Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/21 E. 2022/1784 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/11/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Davalı bankanın, müvekkili şirketin davalı bankadan 12/02/2008 ile 29/09/2017 tarihleri arasında kullandığı krediler sebebiyle istihbarat ücreti dosya masrafı, tahsis masrafı, peşin komisyon, erken ödeme komisyonu, skorlama ücreti, kredi risk rapor alım ücreti, devre sonu komisyonu, ekstre gönderim masrafı, mektup masrafı, çek yasal yükümlülük bedeli, noter masrafı adı altında haksız tahsilatlar yaptığını belirterek yapılan tahsilatların ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile iadesine karar verilmesini ve ayrıca 5.000,00.TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, 16/07/2020 tarihli talebiyle alacak miktarını 21.630,06 TL olarak belirtmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Ticari kredi kullanan davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, bu yüzden ücret ve cezaların indirimini isteyemeyeceğini, müvekkili bankanın tacir sıfatıyla ticari işletmesiyle ilgili bir iş ve hizmet görmesi halinde uygun bir ücret isteyebileceğini talep edilen dosya masrafının bu kapsamda olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin de 30/06/2014 tarihli kararıyla bankanın dosya masrafı adı altında masraf alabileceğini kabul ettiğini, dayanak gösterilen rekabet kurulu kararının iptali için dava da açıldığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkili bankanın uygulamasının bu konudaki mevzuata, taraflar arasındaki sözleşmeye ve teammüle uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Davacının masraf, komisyon, ücret v.s dava konusu kesinti ve tahsilatları yapmasına dayanak olarak ve bilirkişi raporunda tespit edilen genel kredi sözleşmesinin 2.8, 3.4.1, 3.5.1.1, 3.5.1.4 maddelerinde açıkça miktar belirtilmeksizin genel uygulamaya umumi açıklamalara dayalı tahsilat yapılacağının belirtildiği, kredi borcunun erken ödenmesine ilişkin 3.5.1.8 maddesinde ise belirtilen oran ile erken kapama komisyonunun ödeneceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Belirtilen bu hükümler davalı bankanın somut bir kesinti oran ve masraf miktarına ilişkin olarak kesinti ve tahsilat yapmadığını göstermektedir, bu durumda bu hükümlerin davacı aleyhine yorumlanması mümkün değildir, TBK nın 21 ve devamı maddelerine göre bu hükme dayalı tahsilat yapılamaz. Bu durumda bankacılık genel uygulamalarına genel kurallara ve bankalar arası tea- müle göre değerlendirme yapılmalıdır. somut olaya gelince dava dilekçesi incelendiğinde hesap işletim ücretini dava konusu edilmediği açıktır, bu yönüyle bilirkişi raporundaki bu kısım hükme esas alınmamıştır. Dosya masrafıyla ilgili açıklamalar da mahkememizce yerin- de bulunmamıştır, zira Yargıtay’ın genel uygulaması dosya masrafı adı altında tahsilat yapı- labileceğine ilişkindir. Yine alınan skorlama ücreti bilirkişi raporunda ayrıntısı belirtildiği üzere hukuka uygun bulunmamıştır. Erken ödeme komisyonu da davalı bankanın 5.3.1.8 maddesinde konunun düzenlenmiş olması karşısında bu miktarın da geri istenemeyeceği ka- naatine varılmıştır. Devre sonu komisyonu, kredi risk raporu alım ücreti, devre sonu komis- yonu adıyla anılan tahsilatlar ise hukuka aykırı bulunduğundan mahkememizce aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının manevi tazminat talebine gelince taraflar arasındaki ilişki ticari ilişki olup, ticari ilişki sebebiyle davacının kişilik haklarına saldırı olmadığından davacının manevi tazminat talebi mahkememizce yerinde bulunmamış ve manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarihli kararına karşı müvekkili banka tarafından açılan davanın Danıştay 13. Dairesinde temyiz incelemesinde olup, henüz kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılmasına dair taleplerinin göz önüne alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyada mevcut 25/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının kullanmış olduğu krediler nedeniyle herhangi bir zarara uğradığına dair somut delillinin bulunmadığının belirtildiğini, 12/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda da ilk raporda olduğu gibi davacıdan yapılan kesintilerden davacıya iade edilecek bir tutarının bulunmadığının belirtildiğini, iki ayrı bilirkişi raporunda da bu hususlar belirtilmiş iken davacı yanın raporlara itirazlarının temelsiz ve hukuka uygun olmamasına rağmen usul ekonomisine aykırı olarak şekilde yeniden rapor aldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, ilk iki rapora aykırı üçüncü bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının da hatalı olduğunu, 15/07/2020 tarihli hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı olarak düzenlendiğini, tahsil edilen ücret ve masraflarının bankacılık tahammüllerine kanuna ve sözleşmeye uygun olarak alındığını, diğer banka ortalamalarının da altında olduğu hususlarının göz önüne alınmadığını, davacının TTK 18/2.madde uyarınca basiretli bir tacir gibi hareket etme zorunluluğunun bulunduğunu, tahsil edilen tüm ücret kalemlerinin TTK 20.maddesi uyarınca bankacılık teamüllerine uygun olduğunu, davacının müvekkili bankadan kullandığı kredilerin ticari krediler olması nedeniyle Rekabet Kurulu kararının bu kredileri kapsamadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, haksız tahsil edilen ücretlerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre, Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih, ….. Sayılı kararı ile aralarında …. Bankası A.Ş’nin de bulunduğu 12 adet bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda faiz karteli oluşturduğunun tespit edildiği, bu karar aleyhine bankalar tarafından açılan iptal davalarının reddine karar verildiği, kararın Danıştay 13. Dairesi’nin 16/12/2015 tarih, …. esas, … karar sayılı ilamıyla onandığı, dosyanın karar düzeltme aşamasında olduğundan İdare Mahkemesi’nin red kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafın dayandığı Rekabet Kurulu kararı, tüketici kredilerine ilişkin olup, davacının kullandığı ticari kredileri kapsamamaktadır. Dosya kapsamında alınan ve birbirini teyit eden 25/04/2019 ve 12/02/2020 tarihli bilirkişi raporlarında da davacının tacir olup ticari krediler kullandığı, davalı bankaca istenilen ücretlerin bazılarının sözleşmede yer aldığı, bazılarının ise emsal bankaların tahsil ettiği ücretlerin ortalamalarının altında ve makul olduğu, davacının tespit edilebilen somut bir zararının bulunmadığı hususlarının belirtilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesince 6502 Sayılı Tüketici Kanuna göre değerlendirme yapıp Tüketici Mahkemelerinin yargı yolu inceleme yeri Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarını gözeten, davacının tacir olmasına rağmen tüketici sıfatıyla değerlendirme yapan hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 09/11/2020 tarih ve …. Esas, ….Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın REDDİNE,
b-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan, peşin olarak alınan 341,55.-TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 260,85 TL harcın davacıya iadesine,
c-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
d-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
e-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca karar tarihinde hesap edilen 9.200,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
4-a-Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
b-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan, peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c-Manevi tazminat miktarı dikkate alınarak 3.400,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa veilmesine,
d-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
e- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu ve 1.152,36 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 28,43 TL posta gideri olmak üzere toplam ‭177,03‬ TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.08/12/2022