Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2329 E. 2021/1686 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 13/10/2021

Taraflar arasındaki Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACILARIN İDDİALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirket müdürü ve ailenin oğlu … şirkette çoğunluğu davacı … kandırarak ele geçirdikten sonra …’ı şirkete almamaya çalıştığını, davacıların şirket hakkında bilgi almasını ve şirket gelir giderlerini incelemesini engellediğini, şirket genel kurulunu toplantıya zamanında ve usulüne uygun çağırmadığını, … daha sonraki yıllarda genel kurulu diğer hissedarlardan habersiz yaptığını, çoğunluk hissesini kullanarak kendine uzun süreli müdürlük hakkı tanıdığını ve azınlık haklarını ihlal ettiğini, kâr payı dağıtmamak için elinden geleni yaptığını, davacı … ile davalı şirketin müdürü olan biyolojik oğlu … arasında, davalı şirket ile davacı … arasında ve davalı şirketin müdürü … ile davacı … arasında Denizli Mahkemelerinde görülmekte olan birçok dava bulunduğunu, davalı … şirketi iyi yönetemediğini ileri sürerek TTK 636/4 hükmü uyarınca, şirketin yönetiminin daha fazla zaafa uğramaması, şirketin içinde bulunduğu durumdan çıkmasının sağlanabilmesi için tedbir kararı verilerek şirkete yönetim kayyumu atanmasını, mahkemece bu talep kabul görmez ise davalı şirkete denetim kayyumu atanmasını, … Şti.’nin, TTK 636/3 maddesine göre haklı nedenlerle feshine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkillerin şirketteki paylarının karar tarihine en yakın tarihteki değeri üzerinden kendilerine ödenerek şirketten ayrılmalarının sağlanmasını, şirketin gerçek kârının yıllardır ödenmeyen kârın çıkma anına kadar olan kısmı tespit edilerek şimdilik her bir müvekkil için 10.000,00 TL kar payının ortaklara ödenmesinin sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 23/02/2021 tarihli tensip ara kararı ile; davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına karar verilmiştir.
DAVALININ İTİRAZLARININ ÖZETİ: Davalı vekili ihtiyati tedbir ara kararına itirazı üzerine; mahkemece davanın limited şirketin feshi veya ortaklıktan çıkma talebine ilişkin olduğu, davalı şirket müdürünün yetkilerinin kaldırılarak şirkete yönetim kayyımı atanması için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, bununla birlikte tarafların hak ve sorumluluk dengesinin gözetilmesi gerektiği, halihazırdaki temsil yetkisine sahip davalı şirket yöneticisinin temsil yetkisinin tedbiren tamamen kaldırılması halinde şirketlerin yönetimindeki sürekliliğin ve işletme işlemlerinin aksayacağı gibi, organsızlık halinin de söz konusu olmadığı ancak davalı şirkete fesih talep eden ortakların haklarının da korunması için denetim kayyımı atanması için yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği gerekçesiyle, 23.02.2021 tarihli tensip 24 numaralı ara kararı ile davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin kararının kaldırılarak, davalı … denetim kayyımı atanmasına, şirket müdürünün şirketin malvarlığını azaltıcı ve şirketi borçlandırıcı işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 23.04.2021 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince TTK 636.maddesi uyarınca şirket aleyhine açılan davada, dava açan ortağın haklarının korunması için uygun önlemlere karar verilmesi gerektiği, ancak alınacak önlemlerin davalı şirketin faaliyetini kısıtlayacak veya tamamen durduracak şekilde olamayacağı, İlk Derece Mahkemesince bu hususlar nazara alınarak şirkete atanan yönetim kayyımının kaldırılması ve denetim kayyımı atanması yerinde olduğu, ancak atanan denetim kayyımının yetkilerinin sınırının somutlaştırılmaması şirketin günlük iş ve işlemlerinin aksamasına yol açacağı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şirketin günlük işleri dışında, borçlanması, bu sınırı aşan nitelikte kredi çekilmesi ve borçlandırılması, kambiyo senedi düzenlemesi şirket faaliyeti kapsamındaki malların satışı dışındaki malvarlığının satılması işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili 15.06.2021 tarihli dilekçesi ile; Dairemizin kararı gereğince denetim kayyımının davalı şirketin bankadan yapılan havale, EFT, çeklerin ciro edilmesine ilişkin işlemlerdeki onayının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından 16.06.2021 tarihli ara karar ile; davalı vekilinin 15.06.2021 tarihli talep dilekçesinin ekinde bulunan … ait mail çıktısı ve kayyım beyanlarına göre bankaların sistemleri gereğince kayyım tarafından onay gerektiren havale bedelinin miktar ile sınırlandırılmasının mümkün olmadığının anlaşılması karşısında davalı vekilinin onay şifresinin davalı şirket yetkili temsilcisine verilmesi ve banka havale-EFT işlemlerinin kayyım onayı olmaksızın gerçekleştirilmesi talebinin ve şirket müşterilerinden alınan ve ödeme aracı olarak kullanılan çeklerin olağan işlem miktarı gözetilmeksizin davalı şirket yetkilisi tarafından ciro edilmesine izin verilmesi taleplerinin, denetim kayyımı atanmasının amacının aşılması ve kayyımlık müessesini işlevsiz hale getireceği sonucuna varılarak tarafların karşılıklı menfaatlerinin gözetilmesi amacıyla reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafın istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dairemizin kararı ile günlük işlerin kayyım onayı dışında tutulduğunu, şirketin ödemelerini ürün sattığı kişilerden aldığı kambiyo senetlerini, özellikle çekleri ürün aldıklarına ciro ederek ödediğini, kayyımın mahkemenin yerine geçerek 25.000,00 TL’yi geçen EFT, havale ve kredi kartı ödemeleri için onay aranacağını, firma başına her hafta 25.000,00 TL’yi aşmayan işlerde ise onay gerekmediğini bildirdiğini, müşteri çeklerinin ciro edilmesinin günlük işlerden olduğunu, ancak bankaların hem şirkete hem kayyıma şifre verememesi nedeniyle fiilen tüm işlemlerin kayyım onayına tabi hale geldiğini ileri sürerek kayyımın bildirdiği 25.000,00 TL sınırının kaldırılması, internet bankacılığı işlemlerinin şirket müdürünün kayyım onayı olmaksızın tek başına yapmasına ilişkin talebin reddi ara kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, davalı şirketin haklı nedenlerle feshi, olmadığı takdirde davacıların çıkma payı ödenerek şirket ortaklığından çıkmalarına karar verilmesi istemi ile açılmış olup, istinafa konu karar mahkemenin 16.06.2021 tarihli, Bölge Adliye Mahkemesi kararı gereğince denetim kayyımının davalı şirketin bankadan yapılan havale, EFT ve çeklerin ciro edilmesine ilişkin işlemlerdeki onayının kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara karardır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece 23.02.2021 tarihli tensip ara kararı ile ihtiyati tedbirlere karar verilmiş, davalı vekili tarafından ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilmiş, mahkemenin itirazın reddine ilişkin kararının istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 23.04.2021 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı ile; denetim kayyımının yetkilerinin sınırının somutlaştırılmaması şirketin günlük iş ve işlemlerinin aksamasına yol açacağı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şirketin günlük işleri dışında, borçlanması, bu sınırı aşan nitelikte kredi çekilmesi ve borçlandırılması, kambiyo senedi düzenlemesi şirket faaliyeti kapsamındaki malların satışı dışındaki malvarlığının satılması işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına karar verilmiştir. Davalı vekili Dairemizin bu kararı üzerine 15.06.2021 tarihli dilekçesi ile denetim kayyımının şirketin bankadan yapılan havale, EFT ve çeklerin ciro edilmesine ilişkin işlemlerdeki onayının kaldırılmasını talep etmiş olup, 6100 Sayılı HMK’nın 341/1-b. maddesinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 396’ncı maddesi “(1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
(2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/1. maddesi hükmüne göre ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Öte yandan, “Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına” ilişkin düzenleme yapan 396. maddenin ikinci fıkrasında, kanun yollarını düzenleyen HMK.’nın 391. maddesinin son fıkrasına veya 394. maddesinin beşinci fıkrasına atıf yapılmamış olduğundan, durum ve koşulların değişmesi sebebine dayalı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması istemi ile ilgili mahkemece verilecek kararın istinafı olanaklı değildir. Aksi hal, 396. maddenin gerekçesinde de belirtilen “…hal ve şartların değişmesi, hukuki bir değerlendirmeden daha çok, maddi şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, birçok kez hal ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyati tedbirlerle ilgili temel hukuki ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyati tedbirin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkanı getirilmiştir…” denilmek suretiyle ortaya konulan kanun koyucunun iradesine de aykırı olacaktır.
Kanun koyucunun ihtiyati tedbire dair kanun yollarına ilişkin düzenlemeleri bilinçli, özenli, ayrıntılı ve açık bir şekilde yapması, ihtiyati tedbir talebinin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânını getirmesi, HMK’nın 395. ve 396. maddelerinde ise bilinçli şekilde aynı kanunun 394/5. fıkrasına atıf yapmaması karşısında, durum ve koşulların değiştiği iddiası ile davalılar vekilinin tedbirin kaldırılması talebi üzerine ilk derece mahkemesince verilen karara karşı kanun yolu, dolayısıyla istinaf yolu kapalıdır. Ancak itiraz yolu açıktır. Dolayısıyla davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 396/2. maddesi hükmü gereğince itiraz dilekçesi olarak dikkate alınması ve bu taleple ilgili mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, istinaf yolu kapalı olduğu halde dosyanın Dairemize gönderilmiş olması doğru değildir.
Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesinin Bölge Adliye Mahkemesinin kararı gereğince talebin reddine ilişkin kararı yasada sayılan istinaf edilebilen kararlardan olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-ç. maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 16/06/2021 tarihli ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-ç. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalı vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 352/1-ç. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.13/10/2021