Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 29/06/2020
DAVANIN KONUSU : İflas (İflasın Ertelenmesi)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 22/12/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, iflasın ertelenmesi hükümlerinin tüm koşulları oluştuğundan evrak üzerinde inceleme yapılarak, davacı şirket hakkında bir yıl süre ile iflasın ertelenmesine, şirketlerinin borca batık olmadığına karar verilmesi halinde ise davanın açılmamış sayılmasına, İİK’nın 179. Maddesi ve TTK’nın 377. Maddesinden beklenen amacın gerçekleşmesi için yasa kapsamındaki uygun tedbir taleplerinin tensip kararıyla kabulü ile davacı şirket aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan icra takipleri (İİK 206. maddesi’nde yer alan alacaklar hariç olmak üzere) ve ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulamaları da dahil olmak üzere tedbir tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı şirket aleyhine açılan tüm icra takiplerinin durdurulmasına; tedbir tarihinden sonra ; davacı şirket aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan icra takipleri (İİK 206. maddesi’nde yer alan alacaklar hariç olmak üzere) ve ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulamaları da dahil olmak üzere davacı şirket aleyhine hangi sebebe dayanırsa dayansın icra takibi açılmamasına, açılan takiplerin iptaline, tedbir tarihinden sonra davacı şirket hakkında açılan icra takipleri üzerinden konulan ihtiyati haciz, hacizlerin, tedbirlerin kaldırılmasına, davacı şirketin 3. kişilerdeki hak ve alacak nedeniyle haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren engellenmesine, gönderilen haciz ihbarnamelerinin kaldırılmasına, mahkememizce verilecek olan iflasın ertelenmesi kararı ile de bu yönler hakkında da hüküm kurulmasına, davacı şirketin alacaklılarca haczedilen ve muhafaza tedbiri uygulanarak kaldırılan her türlü ürün ve mal, araçlar, ham madde, demirbaş, tesis, makine ve cihatları ile diğer levazım ve malzemelerinin, taşıtların ihtiyati tedbir tarihinden önceki hacizleri baki kalmak kayıdıyla şirket yetkilisine teslimine, davacı şirkete ait olup da başka bir şirket/ gerçek kişi nezdinde yedieminde bulunan malların davacı şirkete teslimine, yapılmış veya yapılacak olan her türlü icra takibindeki hapis hakkının kullanılmasının, muhafaza teslim ve tahliyeye dair icra işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, alacaklıların, alacaklarını elde etmek gayesiyle yapmaları muhtemel temlik, takas, mahsup, hapis, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi fiili işlemlerin tedbiren durdurulmasına, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılacak takiplerde her türlü muhafaza tedbirlerinin ve satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, K.D.V. iadesi veya sair bir nedenle vergi daireleri ile bankalara intikal eden hak, mevduat ve alacaklar üzerine ihtiyati veya kesin haciz konulmasının, hapis hakkının kullanılmasının tedbiren durdurulmasına, keşide edilen çeklerin alacaklılara ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, banka teminat mektuplannın paraya çevrilmesinin tedbiren önlenmesine, tedbir kararının verilmesinden sonra İİK’nın 69. maddesi uyarınca davacı şirketin üçüncü kişilerdeki hacizli hak, alacak, hak ediş ve blokelerin şiret yetkilisine teslimine, müvekkili şirketçe verilmiş olan teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine, erteleme süresince takip yasağı ilkesi gereğince şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı dahil yeni takip yapılmamasına, erteleme süresi boyunca geçerli olmak üzere şirketin malvarlığı üzerinde İİK’nın 179/B/1 Maddesinin amir hükmü gereği mahkememizin re’sen takdir edeceği tedbirlerin alınmasına, yargılama giderlerinin ve tüm masrafların davanın mahiyeti gereği taraflarına yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava hasımsız olarak açılmıştır.
MÜDAHİL ALACAKLILAR VEKİLLERİ DOSYAYA SUNDUKLARI BEYAN DİLEKÇELERİ VE DURUŞMALARDAKİ BEYANLARINDA; alacakları nedeniyle davaya müdahil olmak istediklerini, açılan davayı kabul etmediklerini, erteleme talebinin yerinde olmadığını, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı nitelikte bulunmadığını, davacının borca batık olduğunu, bilirkişi raporunu da kabul etmediklerini bildirmişler ve davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece,05/02/2016 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunan davacı şirketin borca batık olduğunun tespit edildiği, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunarak 22/02/2016 tarihinde alınan bilirkişi raporları sonucunda şirkete kayyum atanarak İİK 179/A-B maddesindeki tedbirlere hükmedildiği, ancak dava tarihinden sonra yaklaşık dört buçuk yıllık süreçte davacı şirketin borca batıklığının devam ettiği, fiilen faaliyetleri sona ermemiş ise de davacı şirketin iyileştirme projesinde taahhüt ettiği net satış ve net kar tutarlarını gerçekleştiremediği, gerçekleştirme oranlarının da yok denecek kadar az olduğu ve iyileştirme projesine uymadığı, iyileştirme projesindeki hedefleri tutturamadığı, ticari faaliyetini kısmen sürdürüyor olsa dahi bunun sonucunda elde ettiği gelirin borçlarını ödemeye yetecek ve işletmeyi ayakta tutacak kapsamda olmadığı, dolayısıyla batıklıktan çıkamadığı, bu durumda davacı şirketin iyileşme umudunun kalmadığı, sonuç olarak gelinen süreçte iyileştirme projesinin gerçekçi ve inandırıcı olmadığı kanaatine varılmakla iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, yargılama sırasında iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batıklıktan çıkma ihtimalinin somut bir şekilde değerlendirilmediğini, raporların yetersiz olduğunu, talep üzerine atanan sektör bilirkişisinin raporunun şirketin borç ödeme kabiliyetine erişip erişemeyeceği yönünde yeterli bir değerlendirme içermediğini, eksik ve yetersiz olduğunu yalnızca 2019 senesindeki faaliyet karının tekrar edilmesi yahut gayrimenkul fiyatlarının artışı halinde dahi şirketin borca batıklıktan çıkabileceği hususunun gözden kaçırıldığını, 07/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda fabrika binasına 15.308.600,00-TL değer biçilmesine rağmen Antalya Genel İcra ;Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 10/12/2020 tarihinde aynı taşınmazı için 26.400.000,00- TL değer biçildiğini aradaki bu farkın dahi borca batıklığı kapatmak için fazlasıyla yeterli olduğunu, ayrıca fabrikanın organize sanayi bölgesinde yer almasına rağmen organize sanayi bölgesinden metrekare fiyatlarının sorulmadığını ve tesisin “entegre sanayi tesisi” olduğunun göz kaçırıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … İnşaat San. Tic. A.Ş vekili, 20/10/2022 ve 02/11/2022 tarihli dilekçeleriyle, davacı müflis şirket hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte fabrika binası ile arsa niteliğindeki taşınmazın 66.500.000,00TL ihale edildiğini, şirketin kamu alacaklıları dahil talep edilen borç miktarının toplam 44.424.998,43-TL olduğunu, kabul edilen borç toplamının 36.614.781,17-TL olduğunu bu duruma göre müflis şirketin tüm borçları ödendikten sonra dahi borçluya 23.000.000,00TL ‘ye yakın nakit meblağ kalacağını belirterek iflas kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, davacı şirket hakkında İİK’nın 179 ve TTK’nın 377 maddeleri uyarınca açılan iflas erteleme davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce, Antalya Gayrimenkul Satış İcra Dairesine müzekkere yazılmış olup, cevabi yazıda ihalenin feshi davası açıldığını henüz kesinleşmediğini para ödemesinin yapılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dairemizce, Antalya Genel İcra Dairesine yazılan müzekkereye istinaden müflis şirketin en son borç durumunu gösterir listenin gönderildiği anlaşılmıştır. Buna göre, 23/12/2022 tarihli sıra cetvelinde müflis şirketten talep edilen alacak miktarının toplam 36.831.560,48-TL kabul edilen alacağın 32.213.314,10-TLolduğu, 10/10/2022 tarihli ek sıra cetvelinde talep edilen alacağın 1.861.079,72- TL kabul edilen alacağın 1.414.631,84-TL, 12/05/2022 tarihli ek sıra cetvelinde talep edilen alacağın 3.802.522,93-TL kabul edilen alacağın 2.921.812,23-TL, 24/08/2021 tarihli ek sıra cetvelinde talep edilen alacağın 929.835,30-TL, kabul edilen alacağın 65.023,00-TL olduğu hususlarının belirtildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, davacının iflas erteleme talepli dilekçesinde iyileştirme projesi gözönünde tutularak İİK’nın 179 ve TTK’nın 377. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbirlerin talep edildiği, mahkemece tensip kararı ile hukukçu, mali müşavir, inşaat mühendisi, gayrimenkul değerlendirme uzmanı ve makine mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ile banka hesapları ve diğer her türlü kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapma yetkisi tanınarak, tedbir isteminin öncelikle değerlendirilmesi için İİK’nın 179. maddesi kapsamında davacı şirketin borca batık olup olmadığı, iyileştirme projesi çerçevesinde davacı şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 22/02/2016 havale tarihli raporda, temin edilen bilgi ve belgeler, şirkete ait bina, makine tesis ve cihazlar, demirbaşlar ve diğer duran varlıklara göre 31.12.2015 tarihli şirket bilançosunun incelenmesinden, borçlarını karşılamaya yetecek düzeyde aktiflerinin (mevcut ve alacaklarının) bulunmadığı ve dolayısıyla da ÜK m. 179/1 hükmü anlamında borca batık olduğu, pasiflerinin aktiflerinden 3.000.328,98 TL fazla olduğu ve bu tutarda şirketin borca batık olduğu, şirketin geçmiş yıllar faaliyetleri, sektördeki konumu, yaptığı işler, bina, makine tesis ve demirbaş parkı, faaliyet gösterdiği bölge, yurt dışına yaptığı işler, projeleri ve çalışan sayısı birlikte değerlendirildiğinde sunulan iyileştirme projelerinin gerçekçi ve uygulanabilir olduğu, İİK’nun 179/1 maddesi uyarınca dava tarihi olan 31.12.2015 tarihi itibariyle 3.000.328,98 TL borca batık olduğu, davacı tarafça sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, iflasının ertelenmesi halinde şirketin borçlarının ödeyerek mali durumunun iyileştirmesi umudunun bulunduğuna ilişkin raporun ibraz edildiği, mahkemece bilirkişi raporuna göre ihtiyati tedbirlere karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu tarihten sonra kayyım heyeti tarafından ibraz edilen kayyım raporları ile bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporlar uyarınca davacı şirketin borca batıklık halinin devam ettiğinin bildirildiği, en son düzenlenen 07/11/2019 havale tarihli yönetici kayyum raporunda, davacı şirketin iflas erteleme öncesine ait yıllardaki cirosunun iyileştirme projesindeki hedefleri tutturabileceğinin, potansiyelinin olduğunun, şirketin borçlarını ödeyebilecek üretim gücü ( kaliteli üretim-yönetim insan kaynağı ve makine parkı) ve satış potansiyelinin olduğunu, 15.07.2019 tarihli bilirkişi raporuna yapılan itiraz ve beyanda şirketin faaliyet ve potansiyelinin tespiti için talep edilen işletmeci/sektörel bilirkişinin şirkette bir inceleme yapmadığını, verilecek heyet raporunun yine eksik ve yetersiz olacağını belirttiği görülmüştür.
Mahkemece dosyaya sektör bilirkişi atanarak rapor düzenlenmesi istenmiş bilirkişinin 18/02/2020 tarihli ek raporda, firmaya ait makine ve tesisatların listesi ile yıllık üretim kapasitesinin belirtildiği şirketin yaklaşık %30 kapasite ile çalıştığının ve Eylül 2019 itibari ile 32 çalışanı bulunup listede belirtilen satış ve karlılık öngörülerine paralel olarak şirketin 2016-2020 arasındaki dönemde elde edeceği karlardan toplamda 34.677.000,00-TL borç tasfiyesinde bulunabileceği, Şirketin iyileştirme projesinde belirtilen hedefi yakalamamış olduğu, Şirket yönetimince firmalarla imzalanan sözleşmelerin nihai durumlarının dosyaya sunulması gerektiği ve alınacağı ön görülen ödemelerin bilançoya yansıtılması gerektiği hususlarının bildirildiği anlaşılmıştır.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan, somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK’na 179. mad.) İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Mahkeme, İİK’nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir.
İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir.
Borca batıklık, sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Somut olayda, mahkemece, davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin denetime elverişli şekilde tespit ettirilmediği, gayrimenkul fiyatları üzerindeki ciddi orandaki artışlar dikkate alındığında raporlarda tespit edilen değerler ile ipoteğin paraya çevrilmesi aşamasında tespit edilen kıymet takdiri ile ihale bedeli dikkate alındığında davacı şirketin borca batıklık durumunda ciddi fark yaratacağı, yargılama aşamasında en son şirketin 4.226.276,91-TL borca batık olduğunun, fabrikanın bulunduğu taşınmazın rayiç değerinin 15.308.600,00-TL, makine ve teçhizatlar 2.000.000,00-TL, demirbaşlar toplamının 187.500.00-TL, leasingli demirbaşların 1.748.770,00-TL olduğunun belirtilmesine rağmen ipoteğin paraya çevrilmesinde taşınmazın 66.500.000,00-TL ‘ye alıcı bulması ve iflas idare memurluğunca hazırlanan sıra cetvellerindeki alacaklar toplamı karşısında şirketin borca batıklık halinin devam edip etmediğinin incelenmesi gerektiği, bu nedenle yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca inceleme ve tespit yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken iflasın ertelenmesi talebinin reddine ve şirketin iflasına karar verilmesi yerinde görülmemiş olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 29/06/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.22/12/2022
…