Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2127 E. 2023/810 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/06/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 13/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında elektrik malzemeleri alım satımı hususunda uzun süreli bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki sürecinde müvekkilinin davalıya sürekli olarak ödeme yaptığını ve ihtiyacı olduğu malzemeleri davalıya bildirerek temin ettiğini, taraflar arasında cari bir ilişkinin mevcut olduğunu, bu cari ilişki sonucunda müvekkilinin davalıya toplamda 88.593,19 TL fazla ödeme gerçekleştirildiğini, fazla ödemenin iadesi için haricen davalı ile görüşüldüğünü, ancak davalı şirketin fazla ödenen bedeli müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Denizli 9. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı aleyhine açılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini, müvekkilinin ve davalı tarafın ticari defterleri ve müvekkilince yapılan ödemeler incelendiğinde, müvekkilinin davalıya, davalıdan alınan ürünlerin bedelinde daha fazla ödeme gerçekleştirmiş olduğunun anlaşılacağını, bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cari hesap sözleşmesi TTK’nun 89. ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, 89.maddeye göre cari hesap sözleşmesi yazılı olmadıkça geçerli olmadığını, davalı ile davacı arasında düzenlenmiş cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının davasını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırdığını, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, bu nedenle süresinde açılmayan davanın usulden reddi gerektiğini, davacının, müvekkilinden alacağı değil borcu bulunduğunu, davalının tanık deliline dayanmasına muvafakatlerinin olmadığını, davanın reddini, % 20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,”…davalı tarafa 88.593,19 TL fazla ödeme gerçekleştirdiğini iddia eden davacı tarafın peşin satış karinesi gereği bu iddiasını kesin delille ispatlanması gerektirdiğinde başkaca kesin delil sunulmadığından davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, davalı tarafa yemin teklif edilmediğinin anlaşıldığı, davacı tarafın bu yasal karinenin aksini ispat edemediği” gerekçesiyle davanın reddine, yasal şartları oluştuğu kanaatiyle davalı lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari defterlerle peşin satış karinesinin aksinin ispat edildiğini, ön ödemeli olarak ticaret yapıldığını, defterler arasındaki farkı yaratan üç faturanın davacı alıcıya tebliğ edilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, avans olarak verilen para karşılığında mal teslimi yapılmayan bakiye cari avansın iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.13/04/2023

….