Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/197 E. 2022/1792 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı … Anonim Şirketi arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesini davalı … Ltd Şirketi, … ve … müşterek müteselsil kefil olarak imzalamışlardır. Dava dışı şirkete Genel Kredi Sözleşmesine istinaden krediler kullandırıldığını, dava dışı şirketin kredi borçlarının ödenmesi gereken borç bakiyesinin tamamını davacı bankaya ödenmemesi üzerine banka kredi kullanımından doğan alacaklarının zamanında ödenmemesi sonucunda Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden kredi hesaplarını 31.12.2018 tarihinde kat edilerek borcun ödenmesi için Beyoğlu 48.Noterliğinin 09.01.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname davalı borçlu şirkete gönderilmiş olmasına karşılık ihtarnamede verilen sürede borç ödenmediğini, banka alacağını tahsili amacıyla Denizli 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ilamsız haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını davalı borçlu tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak takipte istenen borcun tüm ferilerine temerrüt faizine gider vergilerine, faiz oranına itiraz ederek takip durdurulduğunu, Yukarıda izah edildiği üzere; davalı borçlu müteselsil şirket hakkında Denizli 3. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazların iptaline takibin aynen devamına itirazda bulunan davalı borçlulnun İİK 67/2 maddesi gereğince inkar tazminatına mahkum edilmesine, Mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı müvekkilinin davacı bankanın ticari müşterisi olduğunu, davaya konu edilen alacak miktarındaki paranın bankaca bloke altında tutulduğunu davacı bankanın kötü niyetli olduğunu ve huzurdaki davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının alacağının zaman aşımına uğradığını, davacı bankanın müvekkilinin şirketten kefalet akdine dayalı olarak talepte bulunduğunu, borçlar kanununda düzenlenen kefalet akdi zaman aşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden de reddine karar verilmesi gerektiği, davacı bankaya müvekkil şirketin bir borcu bulunmadığı gibi borçlar kanununa göre geçerli bir kefalet sözleşmesi ve kefilliğinin de bulunmadığını, kefalet akdi de zamanaşımına uğradığını kefalet akdinin TBK’nunu hükümlerine uygun olmadığını, müvekkilinin kendi el yazısı ile yazılmış kefalet miktarı ve kefaleti kabule ilişkin beyanlarının bulunmadığı talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, teminat mektuplarının garanti ettiği rizikoların gerçekleşmesi halinde bankanın tazmin taleplerine uyarak ödeme yapmak zorunda kalacağı, söz konusu teminat mektupları gayri nakdi risk niteliğinde olup kredi genel sözleşmesinde imzası bulunanların bu mektupların tazmin edilmesi halinde mektup bedelini derhal ödemek, tazmin edilmese bile bankanın talebi üzerine mektup bedelinin depo etmek taahüdü altında oldukları, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri 11. Madde her zaman bankanın sorumlu olduğu tutarın depo edilmesini isteme hakkı olduğu doğrultusunda davacı bankanın teminat mektuplarının bedellerini banka nezdinde depo edilmesini talep etme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı bankanın asıl borçluya başvurmadan müvekkili şirkete başvuramayacağını, hesap kat ihtarnamesine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu, davacı bankanın asıl borçlu ile yaptığı anlaşma sonucunda davaya konu teminat mektubu riskini asıl borçludan tahsil ettiğini ve riskin sona erdiğini, davacı bankanın asıl borçlu ile yeni tarihli genel kredi sözleşmesi imzaladığını bu nedenle önceki genel kredi sözleşmesinin hükümsüz kaldığını, bilirkişinin davaya konu kredinin kapatılıp kapatılmadığı hususunda bir tespitte bulunmadığını, davaya dayanak genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinin 2004 tarihli olduğunu TBK’nun yürürlüğe girmesi ile geçersiz hale geldiğini, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, genel kredi sözleşmeleri kapsamında meri teminat mektubu riski depo talebine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı, davacı bankanın dava dışı borçlu … Anonim Şirketi ile imzaladığı Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’ne müşterek borçlu müteselsil kefildir.
Sözleşmede kefillerin meri teminat mektubu depo bedelinden de sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı bankanın kefilden teminat mektubu depo bedeli talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede bu konuda kefiller için açık hüküm bulunması gerekir.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/16749 Esas 2017/7507 Karar sayılı ilamı)
Bu durumda mahkemece, davalının meri teminat mektubu riski depo talebi yönünden sorumlu olacağına ilişkin sözleşmede düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davalının istinaf talebi yerindedir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/02/2021 tarih ve … Esas – … Karar sayılı, … Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
e-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 717,25 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 197,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.12/12/2022

….