Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1960 E. 2021/1438 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
DAVANIN KONUSU : Kayıt Kabul

Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı müflis … ile organik bağ içerisinde bulunan …’de işçi olarak çalışırken işten çıkartıldığını, şirket ile düzenlenen işçilik alacaklarının tasfiyesini ilişkin protokol ile toplam alacağın 48.194,92 TL olarak kabul edildiğini, protokolde bir taksitin ödenmemesi halinde alacağın tamamının muaccel olacağının belirtildiğini, ilk iki taksitin ödenmesinden sonra 01.03.2014 tarihi itibari ile 46.994,82 TL alacağın muaccel hale geldiğini, müvekkili …’nin çalışanı olarak görülse de bu şirketin % 99,9 hissesinin …’ye ait olduğunu, şirket ortaklarının da aynı kişiler olup, grup şirketler olduğunu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olsalar da aralarında sıkı bir organik bağ bulunduğunu, davacının işçilik alacaklarının müflis … için düzenlenen sıra cetveline kaydı için yapılan başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, davacının toplam 46.994,82-TL alacağının muaccel hale geldiği 01.03.2014 tarihinden …’nin iflasının açıldığı tarih olan 29.03.2016 tarihine kadar mevduatta uygulanan en yüksek faiz oranına göre hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte iflas sıra cetveline kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı vekili, davacının iflas masasına işçilik alacağı için yapmış olduğu başvurunun başvuruya ilişkin evrakın müflis şirketle ilgisi olmadığından reddedildiğini, davacının dava dışı …’den alacaklı olduğunu, bu şirketin müflis …’den bağımsız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından; dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis …’ nin 11/03/2011 tarihinde yapılan olağan üstü Genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere …’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …’ nin, …’ nin %99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik ve yönetsel bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiği, her iki şirketin grup şirketler olduğu, dolayısıyla aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ile müflis …’nin de davacı alacağından sorumlu olduğu, davacının protokol gereğince hesaplanan 48.194,92.-TL’ lik işçilik alacağının yapılandırıldığı ve taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı ancak ilk iki taksit ödendikten sonra bakiye 46.994,82.-TL’nin ödenmediği, 01/03/2014 tarihi itibari ile temerrüdün gerçekleştiği, ve temerrüt tarihinden iflas tarihine kadar geçen süre zarfında yıllık%9 yasal faiz oranı üzerinden hesaplanan faiz alacağının 8.795,11.-TL olduğu, toplam 55.789,93.-TL olarak Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası sıra cetveline 499. Sırasında kayıtlı alacak ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasındaki sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının …’de çalıştığına dair itirazlarının bulunmadığını, … ile …’nin ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğunu, davacı tarafından …’den 27.09.2017 tarihinde 70.016,36 TL alacak talebinde bulunduğunu, mahkemece davacının 55.789,93 TL alacağının kayıt ve kabulüne karar verilmiş olmasına göre davanın kısmen kabulü ile reddedilen kısım için yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacının alacaklı olduğu şirket ile müflis … arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davacı alacağından müflis şirketin sorumlu olup olmadığı, buna göre davacının müflis şirket ile ilgili iflas sıra cetveline kayıt kabul isteminin yerinde olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
DELİLLER:
1-Beyan dilekçeleri,
2-Bilirkişi raporu,
3-Antalya 9. İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası,
4-Antalya 10. İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası,
5-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davaya konu Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sırasına kayıtlı …’nin sıra cetveli ve iflas idaresi kararının incelenmesinden, davacının 70.016,36 TL alacağının masaya kaydı için 27/09/2017 tarihinde başvurduğu, talebinin ek3-56. sırasında alacağa dayanak belgelerin …’ye ait olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 235/1. maddesinde sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilamından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Davacının kayıt başvurusu sırasında tebliğ masrafı verdiği ve iflas masası red kararının davacıya 02/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiş olup, davanın yasal 15 günlük süresi içinde 11/10/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 29.03.2016 tarihli ilamına göre Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil numarasına kayıtlı …”nin ve Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil numarasına kayıtlı …’nin İİK’nın 179. maddesi uyarınca ayrı ayrı iflaslarına karar verilerek iflasın 29.03.2016 tarihinde açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının, Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında müflis … ile ilgili 27/12/2016 tarihli sıra cetvelinde 499. sırada davacının 48.194,82 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, talebinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı ve borçlu ve müflis şirket ile ilgili iflas erteleme istemli açılan davada her iki şirketin vekili dava dilekçesinde şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut bulunduğunu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiğini, iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili olduklarını, … nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüzel kişiliğin, sözleşmeden ya da kanundan doğan her türlü yüküm ve borçlardan ve kaynağı ne olursa olsun sorumluluklardan kurtulmak için bir araç olarak kullanılmasını engellemek amacıyla, Anglo-Sakson ve Kara Avrupası hukuk sistemlerinde “perdeyi kaldırma teorisi” olarak anılan hukuk ilkesi geliştirilmiş bulunmaktadır. Bu teori ile, tüzel kişiliklerin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, tüzel kişilik dikkate alınmamakta, yani yokmuş gibi hareket edilmekte ve ayrı tüzel kişilik savunmasından yararlanmak isteyenlere izin verilmemektedir. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi, hukuki sorumluluktan kaçınmak amacıyla farklı tüzel kişilik savunması yapan kişilerin “tüzel kişilik” perdesi arkasına saklanmaya çalışmaları; teorinin müdahalesi ile tüzel kişiliğin yok sayılmasıyla veya bu perdenin aralanması suretiyle perdenin arkasındaki gerçek yükümlünün borçtan sorumlu tutulabilmesidir. Perdeyi kaldırma teorisi vasıtasıyla, tüzel kişinin borçlarının, üyelerine izafesi mümkün olduğu gibi üyelerin borçlarından dolayı, tüzel kişinin sorumlu tutulması da olanak dahilindedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2014 tarih ve 2014/7271 Esas, 2014/15583 Karar).
Davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis …’nin 11/03/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere …’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü, her iki şirketin grup şirketler olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ve müflis …nin de davacı alacağından sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmalıdır.
Davacı …’nin çalışanı olduğunu, şirket ile düzenlenen 06/12/2013 tarihli işçilik alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokol 48.194,82 TL alacağın kabul edildiğini, protokol ile belirlenen ödeme planı kapsamında yapılan ödemelerden sonra kalan alacağının 46.994,82 TL olduğunu ileri sürerek, bu tutarın muacceliyet tarihi 01/02/2014’ten müflis …’nin iflasının açıldığı tarihi olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte iflas sıra cetvelinin kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı alacağı ile ilgili hesaplamayı içeren bilirkişi raporu alınmış, davacının işverene olan … ile müflis … arasında organik bağ bulunduğu kabul edilmiştir.
Mahkemece, davacının talep ettiği 46.994,82 TL’nin muaccel hale geldiği 01/03/2014 tarihinden iflasın açıldığı tarihe kadar hesaplanan faiz alacağı 8.795,11 TL eklenmek suretiyle toplam 55.789,93 TL için davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının organik bağ iddiasında bulunarak …’den talep ettiği alacak tutarı 48.194,82 TL için davanın kabulüne karar verip, kalan tutar için davanın reddi ile kabul ve red oranlarına göre yargılama giderlerine karar verilmesi gerekirken davacının işverene olan … tarafından kabul edilen tutar aşılmak suretiyle hesaplanan işlemiş faizin tümü dahil edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 46.994,82 TL işçilik alacağının ve bu alacağın iflasın açılma tarihi olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faizi 1.200,00 TL toplamı 48.194,82 TL için davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/12/2019 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜ ile 46.994,82 TL işçilik alacağının ve bu alacağın iflasın açılma tarihi olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faizi 1.200,00 TL toplamı 48.194,82 TL olarak Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinin 499. sırasında kayıtlı alacak ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasındaki sıra cetveline KAYIT VE KABULÜNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 23,40 TL harcın davalıdan TAHSİLİNE,
c-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davacı tarafından yapılan davetiye gideri 67,00 TL, bilirkişi masrafı 440,00 TL olmak üzere toplam 507,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesap edilen 438,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
f-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
g-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 23,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 185,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-Davalı tarafın istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan istinaf masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
d-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.10/09/2021

……