Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1949 E. 2021/1459 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 29/04/2019

DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin …’nin işçisi olup işçilik alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokol gereği şirketten alacağı bulunduğunu, söz konusu alacak için imzalanan protokol incelendiğinde toplam alacağının 40.752,69.-TL olduğu ve protokolün 3.5.maddesi gereğince 1 taksidin ödenmemesi halinde borcun tamamının muaccel olacağının belirtildiğini, müvekkiline bir kısım ödeme yapıldığını fakat bu yapılan ödemelerin taahhüt edilen taksit tarihlerinden çok sonra olduğunu, hal böyle olunca 01/03/2014 tarihi itibariyle 37.552,69.-TL’nin muaccel hale geldiğini, söz konusu tarihten iflas tarihine kadar geçen süre için işlemiş faizin alacağın işçi alacağı olduğu göz önüne alındığında mevduata uygulanan en yüksek faiz olacağını, söz konusu alacağın faiziyle beraber masaya kaydı için başvuru yapıldığını ve başvurunun müvekkilinin … firmasının işçisi olması sebebiyle reddedildiğini söz konusu ret kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu ileri sürerek, 37.552,69.-TL asıl alacağın muaccel olduğu tarih olan 01/03/2014 tarihinden davalı müflis şirketin iflas ettiği tarih olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte (mevduata uygulanan en yüksek faiz) kabul edilerek iflas masasına kaydının yapılmasına, alacağın işçi alacağı olduğunun tespitine, sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı vekili, müflis şirket ile davacı tarafın asıl alacaklısı olduğu …’nin ayrı ayrı tüzel kişilikler olduğunu, ayrı ayrı adreslerinin mevcut olduğunu, birbirinden bağımsız şirketler olduğunu, davacı tarafın …’de çalıştığını, bu çalışmasından dolayı ödenmeyen ücret vs. hak edişleri ile ilgili olarak da … ile protokol imzaladığını, bu durum çevresinde davacı tarafın alacak konusu iddia hususlarını ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu grup şirket olmasının, davacının …’den ayrı olarak müflis şirkette çalıştığı anlamına gelemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, davacının müflis şirketin sıra cetveline kayıt talebinin organik bağ iddiasına dayalı olması göz önünde bulundurularak, müflis …’den olan alacağını, müflis …’ den de talep edebileceği gözetilerek, sonuç olarak hesaplanan 37.552,69 TL asıl alacak ve 7.028,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 44.580,70 TL alacağın Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının … çalışanı olduğunu, müflis şirket ile ilgisinin bulunmadığını, davacının talebinin 59.203,60 TL olduğunu, ancak kısmen kabul kararı verildiği halde reddedilen kısım üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacının alacaklı olduğu şirket ile müflis … arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davacı alacağından müflis şirketin sorumlu olup olmadığı, buna göre davacının müflis şirket ile ilgili iflas sıra cetveline kayıt kabul isteminin yerinde olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, iflas sıra cetveline kayıt kabul istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davaya konu Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sırasına kayıtlı müflis …’nin sıra cetveli ve iflas idaresi kararının incelenmesinden, davacının 44.304,59 TL alacağının masaya kaydı için başvurduğu, talebinin alacağa dayanak belgelerin …’ye ait olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 235/1. maddesinde sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilamından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 29.03.2016 tarihli ilamına göre Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil numarasına kayıtlı …’nin ve Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı …’nin İİK’nın 179. maddesi uyarınca ayrı ayrı iflaslarına karar verilerek iflasın 29.03.2016 tarihinde açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının, Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında müflis … ile ilgili 27/12/2016 tarihli sıra cetvelinde 488. sırada davacının 40.752,69 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, talebinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı ve borçlu ve müflis şirket ile ilgili iflas erteleme istemli açılan davada her iki şirketin vekili dava dilekçesinde şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut bulunduğunu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiğini, iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili olduklarını, …nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüzel kişiliğin, sözleşmeden ya da kanundan doğan her türlü yüküm ve borçlardan ve kaynağı ne olursa olsun sorumluluklardan kurtulmak için bir araç olarak kullanılmasını engellemek amacıyla, Anglo-Sakson ve Kara Avrupası hukuk sistemlerinde “perdeyi kaldırma teorisi” olarak anılan hukuk ilkesi geliştirilmiş bulunmaktadır. Bu teori ile, tüzel kişiliklerin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, tüzel kişilik dikkate alınmamakta, yani yokmuş gibi hareket edilmekte ve ayrı tüzel kişilik savunmasından yararlanmak isteyenlere izin verilmemektedir. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi, hukuki sorumluluktan kaçınmak amacıyla farklı tüzel kişilik savunması yapan kişilerin “tüzel kişilik” perdesi arkasına saklanmaya çalışmaları; teorinin müdahalesi ile tüzel kişiliğin yok sayılmasıyla veya bu perdenin aralanması suretiyle perdenin arkasındaki gerçek yükümlünün borçtan sorumlu tutulabilmesidir. Perdeyi kaldırma teorisi vasıtasıyla, tüzel kişinin borçlarının, üyelerine izafesi mümkün olduğu gibi üyelerin borçlarından dolayı, tüzel kişinin sorumlu tutulması da olanak dahilindedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2014 tarih ve 2014/7271 Esas, 2014/15583 Karar).
Davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis …’nin 11/03/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere …’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …’nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü, her iki şirketin grup şirketler olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ve müflis …’nin de davacı alacağından sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmalıdır.
Davacı …’nin çalışanı olduğunu, şirket ile düzenlenen 06/12/2013 tarihli işçilik alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokolde 40.752,69 TL alacağın kabul edildiğini, protokol ile belirlenen ödeme planı kapsamında yapılan ödemelerden sonra kalan alacağının 37.552,69 TL olduğunu ileri sürerek, bu tutarın muacceliyet tarihi 01/03/2014’ten müflis …’nin iflasının açıldığı tarihi olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte iflas sıra cetvelinin kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı alacağı ile ilgili hesaplamayı içeren bilirkişi raporu alınmış, davacının işverene olan … ile müflis … arasında organik bağ bulunduğu kabul edilerek davacının talep ettiği 37.552,69 TL’nin muaccel hale geldiği 01/03/2014 tarihinden iflasın açıldığı tarihe kadar hesaplanan faiz alacağının 7.028,01 TL eklenmek suretiyle toplam 44.580,70 TL olduğuna karar verilmişse de, davacı organik bağa dayandığından Antalya 9. İflas Dairesinin … sayılı müflis …’nin iflas masasından talep ettiği ve talebin kabulü ile sıra cetvelinde kesinleşen alacak miktarı olan 40.752,69 TL’den fazlasının Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında kaydı mümkün olmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 40.752,69 TL işçilik alacağının Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasındaki sıra cetveline kayıt kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/04/2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
40.752,69 TL alacağın Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetveline (aynı alacağın Antalya 9. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetveline 488.sırada kaydolması nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere) KAYIT VE KABULÜNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan davetiye gideri 42,00 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 38,39 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalı tarafından İlk Derece Mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
h-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 23,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 185,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.14/09/2021

……