Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1881 E. 2023/795 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 13/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında 01/04/2015 tarihinde Lisanssız Elektrik Üreticileri için Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması imzalandığını, davalının müvekkil şirkete 2017 yılına ait güç aşım bedelini içeren 21/03/2019, 31/03/2019, 25/04/2019 düzenleme tarihli 19.967,20 TL tutarlı cezaya ilişkin e-arşiv faturalarını gönderdiğini, faturaları ihtarname ile iade ettiğini, davalının aynı cezaya ilişkin 30/04/2019 düzenleme tarihli faturayı müvekkil şirkete 4. kez gönderdiğini, fatura bedelinin ödenmemesi halinde sözleşme ile düzenlenen yaptırımların uygulanacağını ve teminatların paraya çevrileceğinin bildirildiğini, müvekkil şirketin bunun üzerine ihtirazi kayıtla fatura bedelini ödediğini, güç aşım bedelini içeren cezaya ilişkin faturanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira sözleşmenin 4/2 maddesi uyarınca, üreticinin anlaşma gücünü ihlal etmesi durumunda dağıtım şirketinin ihlalin giderilmesi için bildirimde bulunarak 15 günlük ihlali giderme süresi verir ve bu anlaşmanın 16. maddesi kapsamında ilgili yaptırımı uygular, 16. maddenin 1. fıkrasında da, üreticinin ilgili mevzuat ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birinin ihlal edilmesi durumunda, dağıtım şirketinin, yazılı bildirim yaparak aşağıda yer alan cezaları uygular hükümlerinin düzenlendiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak ihlalin giderilmesi için müvekkil şirkete süre vermediği gibi anlaşma gücünün aşıldığına dair herhangi bir ihtar yazısı göndermediğini, ihlalin giderilmesi için süre verileceğinin açıkça düzenlendiğini, ihtar olmadan cezai yaptırımın uygulanamayacağını, dava dilekçesine ekli emsal Yargıtay içtihatlarında da ihtar olmadan cezai şartın uygulanamayacağının belirtildiğini, nitekim EPDK’nın da müvekkil şirkete verdiği cevabi yazıda da cezai yaptırımın uygulanması ve ihlalin giderilmesi için bildirimde bulunulması gerektiğinin belirtildiğini belirterek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlandığını ve sözleşmenin taraflarınca uygulanma zorunluluğu bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme hükümlerine müdahil olamadığını, sözleşmede yer alan genel işlem koşulunun müvekkiline karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davacı şirkete sözleşmesinin cezai şart başlıklı maddesine göre işlem yapıldığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca uygulanan cezayı yazılı olarak davacı şirkete bildirdiğini, davacının cezai bildirime ilişkin faturayı iade etme hakkı olmamasına rağmen faturayı iade ettiğini, müvekkilinin mevzuat doğrultusunda hareket ederek iade edilen faturaları yeniden düzenleyip davacı şirkete sunduğunu, sözleşme uyarınca anlaşmanın aşılması halinde cezanın uygulanacağını ve ihtar yapılmasına ilişkin bir ön şartın hükümde yer almadığını, kurum tarafından dağıtım şirketlerine gönderilen yazı ile güç aşımı yapıldığı gibi cezanın uygulanması gerektiği ve sözleşme yürürlükte bulunduğu sürece geriye doğru ceza uygulanmasında süre sınırı olmadığının bildirildiğini, EPDK görüşünün davacıya da iletildiğini, müvekkilince işlemlerin sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğini, davacının sayacına ait veri tabanından alınan 2017 yılına ait güç bilgileri ve sistem kullanım bedellerine istinaden hesaplama yapıldığını yapılan güç aşımı doğrultusunda hesaplanan tutarın doğru olduğunun belirlendiğini, güç aşımı halinde cezai tahakkukun zorunlu olup sözleşmede üreticiye uyarı yapılmasına dair hüküm yer almadığını, sistem kullanım anlaşması ile bağlantı anlaşması hükümlerinin birbirinden farklı olduğunu, sistem kullanım anlaşmasının TEİAŞ ile dağıtım şirketleri arasında akdedildiğini, cezai şartın düzenlendiği maddede açıkça ihtar şartının öngörüldüğünü, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmede ihtar şartının bulunmadığını, sözleşmenin 4/2. maddesinde yer alan ihlal giderme süresinin sistem arz güvenliğini tehlikeye sokması halinde dağıtım şirketinin sisteme enerji verişini kesmeden önce ihlalin giderilmesi için verilecek süre olduğunu, ancak cezanın da uygulanacağının açık olduğunu, yaptırım uygulanması için uyarı zorunluluğu bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,”…taraflar arasında düzenlenen 01/04/2015 tarihli Lisanssız Elektrik Üreticileri için Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşmasının anlaşma gücü başlığı altında düzenlenen 4. maddesinde, üreticinin anlaşma gücünün üzerinde elektrik enerjisi veremeyeceği, üreticinin anlaşma gücünü ihlal etmesi durumunda, dağıtım şirketinin ihlalin giderilmesi için bildirimde bulunarak 15 günlük ihlali giderme süresi verip ve bu anlaşmanın 16. maddesi kapsamında ilgili yaptırımı uygulayacağı, üreticiye dağıtım şirketi tarafından kesilen faturaların, anlaşma gücüne ve bu gücün aşıldığına dair kayıt içermesi halinde bunun bildirim yerine geçeceği ve bu durumda ayrıca bildirim yapılmasının gerekmeyeceği, cezai şartlar başlığı altında düzenlenen 16. maddesinde de, üreticinin ilgili mevzuat ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlal etmesi durumunda, dağıtım şirketinin yazılı bildirim yaparak aşağıda yer alan cezai şartları uygulanacağının düzenlendiği, sözleşmede, cezai şartın uygulanması için süre verilmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir şartın bulunmadığı, yine faturada, anlaşma gücüne ve bu gücün aşıldığına dair kayıt içermesi halinde bunun bildirim yerine geçeceği ve bu durumda ayrıca bildirim yapılmasının gerekmeyeceğinin belirtildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 12/08/2020 tarihli, gerekçeli denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli raporda da, davalı şirketin işleminin sözleşmeye uygun olduğunun belirtildiği” gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmeye göre ihlalin giderilmesi için süre verilmesi gerektiğini, süre verilmeden ceza kesilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, güç aşımı ihtarı ve hesaplama tablosunun gönderilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, güç aşım bedeli nedeniyle davalı şirket tarafından uygulanan cezaya ilişkin faturadan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen fatura bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.13/04/2023