Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2144 E. 2023/855 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 25/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 25/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkilinin aleyhinde, alacaklısının davalı …’in olduğu , Denizli 2.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayanan icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin tarım ve çiftçilik işi ile uğraştığını, işlerini yaparken kullanmak için yeni bir traktör alma gereği duyduğunu, bu sebepten dolayı müvekkili ile davalı Hattat B 3055 3WD marka traktörün satışı konusunda anlaşmaya vardıklarını, davalının satış konusu traktörü müvekkiline teslim etmemesine rağmen satış sözleşmesine bitişik senedi kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine icra takibine koyduğunu, davacı müvekkili ile davalının traktör alım satımı için anlaşmaları neticesinde 24.04.2018 tarihinde traktör için satış sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme kapsamında, davalının aracı teslim etmesi karşılığında müvekkilinin de araç bedeli olan 68.000,00 TL’yi davalıya vermesi hususunda anlaştıklarını, ayrıca müvekkilinin sözleşmeyi imzalarken alt kısmında bulunan senedi de imzaladığını, sözleşme hükümleri yerine getirilmediği için bu senedin bedelsiz kaldığını, davalının söz konusu aracı müvekkiline devretmemiş olup bu sebepten dolayı sözleşme şartları gerçekleşmediği, sözleşme ve senedin de hükümsüz ve geçersiz olduğunu, davalının, müvekkilinin satış sözleşmesine bitişik olarak imzalamış olduğu senedi, davalıya borcu olmamasına rağmen kötü niyetli olarak 9.000 TL üzerinden icra takibine koyduğunu, bu nedenlerle Denizli 2.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına konu 68.000 TL bedelli, 24/04/2017 vade tarihli senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin iptalini, müvekkili aleyhinde başlatılan Denizli 2.icra müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin teminat aranmaksızın tedbiren durdurulmasını, kötüniyetli davalı alacaklı aleyhinde esas alacağın %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen süresinde davaya cevap vermemiş, davalı vekili 08.03.2021 havale tarihli dilekçe ile; müvekkili aleyhine açılan menfi tespit davasını kabul etmediklerini, müvekkilinin haklı ve yetkili hamil olduğu icra dosyasında alacaklı olduğunu, senet üzerinden teminat senedi olduğu veya devredilemeyeceği veya borç senedi olmadığı yönünde bir ibarenin olmadığını, davacının senedi bilerek , görerek para borcuna dayalı hukuki işlem sonucu borcu kabul ettiği için ödeme niyeti ile imzaladığını, davacı tarafın beyan ettiği gibi bir traktör satışı olmadığını, bu nedenle davanın esastan reddini, davacı yanın % 20 oranında inkar ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Görülmekte olan dava konusu bonoda “nakden” kaydı bulunmakta olup, davacı taraf senet metninde yazılı kaydın aksini iddia ettiğinden bu iddiasını yazılı delil ile ispatlamak durumundadır. Somut olayda, davacı taraf bu iddiasını ispatlar nitelikte yazılı delil sunamamış olduğundan dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığı görülmekle yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı tarafça yemin teklif edilmediğinden ispat olunamayan davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile traktör alımı konusunda anlaştığını, davalı tarafından traktör satış sözleşmesi imzalatıldığını, bu sözleşmeye bitişik olan bononunda bu sırada imzalatıldığını, bu durumu gösterir belgenin dava dilekçesi ile dosya kapsamına sunulduğunu, davalı tarafından inkar edilmeyen sözleşmeden de anlaşılacağı üzere traktör sözleşmesi ile bononun bitişik halde olduğunu, traktör sözleşmesi imzalandıktan sonra davalı tarafın traktörü müvekkiline teslim etmediğini, kötü niyetli olarak da bonoyu icra takibine konu ettiğini, bononun sözleşmeden kesilip kesilmediğine ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmadığını, tanık beyanlarına başvurulmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, takibe konu senette nakden kaydının bulunmadığını, davalı tarafın senedi takibe konu ederken söz konusu kaydı senede yazdığını, bu durumun dahi davalı tarafın kötü niyetli olarak icra takibine giriştiğinin en iyi göstergesi olduğunu, traktör sözleşmesinin mahkemece göz ardı edildiğini, tanık dinletme taleplerinin yersiz olarak reddedildiğini, senedin üst kısmındaki harfi şeklindeki çiziğin traktör sözleşmesi imza altına alınırken imza taşmasından kaynaklı olduğunu, senede ilişkin gerekli bilirkişi incelemesinin yaptırılmadığını, keşide ve ödeme tarihinin senede sonradan yazıldığını, davalının haksız kazanç sağlamaya çalıştığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.25/04/2023