Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2318 E. 2021/1656 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 07/07/2021
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir, Kayyım Atanması

Taraflar arasındaki Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili,
Müvekkilinin, babasının ölümünden bu yana davalı şirketin % 10, aynı zamanda şirket müdürü olan dava dışı ‘in diğer bütün kardeşlerden ve tarafların annesinden hisselerini devir alması ile % 90 pay sahibi olduğunu, …’in davacıya çağrı yapmadan genel kurul toplantısı yaptığını, diğer kardeş ve annenin paylarını şirkete ait taşınmaz devri ve şirket kasasından nakit ödeme yaparak devir aldığını, davacının da hissesini devretmek istediğinde şirket müdürü olan …’in şirketi batıracağını, davacıyı zor duruma sokacağını söyleyerek hakaret ve tehdit ile birlikte davacıyı darp ettiğini, davacı ile şirket müdürü …’in taraf olduğu ceza dosyalarının bulunduğunu, aralarında güven ilişkisinin kalmadığını ileri sürerek müvekkilinin haklı nedenlerle ortaklıktan çıkarılmasına izin verilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mahkemece rayiç değerlere göre belirlendikten sonra arttırılmak üzere 1.000,00 TL çıkma payının dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, bu taleplerin yerinde görülememesi halinde şirketin feshine karar verilmesi istemi ile açtığı davada dava süresince şirket mallarının korunması için şirketin taşınır ve taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir konulması, şirkete yönetici kayyım atanması, bu talebin de yerinde görülmemesi halinde denetim kayyımı atanması ve yapılacak tüm işlemlerin kayyım denetime tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından 25.05.2021 tarihli ara karar ile;
İhtiyati tedbir isteyenin talebi yerinde görüldüğünden, dava değerinin % 15’i teminat karşılığında şirketin mal varlığının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir şerhinin işlenmesine, yönetim kayyımı atanması talebinin reddi ile davalı şirkete denetim kayyımı atanmasına, şirketin günlük işleri dışında, borçlanması, bu sınırı aşan nitelikte kredi çekilmesi ve borçlandırılması, kambiyo senedi düzenlemesi şirket faaliyeti kapsamındaki malların satışı dışındaki malvarlığının satılması işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına, denetim kayyımı olarak SMMM …’un atanmasına, kayyıma aylık 1.500,00 TL ödenmesine, kayyım ücretinin davalı şirket tarafından ödenmesine karar verilmiştir.
Karar üzerine davacı-karşı davalı vekili itiraz dilekçesi ile; davacının müvekkili şirket ile toplam 700.00,00 TL sermaye ortağı olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinin taşınmazları üzerine tedbir koyulmasını ve denetçi kayyım atanmasını talep ettiğini, dava ayrılma akçesinin menkul değer olarak çok az olup hem de çok ağır tedbir taleplerinin talep edildiğini, ayrılma akçesinin bu kadar az değer üzerinden gösterildiği dava dilekçesinde yer alan tedbir ve kayyım atanması taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, denetçi kayyımlık ile müvekkil şirketin tüm ticaretinin hayatı zora girdiğini, müvekkil şirketin ticari çevresinde kayyım tarafından denetlendiği bilgisinin tüm alışveriş ve ticari bağlantılarını sekteye uğrattığını, kayyım atanması kararının kaldırılmasının gerektiğini, bu nedenlerle davacının % 10 payı değeri olan 700.000,00 TL’nin müvekkil şirketin yetkilisi … tarafından nakit veya kesin banka teminat mektubu olacak şekilde mahkemeye depo edildiği takdirde ihtiyati tedbirlerin ve denetçi kayyım ataması kararının kaldırılmasına karar verilmesini, müvekkil şirketin mal varlığı üzerine işlenen ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılmasına veya devam etmesi için davacının şirket payı olan % 10 payın karşılığı 700.000,00 TL üzerinden % 15 teminatı mahkemeye depo etmesine karar verilmesine yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından bu kez 07.07.2021 tarihli ara karar ile; TTK’nın 638. maddesinde ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkma istemi ile dava açabileceği, istem üzerine dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması diğer önlemlere karar verilebileceği, dosya kapsamı ile davacı ortağın haklarının korunması için yönetici ortağın yetkilerinin kısıtlanması yönünde yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, şirketin faaliyetlerini kısıtlamamak amacıyla davacı tarafından yönetim kayyımı atanması talep edilmiş ise de, denetim kayyımı atanmasının yerinde olduğu, davacının ayrılma payının şirketteki hissesi üzerinden harç eksiğinin ve teminatın tamamlanması ve bu miktarın depo edilmesi ile şirket malları üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması talep edilmiş ise de, ortaklıktan ayrılma talep eden ortağın payının karara en yakın tarihte yapılacak keşif sonucu tespit edilerek belirlenen tutar üzerinden eksik harç ve teminatın tamamlatılacağı gerekçesi ile, ihtiyati tedbire itirazın reddine, davalı vekilinin denetim kayyımının değiştirilmesi talebinin kabulüne, denetim kayyımı olarak atanan SMMM …’un görevinin kaldırılarak davalı şirkete SMMM …’ın denetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde;
Tedbir kararlarının şirketin ticari itibarını zedeleyerek zarara uğramasına sebep olduğunu, …’in babası ile birlikte şirketin kurucu ortağı olduğunu, davacı tarafından hisse devri için ileri sürülen koşulların kabulünün mümkün olmadığını, % 10 pay değeri 700.000,00 TL olduğu halde İlk Derece Mahkemesi tarafından 150,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, tüm ihtiyati tedbirlerin ve denetim kayyımı atanmasına yönelik tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini, uygun görülmediği takdirde davacının % 10 payı değeri olan 700.000,00 TL’nin müvekkili şirketin yetkilisi … tarafından uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbirlerin ve denetim kayyımı atanması kararının kaldırılmasına veya % 15 teminat tutarının 700.000,00 TL üzerinden alınmasına karar verilmesine ve kayyım ücretinin davacı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, ihtiyati tedbir ve kayyım atanması talebi olup, istinafa konu karar ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin 07.07.2021 tarihli ara karardır.
Davacı, haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma, mahkemece tespit edildiğinde arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL çıkma payı, bu talebin yerinde görülmemesi halinde şirketin fesih ve tasfiyesi istemi ile açtığı davada şirketin mal varlığının azaltılması ihtimaline göre üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi, şirkete yönetici, olmadığı takdirde denetim kayyımı atanması ile şirketin işlerinin kayyım denetim ve gözetimine tabi tutulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tedbir konulmasına ilişkin karara davalı şirket vekili süresinde itiraz etmiş, mahkeme yukarıda belirtilen gerekçelerle itirazı kısmen kabul ederek denetim kayyımının değiştirilmesine karar vermiştir.
Limited şirketlerde şirket ortağının haklı sebeplere dayanarak ortaklıktan çıkma isteği TTK’nın maddesi 638. maddesinde düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın 638/2 maddesi “her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir” hükmünü haizdir. Anılan maddede ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açabilme olanağı tanınmıştır. Bu nedenle, çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkeme değerlendirecektir. Diğer yandan anılan madde ile çıkma davası açmış bir kişinin, yargılama süresince ortaklık haklarını kullanması ve borçlarını yerine getirmekle yükümlü olmasının konumuna uygun düşmeyeceği dikkate alınarak, mahkemeye bazı tedbirleri alma yetkisi verilmiştir. Bu çerçevede, mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilecektir.
İhtiyati tedbir müessesesi 6100 Sayılı HMK’nın 10. kısmında Geçici Hukuki Korumalar başlığı altında 389 ila 399. maddeler arasında düzenlenmiştir. Bunun dışında özel kanunlarda da ihtiyati tedbirlere ilişkin hükümler mevcuttur. Özel kanunlarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi için özel şartlar öngörülmüşse veya ne tür ihtiyati tedbir kararı verileceğine ilişkin bir takyit söz konusu ise, tedbir talep edilen mahkeme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörülmüş usule göre değil, özel kanunda öngörülen usule göre ihtiyati tedbir kararı verecektir.
6102 Sayılı TTK’nın 638/2. maddesinde istem üzerine dava süresince davacı ortağın durumunun teminat alınması amacıyla mahkemece diğer önlemlere karar verilebileceği belirtilmekle beraber, önleme karar verilmesi halinde teminat alınıp alınmayacağı konusunda yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkemece TTK’nın 638/2. maddesine dayalı olarak önlem mahiyetinde davacının çıkma payı alacağına karşılık şirketin mal varlığının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ile denetim kayyımı atanmasına, şirketin günlük işleri dışında borçlanması, bu sınırı aşar nitelikte kredi çekilmesi ve borçlandırılması, kambiyo senedi düzenlemesi, şirket faaliyeti kapsamındaki malların satışı dışındaki mal varlığının satılması işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına karar verilmiş olup, bu tedbirin 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde düzenlenen geçici hukuki koruma kapsamında olmadığı, özel kanun niteliğindeki Türk Ticaret Kanununda yer alan düzenlemeden kaynaklandığı, mahkemenin şirkete denetim kayyımı atamasında yasaya aykırılık bulunmadığı gibi; ihtiyati tedbire karar verilirken teminat alınmasının zorunlu olmadığı, kaldı ki durum ve koşulların gerektirmesi halinde teminat alınmadan da ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Somut olayda dosya kapsamındaki belge ve bilgilere göre davacının davalı şirket ortağı ve hissedarı olduğunun anlaşıldığı, buna göre teminat şartı aranmaksızın dahi ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, mahkemenin dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden teminat almasında, davalı şirkete denetim kayyımı atanmış olmasına göre kayyım ücretinin şirket tarafından ödenmesine karar vermesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, ihtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talep eden davacı-karşı davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı-karşı davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.08/10/2021

….