Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1935 E. 2021/1430 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 31/05/2021
DAVANIN KONUSU : Şirket Feshi

Taraflar arasındaki Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yargılaması sonucunda verilen ara kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili,;
Şirket feshi davasının yargılaması sırasında verdiği talep dilekçesi ile; vergi inceleme raporu ve bilirkişi raporunda şirket kasasında bulunması gerektiği belirtilen 2.300.000,00 TL (gayrimenkul satışından elde edilen para)’nın mahkemece emanet kasa hesabına alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece 31/05/2021 tarihli ara karar ile ;
Davalı şirkete ait taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine dair tedbir kararı verilmesine rağmen, karar uygulanmadan taşınmaz devredildiği, davacı vekilinin de bu kez satıştan elde edilen paranın tedbiren mahkeme kasasına alınmasını talep ettiği, mahkemenin 26.01.2021 tarihli ara kararı ile davalı şirkete yönetim kayyımı atanmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu defa davacı vekili 26.05.2021 havale tarihli dilekçesi ile 14.05.2020 tarihli vergi inceleme tutanağına göre satış bedeli olan 2.300.000,00.-TL’nin şirkete ait kasada göründüğü, yine 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda da şirket defter ve kayıtlarına göre paranın kasa hesabında göründüğü ve vergi dairesi tarafından şirketin zarara uğratıldığı gerekçesi ile vergi cezası kesildiği, bu nedenle satış bedelinin mahkemece belirlenecek emanet hesabına yatırılmasına karar verilmesi talep edildiği, satış karşılığı elde edilen paranın şirket hesaplarına aktarılması gereken bir para olup, şirkete mahkemece yönetim kayyımı atanmış olması, şirket hesapları üzerinde ve dolayısıyla satıştan elde edilen para üzerinde işlem yapma yetkisinin yönetim kayyımının görevleri arasında olduğu, yönetim kayyımının satıştan elde edilen bu para üzerinde şirket menfaatine işlem yapma yetkisinin bulunduğu, bu yetki çerçevesinde parayı tıpkı davacının belirttiği gibi bir hesapta muhafaza altına alabileceği veya gerekli diğer önlemlere başvurabileceği, davanın fesih ve tasfiye davası olup, kasadaki paranın davanın konusunu oluşturmadığı, mahkemece satış bedeli ile ilgili verilebilecek yasal bir tedbir bulunmadığı, davacının talebi hakkında ayrıca bir mahkeme kararına gerek olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
Müvekkilinden gizli satılan taşınmazların bedelinin nerede olduğunun belli olmadığını, şirketin aktifinde yer aldığının vergi müfettişi raporlarıyla ortaya konduğunu, paranın emanet hesabına alınması talebinin haklı bir talep olduğunu, satış bedelinin şirketin tasfiyesini ilgilendiren tek mesele olup davanın açılmasının da bundan ibaret olduğunu, şirketin başkaca mal varlığının yada kasasında bulunan kar gelirinin olmadığını istinaf sebebi olarak bildirmiştir.
Dava, şirket feshi istemine ilişkin olup, istinafa konu karar şirket aktifinde yer alan paranın emanet hesaba alınması talebinin reddi ara kararıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava haklı sebeple şirketin feshi talebiyle açılmıştır. Mahkemece davacının talebi üzerine şirkete yönetim kayyımı atanmış ve halen görevde bulunmaktadır. Davacı şirketin aktifinde bulunan ancak nerede olduğu bilinmeyen gayrimenkul satış bedelinin mahkemece depo belirlenen bir hesaba depo edilmesini talep etmiş, mahkemece talebi reddedilmiştir. Mahkemece şirket feshi davasında ortakların haklarının korunması için alınması gerekli önlem alınmış ve şirkete yönetim kayyımı atanmıştır. Şirketin taşınmazın satışından elde ettiği paranın yönetimi veya kimde ise tahsili için gerekli işlemleri yapma kayyımın yetkisinde olup bunun için ayrıca bir karara ihtiyaç olmadığı gibi, mahkemenin şirketin yönetimi yerine geçerek karar vermesi mümkün olmadığından, davanın konusunu oluşturmayan bir hususta tedbir kararı vermesi de mümkün değildir. İlk Derece Mahkemesinin de bu gerekçelerle talebi reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 10/09/2021

……