Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2042 E. 2023/1368 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 17/07/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07/09/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin dava dışı …A.Ş.’den Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ilamına dayalı olarak 398.106,63 TL. alacaklı olduğunu, borçlu şirket hakkında iflas erteleme tedbir kararı bulunduğundan icra takibine geçilemediğini, borçlu şirketin Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında iflas erteleme talebinde bulunduğunu ve talep üzerine mahkemece tedbir kararı verildiğini, borçlu şirket dışındaki diğer davalılarında borçlu şirket ile aralarındaki ilişki nedeniyle söz konusu borçtan müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarını, zira davalı şirketlerden … A.Ş.-… A.Ş. Yönünden … Şirketinin merkezinin Rusya’da olduğunu, şirket ortaklarının Türkiye’de borçlu … A.Ş. adında bir şirket kurarak incoming faaliyetlerini bu şirket üzerinden … markası adı altında yürüttüklerini, … A.Ş.’nin ortaklarının da … ortakları olduğunu, …’un Türkiye’deki turizm işletme faaliyetleri için ise … A.Ş. Şirketini kurduğunu, bu şirketin ortakları ile borçlu şirketin ortaklarının da aynı olduğunu, her ne kadar … çatısı altında … isim ve markası ile faaliyet gösteren … A.Ş. İle … A.Ş. ayrı tüzel kişilik olarak kurulu ise de; bu şirketler arasında fiili ve organik bağ bulunduğu, ekonomik ve ticari bağlılığın olduğu, … , … A.Ş., … A.Ş. arasındaki ilişki de ise … ile … A.Ş. Arasında incoming ilişkisinin bulunduğunu, …’un, … A.Ş.’nin iflas erteleme talebi ile piyasaya olan borçlarını ödememek amacıyla incoming faaliyetlerini … Tic. A.Ş. İle sürdürmeye başladığını, daha önce … A.Ş.’de üst düzey yönetici konumunda olan çalışanların büyük bir kısmının :..’un, … ile anlaşması sonrası … A.Ş. ‘de çalışmaya başladığını, … A.Ş.’nin Antalya Kundu’daki ofisinin … ‘in ve … markasının ofisi olarak kullanıldığını, gerek … A.Ş. gerekse … tarafından yürütülen ticari faaliyet türünün aynı olduğu kadar işletme adı ve marka olarak kullandıkları temel kavramlarında aynı olup, her iki şirket tarafından … markasının kullanıldığını, … iflas erteleme sürecini girmiş gibi değerlendirilmekte iken … firmasının bu ünvan-markayı kullanmayı ve piyasada aynı güveni devam ettirmeyi sürdürmesinin ticari işletme devri olarak değerlendirilip borçlardan sorumlu olmayı gerektireceğini, …-… A.Ş.-…A.Ş. ilişkisi yönünden … A.Ş.’nin …’un otel işletme faaliyetlerini yürüten şirket olup, malvarlığının büyük kısmını … otelinin oluşturduğunu, otelin 22/12/2014 tarihinde yani … A.Ş.’nin iflas erteleme talebinden hemen önce … A.Ş.’ye tapuda satış işlemi yapılarak devredildiğini, …’in ortaklarından …’in aynı zamanda …’de de yüksek hisse sahibi olduğunu, … A.Ş.’nin otelini sözde satın alan …’in eski ticaret ünvanının … Şirketi … ve ortakları olduğunu, dolayısıyla … ve … arasında organik bağ mevcut olduğunu, sonuç olarak … A.Ş.’nin asıl borçlu olarak borçtan sorumlu olduğunu, ancak hakkında mahkemece verilmiş bir tedbir kararı olduğu için şirketten tahsilat yapılamadığını, … ‘un ise diğer davalı şirketleri bünyesinde toplayan şirket olup, … A.Ş.’nin borçlarından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … Şirketi, … A.Ş., … A.Ş. Ve … A.Ş.’nin ortakları, faaliyet alanı, kullandığı isim ve marka aynı olan şirketler gurubu olarak gerçekte tek bir tüzel kişilik olmaları nedeniyle … A.Ş.’nin borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, … A.Ş.’nin borçlarından müşterek ve müteselsil sorumlu bulunan … A.Ş.’nin işletmesini tüm hali ile devralmış olmakla … A.Ş.’nin dolayısıyla da :.. A.Ş.’nin borçlarından işletme devri nedeniyle sorumlu olduğunu, … A.Ş.’nin ise hem… ile grup şirket olmakla hemde … A.Ş.’den işletme devralmış olmakla diğer şirketler ile birlikte … A.Ş.’nin borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyanla, tüm davalı şirketlerin borçtan ve ferilerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile 398.106,63 TL’nin 11/02/2007 tarihinde itibaren aylık %10 faizi ve bu miktarın %5’i oranında tahsil masrafı ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın reddini talep ettiklerini, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının özellikle söz konusu olduğu durumlarda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi açısından tüzel kişiliğin nevi’ nin bir önemi bulunmadığını, kaynak yetersizliğinden hareketle dava dışı … A.Ş.’nin sermayesinin araştırılmasının gerektiğini, ticaret sicil kayıtlarının tetkikinde … A.Ş.’nin 90.000.000,00-TL tutarında kayıtlı sermayesinin bulunduğunu, dava dışı … A.Ş.’ nin iflas erteleme sürecinde sermaye artırımına gittiği de düşünüldüğünde sermayesinin yetersiz olduğu düşüncesinin gerçeği yansıtmadığını, davalı … A.Ş. ile dava dışı … A.Ş. arasındaki faaliyet alanlarının farklılığı göz önünde bulundurularak tüzel kişilik perdesinin kaldırılmaması gerektiğini, zira davalı … A.Ş. otel ve konaklama alanında faaliyet göstermekte, dava dışı … A.Ş.’nin ise tur operatörü olarak faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin 1955 yılında şirket ortaklarının babası olan … tarafından kurulduğunu, şirketin eski unvanın da … şeklinde olduğunu, … tarafından kurulan şirketin ilk zamanlarda züccaciye alanında faaliyet gösterdiğini, şirket son 10-15 yıldır ise otel işletmeciliği alanında da faaliyetlere başladığını, davacı tarafın Kilit soyisminden hareketle şirket arasında organik bağ olduğunu iddia ettiğini, bunun gerçeği yansıtmadığını belirterek dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla açılan haksız davanın öncelikle husumetten reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; işbu davada davacının, dava dışı … A.Ş.’den alacaklı olduğunu ancak borçlu şirketin iflas erteleme sürecinde olması nedeniyle alacağını tahsil edemediğini ifade ederek davalı şirketin dava dışı borçlu şirketle organik bağ içerisinde olduğunu ileri sürmekte ise de, davalı şirketin taraf olmadığı bir ilişkiden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulmasının hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu,Yargıtay kararlarında istisnai olarak kabul edilen organik bağ ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorilerinin uygulanabilmesi için açık, somut ve ciddi bazı koşulların varlığına ihtiyaç bulunduğunu, perdeyi kaldırma teorisinin özellikle uygulandığı somut hallerin; 1)Özkaynak yetersizliği, 2) Malvarlıklarının birbirine karışması, 3) Yabancı yönetim olmak üzere üç başlık altında toplandığını, somut olayda dava dışı borçlu şirket … A.Ş.’nin iflas erteleme sürecinde olması davacı tarafından her ne kadar iflas etmiş gibi lanse edilmeye çalışılsa da iş bu şirket hakkında verilmiş bir iflas kararı bulunmadığını, perdenin kaldırılmasını gerektirecek bir hususun somut olayda söz konusu olmadığını, kaldı ki, ticaret sicili kayıtlarından da anlaşıldığı üzere, dava dışı borçlu … A.Ş.’nin 90 milyon TL kayıtlı sermayeye sahip olduğunu, iflas erteleme sürecinde dahi yeniden sermaye artırımına gittiğini, bu durum Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında devam etmekte olan iflas erteleme davası kapsamında sabit olduğunu belirterek, işbu dava bakımından davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın esastan reddi ile vekâlet ücreti ile masrafların davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın HMK 120. Maddesine açıkça aykırı biçimde eksik harç ile açılmış olup, bu nedenle HMK 120. Ve 492 sayılı Harçlar Kanunu 28, 30 ve 33. Maddesi uyarınca öncelikle davacıya eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları bulunduğunu, davalı şirketler ile davacı şirket arasında hiç bir ticari münasebetin bulunmadığını, alacak ve borç ilişkisi bulunmadığı gibi davalı şirkete davalı sıfatıyla tüzel kişilik perdesi aralanması müessesesi kapsamında dahi husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davanın davalı şirketler yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, esas yönünden ise şirketlerin ticari defterleri, kayıtlı malvarlığı ve ticaret sicili kayıtları üzerinde yapılacak inceleme sonucunda açıkça görüleceği üzere davalı şirketlerin ne dava dışı borçlu şirketle ne de diğer davalı şirketler ile bir malvarlığı veya organizasyon karışmasının söz konusu olmadığından, davalı şirketler yönünden davanın reddini istemiştir.
Davalılar … Tic. Ltd.Şti, … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketler hakkında somut ve delile dayalı hiçbir iddia da bulunulmadığını, davalı müvekkil şirketler ile davacı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı şirketlerin davacı tarafın iddia ettiği borcun doğumuna sebebiyet veren ticari ilişkinin tarafı olmadıkları gibi, borcun sebebi ve doğruluğu konusunda da bilgi sahibi olmadıklarını, zamanaşımı definin kabulü ile davanın öncelikle bu yönü ile reddi gerektiğini, davalı şirketlerin her birinin ayrı tüzel kişiliği bulunduğunu, davalı … Ltd.Şti nin, faaliyet konusu mağazacılık olan ve bir dönem … Mah. … Sk. … Kepez/Antalya adresinde bulunan … isimli mağazanın maliki ve işleticisi olan bir şirket olduğunu, davalı … A.Ş nin faaliyet konusu bira üretimi ve pazarlanması olan bir dönem … Mah. … Cad…. .Sokak No: … Kemer adresinde faaliyette bulunan bira fabrikasının maliki ve işleticisi olduğunu, davalı … İnşaat A.Ş nin Antalya bölgesinde birçok projenin nşaatında yer alan müteahhit bir şirket olduğunu, davalı … A.Ş nin faaliyet konusu inşaat ve yatırım olan ve bir dönem … İlçesi … Beldesi … Ada … Parsel sayılı taşınmazda otel inşa etmek üzere … Bakanlığı tarafından lehine üst hakkı niteliğinde irtifak hakkı tesis edilen bir şirket olduğunu, davalı şirketlere ait ticari defter ve kayıtlar ile ve sicil kayıtlarının incelenmesinden görüleceği üzere davalı şirketlerin her birinin ayrı bir mal varlığına sahip ve faaliyet konuları tamamen farklı olan birer bağımsız şirket olduklarını belirterek, davalı şirketler aleyhine açılan davanın ayrı ayrı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekesinde; davacı tarafın somut tek bir delil sunmadan, son derece zorlama bir yorum şekli ile çok sayıda şirket hakkında mesnetsiz iddialarda bulunduğunu, davacının davasına dayanak yaptığı olayların 2014 yılı Kasım-2015 yılı Ocak aylarında meydana geldiğini, iş bu davanın açıldığı tarihin ise 07.09.2017 olup, haksız fiil sorumluluğu bakımından öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, öncelikle zamanaşımı definin kabulü ile davanın bu yönü ile reddini talep ettiklerini, davacı tarafın iddia ve taleplerinin tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması ile davalı şirketin dava dışı şirketin borçlarından sorumlu tutulmasına dayandığını, doktrinde ve Yargıtay’ın emsal kararlarında istisnai olarak kabul edilen organik bağ ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulanabilmesi için somut ve ciddi bazı koşulların bulunması gerektiğini, bu koşullardan hiçbirinin somut olayda mevcut olmayıp, davalı şirketin hiçbir ilgisi bulunmayan borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Mahkememizce asıl borçlu şirketin borca batıklıktan çıkması nedeniyle iflas erteleme talebinin reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen tespitleri içerir bilirkişi raporundaki çelişkilerin giderilmesi yönünden rapor/ek rapor alınmasına gerek görülmemiş, borca batıklıktan çıktığı anlaşılan asıl borçlu şirket hakkında takip yapılabileceği, alacağın borçlu şirketten tahsil edilememesi, öz kaynak yetersizliği gibi durumlar sonucunda ancak davalı şirketlere başvurulabileceği, öncelikle asıl borçlu şirketten alacağın tahsili yönünden herhangi bir işlem yapılmadan davalı şirketler ile arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi gereği alacağın tahsili talebinin yerinde olmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilK Derece Mahkemesince dava dışı … A.Ş’ın borca batık halinden çıktığını, asıl borçlu şirket olan … A.Ş hakkında takip yapılmadan iş bu davanın açılamayacağı gerekçesiyle bu davanın reddedildiğini, … A.Ş hakkın iflas erteleme kapsamında tedbir verildiği için takip yapılamadığını, Yargıtay uygulamasında tüzel kişilik perdenin aralanması için borcu şirketin takip edilmesi ve takibin sonuçsuz kalmasının şartı olmadığını, … A.Ş’nin gayrimenkulüne … A.Ş ye sattığını, bilirkişi raporuna göre şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, … A.Ş borca batık bir şirket olup herhangi bir sermayesinin olmadığını, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan kıymet takdirine göre … A.Ş ‘nin malvarlığının 30.000.000,00 TL üzerinde olduğunu, ancak alacaklarının daha fazla olduğunu, piyasaya yüklü miktarda borcu olan dava dışı şirketin elindeki taşınmazı iflas erteleme davasından önce … A.Ş satmasının davalılar arasındaki organizasyon bütünlüğünü açıkça ortaya serdiğini, taşınmazın satıldığı tarihin dava dışı … A.Ş nakde ihtiyacı olduğu tarih olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu şirketin borca batıklıktan çıkması nedeniyle iflas erteleme talebinin reddine karar verildiği, borca batıklıktan çıktığı anlaşılan … A.Ş hakkında takip yapılabileceği, alacağın borçlu şirketten tahsil edilememesi, öz kaynak yetersizliği gibi durumlar sonucunda ancak davalı şirketlere başvurulabileceği, öncelikle asıl borçlu şirketten alacağın tahsili yönünden herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı 10/10/2019 tarihli ilamı ve dosya kapsamı incelendiğinde, … A.Ş ile dava dışı … A.Ş arasında yapılan işlemlerin ticari hayatın olağan akışına uygun olduğu, yapılan işlemlerde Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince atanan kayyumların onayı dahilinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, davalı … A.Ş ve davalı … A.Ş ile …
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/07/2023