL bedelli bono fotokopisi altında “45.000 bin Türklirası alındı” açıklamasının olduğu ve imzanın bulunduğu, anlaşılmıştır.
Davalı şirket temsilcisi isticvap beyanında; bono fotokopileri altındaki yazıların ve imzaların kendisine ait olduğunu ancak her iki bononun da tek bir bağımsız bölüm için düzenlendiğini, iki ayrı bağımsız bölüm için düzenlenmediğini ve sadece 45.000,00.-TL ödeme yapıldığını belirtmiş ise de, davalı imzası ikrar edilmiş yazılı belgenin aksine herhangi bir yazılı delil ibraz etmediğinden davaya konu bonoların …. ada …. nolu parselde bulunan …. ve …. numaralı bağımsız bölümler için verildiği ve davacının toplamda 90.000,00.-TL ödeme yaptığının kabulü gerekmiştir. …. numaralı bağımsız bölümün davacıya devredildiği, ancak …. numaralı bağımsız bölümün davacıya devredilmediği, davalı tarafça bu bağımsız bölümün davacıya devredildiğine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir.
Dosya kapsamından ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı ile davalılardan … arasında toplam bedeli 27.000,00 + 135.000,00 + arsa payı =…. ada …. parsel, …. ve …. numaralı bağımsız bölümlerin devrine ilişkin sözleşmenin yapıldığı, arsa payının davalı şirkete devredildiği hususunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davacının dava ve takip konusu bonolar nedeniyle davalı şirkete 90.000,00.-TL ödeme yaptığı, davalı şirket tarafından da …. numaralı bağımsız bölümün davacıya devrinin yapıldığı, ancak …. numaralı bağımsız bölümün davacıya devredilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece söz konusu …. numaralı bağımsız bölümün, bononun vade tarihi olan 12/11/2016 tarihindeki piyasa rayiç değeri tespit edilerek söz konusu taşınmazın rayiç bedeli karşılığı bononun bedelsiz kaldığı gözetilerek davacının takip tarihi itibari ile ne kadar lira borçtan sorumlu olduğu belirlenip toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş davacının bu nedenle istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Davaya konu bonolarda davacı keşideci, davalılardan … lehtar, davalı … ise yetkili hamildir. Davalı … bonolarda 3. kişi durumunda olup, TTK’nın 687. maddesi uyarınca bedelsizlik iddiasının davalıya karşı ileri sürülebilmesi için davalının bononun bedelsiz olduğunu bilerek bonoyu iktisap ettiğinin ispatı gerekir. Davalı … 10/12/2018 tarihli beyanında, davalı şirket temsilcisi … ile komşu köylerden olduğunu, davaya konu senetlerin kendisine ciro edileceği sırada … ile davacının telefonla görüştüğünü, davacının …’ya bono bedellerini ödemeyeceğini söylediğini ifade etmiştir. … Müdürlüğü’nün 01/04/2019 tarihli cevabi yazısı incelendiğinde, davalı …’ın 14/05/2015 tarihine kadar dava dışı grup şirketlerde işçi olarak çalıştıktan sonra 10/12/2015 – 21/12/2015 ile 25/02/2016 – 18/05/2016 tarihleri arasında da davalı şirkette işçi olarak çalışmaya devam ettiği hususları gözetildiğinde davalı …’ın bonoların taşınmazların devrine ilişkin verildiğini bildiği bu nedenle davalının bononun bedelsiz olduğunu bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olduğu anlaşıldığından davacının bu nedenle istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Mahkemece yapılması gereken …. numaralı bağımsız bölümün, bononun vade tarihi olan 12/11/2016 tarihindeki piyasa rayiç değeri tespit edilerek söz konusu taşınmazın rayiç bedeli karşılığı bononun bedelsiz kaldığı ve davacı tarafından bonolar nedeniyle 90.000,00.-TL ödeme yapıldığı da gözetilerek davacının takip tarihi itibari ile (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 06/05/2019 tarih, 2018/3899 Esas ve 2019/2918 Karar Sayılı ilamı) ne kadar lira borçtan sorumlu olduğu belirlenip toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2020 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.27/12/2022
…