Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2310 E. 2023/947 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

KARAR TARİHİ : 17/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 01/06/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/05/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki ticarete dayalı cari hesap ekstresine göre davacının 12.991,80 TL alacaklı olduğunu, cari hesaba dayalı bu borç borçlu tarafça alacaklıya ödenmediğini, alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını, borçlunun itirazı ile takibin durdurulmasına, karar verildiği belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, davacı cari hesap alacağına istinaden ilamsız takiplere mahsus icra takibi yapmış, borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali istemi ile dava açmıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığında, aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilebilecektir. Davaya kanuni süre içerisinde cevap vermemiş olan davalının süresinden sonra vereceği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunabilmesi ancak davacının muvafakat etmesi ile mümkündür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun yürürlüğünden sonra tarafların açık muvafakati olmadığı sürece iddia ve savunma genişletilemeyeceğinden, davacının açık muvafakati olmadığı sürece zamanaşımı savunması dikkate alınamaz. Davalı taraf süresi içinde cevap vermediğinden süresinden sonra sunulan 29/01/2021 tarihli dilekçe ile zamanaşımı savunması nazara alınmamıştır. Mali Müşavir …ün 26/04/2021 tarihli raporunda özetle; “Taraflar arasında ‘Elektrik Tesisat ve Montaj İşlemleri’ konusunda ticari ilişkisi kurulduğu, davacının 2013 ve 2014 yılı ticari defterlerinin tasdiklerini süresinde yapıldığı, TTK 64/3. Maddesine göre ve HMK. 222/2. maddesine göre 2013-14 yılı ticari defterlerinin lehine delil vasfı taşıdığı, davcının ticari defterlerinde takipte talep edilen 12.991,80 TL alacağın kayıtlı olarak yer aldığı ve takip alacağı ile uyumlu olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, ödeme yaptığını ispat külfetinde olduğu, davacı tarafa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda ticari işlerde uygulanan avans faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesap edilebileceği” belirtilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olup uygulanması gereken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/3. maddesinin “ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmü gereğince karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, usulüne uygun tutulan ticari defter sahibi lehine delil teşkil edeceğinin belirtilmesi, davalı tarafa usulüne uygun ihtaratları içeren davetiye tebliğine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği gibi yerine de bildirmemesi nedeni ile davacı tarafın defterleri lehine delil kabul edilmiştir. Davalının teslim edildiği anlaşılan mallar/hizmetler için davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının alacaklı olması nedeni ile davanın kabulü gerekmiştir. Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunmuş, borçlunun ise süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olması, icra inkar tazminatı talep edilmiş olması ve alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönününde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; istenen alacağın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, davacı firma ile müvekkili şirket arasında toplamda 248.988,00 TL bedelli ticari alışveriş gerçekleştiğini, bilirkişi raporunda mail yazışmalarının hiç değerlendirilmediğini, müvekkili şirketin bir borcunun olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 887,46 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 221,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 665,60 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.17/05/2023

….