Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1820 E. 2021/1465 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/01/2019
DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin … şirketinin işçisi olduğunu, işçi alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokol gereği şirketten alacağının olduğunu, söz konusu alacağın faizi ile beraber masaya kavdı için başvuru yapıldığını ve bu başvuru, müvekkilin …’nin işçisi olması sebebiyle reddedildiğini, asıl alacağın muaccel olduğu tarih olan 01.03.2014 tarihinden Müflis …’nin iflas ettiği tarih olan 29.03.2016 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte (mevduata uygulanan en yüksek faiz) kabul edilerek iflas masasına kaydının yapılmasına, alacağın işçi alacağı olduğunun tespitine, sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı vekili, davacı tarafın alacak talebi müflis şirket ile ilgili olmamasından dolayı reddedildiğini, davacı tarafın, alacak konusu iddia hususlarını ispatlaması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesince; “…Davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis …’nin 11.03.2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere …’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20.04.2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …’nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arzettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü, her iki şirketin grup şirketler olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ve müflis …’nin de davacı alacağından sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmalıdır.Davacının müflis şirketin sıra cetveline kayıt talebi organik bağ iddiasına dayalı olup, davacı alacağının iflasın açıldığı 29.03.2016 tarihine göre, davacının 01.03.2014 tarihinden 29.03.2016 tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte alacağının masaya kayıt ve kabulünü talep ettiği anlaşıldığından davacının davasının aşağıdaki şekilde kabulüne karar verilmiştir. Emsal kararlarda (Yargıtay 11. HD 2015/13769 esas, 23 HD 2016/1778) belirtildiği üzere maktu harç ve maktu vekalet ücreti hesaplanarak; oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
” gerekçesiyle davacının davasının kabulüne ve 55.998,71 TL alacağın 01.03.2014 tarihinden 29.03.2016 tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile birlikte yasal faizi ile Antalya 9.İcra Müdürlüğü’nün … nosunda masaya kayıtlı alacakla tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Antalya 10.İflas Müdürlüğünün … nosunda kayıtlı iflas dosyasının sıra cetveline KAYIT VE KABULÜNE, karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili, davacı tarafça … ile ilgili evraklar kapsamında 83.097,01 TL alacak talebinde bulunduğunu, müflis şirket ile davacı tarafın asıl alacaklısı olduğu … ayrı ayrı tüzel kişilerler olduğu ve müflis şirket hakkında karar verilmesinin usul ve mevzuata ayrı olduğunu, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilip kabul ve red oranına göre yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Uyuşmazlık, davacının alacaklı olduğu şirket ile müflis … arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davacı alacağından müflis şirketin sorumlu olup olmadığı, buna göre davacının müflis şirket ile ilgili iflas sıra cetveline kayıt kabul isteminin yerinde olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, iflas sıra cetveline kayıt kabul istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davaya konu Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sırasına kayıtlı müflis …’nin sıra cetveli ve iflas idaresi kararının incelenmesinde, davacının 83.097,01 TL alacağının masaya kaydı için başvurduğu, talebinin alacağa dayanak belgelerin …’ye ait olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 235/1. maddesinde sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilamından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Davacı 55.998,61 TL asıl alacağın faizi ile birlikte iflas masasına kaydının yapılması, sıra cetveline bu şekilde düzeltilmesi istemi ile dava açmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 29.03.2016 tarihli ilamına göre Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil numarasına kayıtlı …’nin ve Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı …’nin İİK’nın 179. maddesi uyarınca ayrı ayrı iflaslarına karar verilerek iflasın 29.03.2016 tarihinde açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının, Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında müflis … ile ilgili 27/12/2016 tarihli sıra cetvelinde … sırada davacının 57.998,71 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, talebinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı ve borçlu ve müflis şirket ile ilgili iflas erteleme istemli açılan davada her iki şirketin vekili dava dilekçesinde şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut bulunduğunu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiğini, iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili olduklarını, …’nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüzel kişiliğin, sözleşmeden ya da kanundan doğan her türlü yüküm ve borçlardan ve kaynağı ne olursa olsun sorumluluklardan kurtulmak için bir araç olarak kullanılmasını engellemek amacıyla, Anglo-Sakson ve Kara Avrupası hukuk sistemlerinde “perdeyi kaldırma teorisi” olarak anılan hukuk ilkesi geliştirilmiş bulunmaktadır. Bu teori ile, tüzel kişiliklerin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, tüzel kişilik dikkate alınmamakta, yani yokmuş gibi hareket edilmekte ve ayrı tüzel kişilik savunmasından yararlanmak isteyenlere izin verilmemektedir. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi, hukuki sorumluluktan kaçınmak amacıyla farklı tüzel kişilik savunması yapan kişilerin “tüzel kişilik” perdesi arkasına saklanmaya çalışmaları; teorinin müdahalesi ile tüzel kişiliğin yok sayılmasıyla veya bu perdenin aralanması suretiyle perdenin arkasındaki gerçek yükümlünün borçtan sorumlu tutulabilmesidir. Perdeyi kaldırma teorisi vasıtasıyla, tüzel kişinin borçlarının, üyelerine izafesi mümkün olduğu gibi üyelerin borçlarından dolayı, tüzel kişinin sorumlu tutulması da olanak dahilindedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2014 tarih ve 2014/7271 Esas, 2014/15583 Karar).
Davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis …’nin 11/03/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere …’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …’nin, ….’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü, her iki şirketin grup şirketler olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ve müflis …’nin de davacı alacağından sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmalıdır.
Davacı …’nin çalışanı olduğunu, şirket ile düzenlenen 06/12/2013 tarihli işçilik alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokolde 57.198,71 TL alacağın kabul edildiğini, protokol ile belirlenen ödeme planı kapsamında yapılan ödemelerden sonra kalan alacağının 55.998,71 TL olduğunu ileri sürerek, bu tutarın muacceliyet tarihi 01/03/2014’ten müflis …’nin iflasının açıldığı tarihi olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte iflas sıra cetvelinin kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının işvereni olan … ile müflis … arasında organik bağ bulunduğu kabul edilerek davacının talep ettiği 55.998,71 TL’nin muaccel hale geldiği 01/03/2014 tarihinden iflasın açıldığı 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile birlikte kayıt ve kabulüne karar verilmişse de, davacı organik bağa dayandığından Antalya 9. İflas Dairesinin … sayılı müflis …’nin iflas masasından talep ettiği ve talebin kabulü ile sıra cetvelinde kesinleşen alacak miktarı olan 55.998,71 TL’den fazlasının Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında kaydı mümkün değildir.
Dava dilekçesinde 55.998,71 TL’nin faizi ile birlikte kayıt ve kabulü talep edilmektedir. Alacak için faiz talep edilebilecektir. Antalya 9. İflas Müdürlüğü’nün … sayılı Esasında kayıtlı kabul edilen 57.198,71 TL faiz dahil toplam alacağı geçmemek üzere talepte bulunabilecektir. Davacı 55.998,71 TL alacağın işlemiş yasal faizi ile birlikte talep ettiğinden, her halükarda işlemiş yasal faiz ile birlikte kabul edilen 57.198,71 TL toplam alacağı geçmemek üzere hüküm kurulabilecektir.
Mahkemece 55.998,71 TL alacağın 01/03/2014 tarihinde 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte kayıt ve kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, bu durumda hükmedilen faiz türünün davacı yönünden kesinleşmiş olduğu, yapılan hesaplamada bu tarihler arasında işlemiş yasal faizin 10.480,20 TL olduğu, 10.480,20 TL yasal faizi ile birlikte talep edilen 55.998,71 TL asıl alacak toplamının 66.478,91 TL olduğu, bu şekildeki hükmün, kaydı kabul edilen miktardan fazlayı içerdiği, her halükarda işlemiş faiz dahil olmak üzere hükmedilmesi gereken alacağın kaydı kabul edilen 57.198,71 TL’yi geçemeyeceği, bu durumda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin buna göre hesaplanması gerektiği halde yazılı şekilde ve HMK 297.maddesine göre hükümde 01/03/2014 – 29/03/2016 tarihleri arasında işlemiş faiz miktarının da yazılmayarak hükmün infazı kabil halde kurulmaması usul ve yasaya uygun değildir. Davalının bu yöne ilişkin istinaf istemi yerindedir. Açıklanan gerekçelerle sair yönden istinaf istemi ise yerinde değildir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince açıklanan gerekçelerle kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 30/01/2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
55.998,71 TL asıl alacağın 01/03/2014-29/03/2016 tarihleri arasındaki işlemiş yasal faizi 1.200,00 TL (toplam alacağın bu tarihler arasında işlemiş faiz ile birlikte 57.198,71 TL’yi geçemeyeceğinden) ile birlikte toplam 57.198,71 TL alacağın Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetveline (aynı alacağın Antalya 9. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetveline 503.sırada kaydolması nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere) KAYIT VE KABULÜNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gerekli 59,30-TL peşin harçtan alınan 35.90 TL peşin harcın mahsubu ile 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
UYAP kaydına göre davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, tebligat masrafıda dahil olmak üzere toplam 126,80-TL yargılama giderlerinin kabul oranına göre 110,62 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Redde göre hesaplanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince karar kesinleştiğinde talebi halinde taraflara İADE EDİLMESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın istek halinde davalıya İADESİNE,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 5,50 TL tebligat masrafı, 43,00 TL istinaf posta gidiş-dönüş masrafı toplamı 210,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
d)İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
f)Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin 78.630,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi.14/09/2021

……