Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/203 E. 2022/1798 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/10/2020
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 19/12/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili firmanın 08/01/2015 tarihinde karşı yan firmadan seri … nolu fatura ile 3 adet alindair pencere tipi soğutucu ve 1 adet alindair 18 S evaporatif soğutucu olmak üzere toplam 4 adet soğutucu satın aldığını, ancak zaman içerisinde soğutuculardan pencere tipi soğutucuların arızalanmaya başladığını, davalı firmanın soğutucularda meydana gelen arızaları gidermek adına tamiratlar yapsa da soğutucuların arıza vermeye devam ettiğini, müvekkilinin bu arızaların tespiti için Denizli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İŞ sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, soğutucuların ayıplı olduğu sonucuna varıldığından bahisle davaya konu soğutucuların bedellerinin iadesini, davaya konu ürünlerin ayıplı olması nedeniyle davalı firmaya ödediği pencere tipi 3 adet klimanın bedeli olan şimdilik 6.900,00 TL’nin bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sattığı soğutucuların montajının eksiksiz biçimde yapıldığını, dava konusu ürünlerin belirli aralıklarla bakım gerektirdiğini, ürün montajı yapıldıktan sonra davacıya ürünün bakımı için teklif sunulduğunu, davacının periyodik bakım teklifini kabul etmediğini, delil tespit işleminde alınan raporda ürünlerin kapasite olarak davacının iş yerine uygun olmadığı ifade edildiğini ve bu durumdan müvekkilinin sorumlu tutulduğunu fakat davacının basiretli hareket etmek durumunda olan bir tacir olduğunu, davacı tarafın ürünlerin ayıplı olduğuna ve bu sebeple sözleşmeden dönülerek ürünlerin bedelini teslim tarihinden itibaren işleyecek faizi ile talep ettiğini bu haksız davanın reddi gerektiğini, zira müvekkilinin ayıplı olarak satmadığı ve sorumlu tutamayacağını sebeplerden ötürü ortaya çıkan arıza ve sorunlardan dolayı tamirat ve değişiklik nedeniyle maddi bir kayba uğradığını, haksız olarak açılan bu davadan dolayı ayrıca sorumlu olmadığı bir bedelin iadesine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “… hükme esas alınan bilirkişi raporunda; klimaların gizli ayıplı olduğu, satım sırasında alıncının klimaların bu kadar sürede sorun yaratacağını bilmesinin mümkün olmadığı, ayıbın normal kullanım şartlarında ortaya çıktığı, klima satıcının kullanım alanına göre alıcıyı bilgilendirmesi gerektiği, uygun klima seçimini sağlaması gerektiği, yapılan mahkeme tespitinin 30 kez servis hizmeti yoğunluğundan ve mail trafiği yolu ile davalının ayıptan an ve an haberdar olduğunu süresinde ayıp ihbarının yapıldığı belirtilmiştir. İş bu rapora göre, dava konusu klimaların gizli ayıp olduğu, davacının yetkili serviste tamirini yaptırması ve mail yoluyla ayıbı davalıya bildirdiği, rapora göre 30 kez servis hizmetinin alınması hususunun da ayıbın süresinde davalıya ihbar edildiği sonucuna varılmıştır. Davaya konu klimalardaki ayıbın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, ayıbın teslim sırasında açıkca belli olmadığı, davacının malı teslim aldıktan sonra yasal 8 günlük süre içerisinde ayıbın farkedilerek davalıya ihbar edildiği kanaatine varılarak Borçlar Kanunu 227 maddesi uyarınca davacı alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirirek sözleşmeden dönme hakkı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, ayıplı olduğu anlaşılan dava konusu 3 adet Alindair tencere tipi soğutucunun davalıya iadesi ile 6.900,00 TL nin dava tarihi olan 12.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu cihazların 30 kere tamir olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını, böyle bir durumun gerçekte söz konusu dahi olmadığını, mahkeme kararının tam bir yanlış üzerine kurulmuş olduğunu, dava konusu ürünlerin düzenli bakımı yapılması gereken ürünler olup, bakımı yapılmayan elektronik cihazın arızalanmasının üretimle ve müvekkili ile ilgili olmadığının açık olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete cihazlarının bakımını yapmayı teklif etmesine rağmen davacının periyodik bakımları başka bir şirkete de yaptırmadığını, düzenli olarak yapıldığını da ispatlayamadığını, cihazların arızası hakkında bilgi verildiğinde müvekkili tarafından yapılan onarımların davacının kabul ettiğini, davacının böylelikle ayıplı mal teslim edilecek olsa bile sözleşmeden dönme hakkını değil ücretsiz onarım talep etme hakkını kullandığını, eldeki davada ki talebinin de bununla çeliştiğini, bilirkişilerin dava konusu arızanın elektrik aksamından kaynaklandığını düşünerek hareket ettiklerini oysa yapılan incelemede elektrik akımında sorun tespit edilmediğini, davacının iddiasını ortaya koyan bir delilin dosyada bulunmadığını, müvekkiline TTK 18/3 maddesine uygun ihbarın yapılmadığını ve dosyada aksini gösteren bir delilin olmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, ayıplı malların iadesi ile bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre dava konusu cihazların gizli ayıplı oldukları, garanti süresi içerisinde eldeki davanın açıldığı, böylece ihbarın yasal süresi içerisinde yapılması şartının aranmayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 471,34 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 64,00 TL ve 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 352,94 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.13/12/2022

….