Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2320 E. 2021/1875 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası

Taraflar arasındaki Şirketin İhyası davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile ihyası istenen .. arasında Denizli 1. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında hizmet tespiti davasının görülmekte olduğunu, davanın 2003 yılında açıldığını, Yargıtayca iki kez bozulması üzerine bu esasta halen derdest olduğunu, şirketin ticaret sicilden re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, mahkemece şirketin ihyası için süre verildiğini ileri sürerek 04.03.2014 tarihinde re’sen terkin edilen …’nin ihyası ile ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihyası istenen şirket yetkilisi ve şirkete gönderilen ihtar yazıları ile ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ilana rağmen ihyası istenen şirketin münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılmaması ve ayrıca şirketin taraf olduğu davaya ilişkin açıklama yapılmaması nedeniyle TTK’nın 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edildiğini, sicilden terkin işlemlerinin usul ve yasaya aykırı olmadığını, mahkemece ihya yönünde karar verilmesi halinde sicil müdürlüğünün yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, dosya kapsamı, ticaret sicil kayıtları ve Denizli 1. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası içeriğine göre ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu davanın görülüp sonuçlandırılması için yeniden tescilinin zorunlu olduğu, davacının açtığı davanın kabul ile sonuçlanması halinde tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlandığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne ve ihya, tescil ve ek tasfiye işlemlerinin yürütülmesi için şirket müdürü olduğu anlaşılan …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına ve davacı lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ihyası istenen şirkete 6102 Sayılı TTK’nın 7. maddesinin 4/a bendi gereğince usulüne uygun ihtar gönderilip ilanların yapıldığını, şirketin süreleri içinde silinmeye engel ve taraf olduğu davasının bulunup bulunmadığı yönünde yazılı beyanda bulunmaması nedeniyle silinme işleminin usulüne uygun olduğunu bu nedenle sicil müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesinin doğru olmadığını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilden terkin edilen şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından ihyası istenen şirketin 04.03.2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilden terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket hakkında Denizli 1. İş Mahkemesinin bozma üzerine … Esasında görülmekte olan davanın 2003 yılında açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, TTK’nın geçici 7/2. maddesinde davacı veya davalı sıfatı ile devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağının açıkça düzenlenmiş olması karşısında şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesi yerindedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı … müdürlüğünün vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı yönündedir. Ticaret sicil kayıtlarından şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca münfesih olduğu veya sayıldığına ilişkin şirkete yapılan ihtar ve 04.12.2013 tarihli …. ticaret sicil gazetesinde yapılan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunulmadığı gerekçesi ile 04.03.2014 tarihinde ticaret sicilden re’sen terkin edildiğine ilişkin ilanın 07.03.2014 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, ancak ihyası istenen şirketin ortakları veya temsilcilerine ihtar yapıldığına ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, bu durumda şirket hakkında devam eden dava varken ticaret sicil müdürlüğün tarafından yapılan terkin işleminin usulüne uygun olmadığı, mahkemece aynı gerekçe ile davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafın yatırdığı gider avansından karşılanan 5,50 TL tebligat masrafı, 37,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 43,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/11/2021

….