Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2120 E. 2023/834 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 18/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Geniş Kapsamlı Yangın Paket Katılım Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin … Mah. … Sok. … Sitesi … Blok No:… D:… adresindeki işyerinde 22/12/2018 tarihinde davalı şirketin üreticisi ve satıcısı olduğu …. klimadan kaynaklanan yangın çıkması nedeniyle sigortalı işyerinde hasara sebebiyet verildiğini, …. Belediye Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı ve sigortalının İş Güvenliği Uzmanı tarafından davalı şirketin üreticisi ve satıcısı olduğu havalandırma klimasının motorundaki elektrik kablolarında meydana gelen kısa devre sonucu yangının meydana geldiğinin tespit edildiğini, sigortalının hasara uğrayan mallarının 34.871,00 TL olduğunun belirlendiğini, hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından sigortalısına 15/02/2019 tarihinde 34.871,00 TL’sinin ödendiğini, davalı şirketin üreticisi ve satıcısı olduğu klimadan kaynaklanan yangın sebebiyle hasar oluştuğundan müvekkili sigorta şirketinin yaptığı ödeme tutarının tahsili amacıyla Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafça borca itiraz edildiğini, 6102 Sayılı Kanunun m.5/A uyarınca arabulucuya müracaat edildiğini, fakat anlaşma sağlanamadığını beyanla davanın kabulü ile 34.871,00 TL’nin tazmini ve hak sahiplerine ödeme tarihi olan 15/02/2019 tarihinden başlayarak tahsile kadar işleyecek T.Merkez Bankası’nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faizi ile birlikte tahsili için açılan takip dosyasına yapılan itirazın iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin “… ” ünvanlı işyerindeki yangın olayı ile ilgili meydana geldiği iddia edilen zarardan dolayı hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, yangının çıkmasına sebep olacak biçimde müvekkilinin kasten veya ihmali olarak gerçekleştirdiği haksız bir eylemi, işlemi veya davranışının olmadığını, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, söz konusu klimaların tesisinde teknik olarak üzerine düşen görevin bilincinde olarak yeterli titizliğin gösterildiğini, hafif veya ağır ihmalinin olmadığını, yangın rizikosu sebebiyle sigorta şirketinin yaptığı ödemeyi rücuen üçüncü şahıslardan tazmini yoluna gidilebilmesi için rücuen tazmin borçlusunun zararı doğuran olayla ilgili hukuken sorumluluğunun doğurur mahiyette illiyet bağı bulunduğunun, kusurluluk halinin ve kusur derecesinin tespitinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından klimaların montajından önce iş yerine takılacağı yerdeki elektrik tesisatının elektrik panolarının, kaçak akım röleleri ve yangın önleyici termik manyetik, şartel v.b. Koruyucu ve önleyici donanımların ilgili işyeri malikince standartlara ve klimalardan beklenen kapasite ve yarar durumuna uygun olarak temin ve tesisinin yapılmış olması ön şartı ile müvekkili şirketçe uygulama yapıldığını, dolayısıyla hazırlık tesisatı ve donanımları konusunda müvekkili şirketinin herhangi bir kusur ve sorumluluk tevcihinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından klima cihazlarının monte ettiği iş yerine çalışır durumda eksiksiz olarak tesliminin yapıldığını, işyerine klima servis ve bakım hizmeti verildiğine dair servis formlarının da mevcut olduğunu, müvekkilinin teknik bakımdan üstüne düşen yükümlülükleri ve hizmeti tam olarak yerine getirdiğini, yangın olayının kış aylarında havanın soğuk olduğu bir zaman diliminde, klimaların kullanımda değil iken meydana geldiğini, söz konusu klimaların sadece ortam soğutmasını sağlamak için takıldığını, klimanın kapalı konumda iken yangına sebep olmasının maddi gerçeklikle uyumlu olmadığını, yangının klimalarla bir ilgisinin olmadığını, yerleşik tesisat veya enerji arzı ile ilgili başka bir husustan kaynaklanabileceğini, kusur durumunun tespitinin gerektiğini beyanla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,”…alınan bilirkişi raporu ile yangının klima motor kablosu kaynaklı çıktığı, davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin gerçek zarar ile uyumlu olduğunun anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik incelemeyle karar verdiğini, yangının çıkmasında davalının kusurunun olmadığını, klimaların düzenli bakımlarının yapıldığını, yangının klimaların çalışmadığı bir zaman diliminde çıktığını, alınan raporun yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, sigorta şirketi tarafından açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sigortacı TTK’nın 1472. maddesine dayanarak kendi sigortalısına ödediği tazminat tutarı kadar onun halefi olarak zarar sorumlusundan tazminat talep edebilme hakkını kazanmaktadır,
6098 Sayılı TBK’nın 71. maddesinde “Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur. Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa, bunun önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletme olduğu kabul edilir. Özellikle, herhangi bir kanunda benzeri tehlikeler arzeden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arzeden işletme sayılır. Belirli bir tehlike hâli için öngörülen özel sorumluluk hükümleri saklıdır. Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin bu tür faaliyetine hukuk düzenince izin verilmiş olsa bile, zarar görenler, bu işletmenin faaliyetinin sebep olduğu zararlarının uygun bir bedelle denkleştirilmesini isteyebilirler.” düzenlemesi yer almıştır.
Somut olayda, mahkemece dosya üzerinden rapor alındığı, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen yerinde inceleme yapıldığına ilişkin bir tespitin olmadığı, bilirkişi heyetinin içerisinde yangın bilirkişisinin bulunmadığı, yangının çıkış nedeni ve zararla illiyet bağının kurulmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, buna ilişkin olarak davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece elektrik elektronik mühendisi, makine mühendisi ve yangın bilirkişisinin de içinde bulunduğu bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif icra edilerek, yangının çıkış nedeni ve zararla arasındaki illiyet bağı tespit edilerek davalının hasardan sorumlu olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılmak suretiyle, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/06/2021 Tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 408,30 TL nispi istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.18/04/2023