Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1770 E. 2021/1490 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz

Taraflar arasındaki Sıra Cetveline İtiraz davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin … şirketinin işçisi olduğunu, işçilik alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokol gereği şirketten alacağının bulunduğunu, söz konusu alacak için imzalanan protokolün 3.5. Maddesi gereğince bir taksitin ödenmemesi halinde borcun tamamının muaccel olacağının belirtildiğini, müvekkiline bir kısım ödeme yapıldığının fakat bu ödemelerin taahhüt edilen taksit tarihlerinden çok sonra olduğunu, hal böyle olunca 01/03/2014 tarihi itibari ile 48.956,00.-TL’nin muaccel hale geldiğini, söz konusu tarihten iflas tarihine kadar geçen süre için işlemiş faiz, alacağın işçi alacağı olduğu göz önüne alındığında, mevduata uygulanan en yüksek faiz olacağını, söz konusu alacağın faizi ile beraber masaya kaydı için başvuru yapıldığını ve bu başvurunun müvekkilin …’nin işçisi olması sebebiyle reddedildiğini, müvekkilinin her ne kadar …’nin işçisi olarak gözükse de … ile …’nin iki ayrı şirket olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, ortada tek bir tüzel kişilik varmış gibi kabulünün gerektiğini, …’nin %99.9 hissesinin …’ye ait olduğunu, şirket ortaklarının aynı kişiler olduğunu, her iki şirket arasında mal ayrılığı ilkesinin söz konusu olmadığını, ortada her ne kadar iki ayrı tüzel kişilik olduğu iddia edilse de somut olayın değerlendirilmesinde tek bir tüzel kişiliğin varlığının kabul edilmesi gerektiğini, iki tüzel kişilik arasındaki perdenin MK madde 2 uyarınca kaldırılması gerektiğini beyan etmekle; müvekkilinin 48.956,00.-TL asıl alacağının asıl alacağın muaccel olduğu tarih olan 01/03/2014 tarihinden Müflis …’nin iflas ettiği tarih olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte kabul edilerek iflas masasına kaydının yapılmasını, alacağın işçi alacağı olduğunun tespiti ile sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı vekili, davacı tarafça … ile ilgili evrakların kapsamında 12/09/2017 tarihli başvuru dilekçesinde 72.865,29.-TL alacak talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın, bu alacak talebinin müflis şirket ile ilgili olmamasından dolayı reddedildiğini, davacı tarafın başvuru dilekçesinde de herhangi bir icra takibinden bahsetmemiş olduğunu, anılan belgelerde müflis şirket ile ilgili bulunmadığını, bu kapsamda da talebinin reddedildiğini, müflis şirket ile davacı tarafın asıl alacaklısı olduğu …’nin ayrı ayrı tüzel kişiler olduğunu, ayrı ayrı adreslerinin olduğunu, davacı tarafın … de çalıştığını, bu çalışmasından dolayı ödenmeyen ücretler ve hak edişleri ile ilgili olarak … ile protokol imzalandığını, bu durum çerçevesinde davacı tarafın alacak konusu iddia hususlarını ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın grup şirket olmasının davacının … den ayrı olarak müflis şirkette çalıştığı anlamına gelmediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, davacının protokol gereğince hesaplanan 50.155,84.-TL’ lik işçilik alacağının yapılandırıldığı ve taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı ancak ilk iki taksit ödendikten sonra bakiye 48.956,00.-TL’nin ödenmediği, 01/03/2014 tarihi itibari ile temerrüdün gerçekleştiği, ve temerrüt tarihinden iflas tarihine kadar geçen süre zarfında yıllık %9 yasal faiz oranı üzerinden hesaplanan faiz alacağının 9.162,15.-TL olarak hesaplandığı, toplam 58.118,15.-TL olarak Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası sıra cetveline 490. Sırasında kayıtlı alacak ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasındaki sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı İflas İdaresi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın … ile ilgili evraklar kapsamında 18/09/2017 tarihli başvuru dilekçesinde 72.865,29 TL alacak talebinde bulunduğunu, mahkemece iflas tarihi olan 29/03/2016 tarihi itibariyle davacının 58.118,15 TL alacaklı olduğu belirlenmek suretiyle kayıt ve kabul kararı verildiğini, bu nedenle davacının talebinden daha düşük bedele hükmedilmesi nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın kısmen kabul olunmasına göre kabul ve ret oranın da yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemesinin hatalı olduğunu, davacının alacak başvurusunu ekli belgelerinin müflis şirket ile ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle talebinin reddedildiğini, bu ret kararı üzerine eldeki davanın açıldığını, davacının asıl alacaklısı olduğu … ile müflis şirketin ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğunu, ayrı adreslerinin mevcut olup birbirinden bağımsız şirketler olduğunu, davacının …’den alacağı yönünden imzalamış olduğu protokol gereğince müflis şirket hakkında karar verilmesinin usul ve mevzuata aykırılık teşkil ettiğini, davacının dava dilekçesine belirttiği gibi grup şirket olması …’den ayrı olarak müflis şirkette çalıştığı anlamına gelmeyeceğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Uyuşmazlık, davacı alacağının davalının iflas masasına kayıt edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, davacı işçi alacağının müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davaya konu Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sırasına kayıtlı müflis … 14/09/2018 tarihli sıra cetveli ve İflas İdaresi kararının incelenmesinden; davacının 72.865,29 TL alacağının masaya kaydını istediği, talebinin alacağa dayanak belgelerin müflis şirket adına kayıtlı olmadığından reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 235/1. maddesinde sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilamından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Davacının kayıt başvurusu sırasında tebliğ masrafı verdiği ve iflas masası red kararının davacıya 23/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiş olup, davanın yasal 15 günlük süresi içinde 11/11/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı 29.03.2016 tarihli ilamına göre Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil numarasına kayıtlı …”nin ve Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı ….’nin İİK’nın 179. maddesi uyarınca ayrı ayrı iflaslarına karar verilerek iflasın 29.03.2016 tarihinde açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının, Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında müflis … ile ilgili 27/12/2016 tarihli sıra cetvelinde davacının 50.155,84 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, talebinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı ve borçlu ve müflis şirket ile ilgili iflas erteleme istemli açılan davada her iki şirketin vekili dava dilekçesinde şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut bulunduğunu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiğini, iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili olduklarını, …’nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüzel kişiliğin, sözleşmeden ya da kanundan doğan her türlü yüküm ve borçlardan ve kaynağı ne olursa olsun sorumluluklardan kurtulmak için bir araç olarak kullanılmasını engellemek amacıyla, Anglo-Sakson ve Kara Avrupası hukuk sistemlerinde “perdeyi kaldırma teorisi” olarak anılan hukuk ilkesi geliştirilmiş bulunmaktadır. Bu teori ile, tüzel kişiliklerin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, tüzel kişilik dikkate alınmamakta, yani yokmuş gibi hareket edilmekte ve ayrı tüzel kişilik savunmasından yararlanmak isteyenlere izin verilmemektedir. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi, hukuki sorumluluktan kaçınmak amacıyla farklı tüzel kişilik savunması yapan kişilerin “tüzel kişilik” perdesi arkasına saklanmaya çalışmaları; teorinin müdahalesi ile tüzel kişiliğin yok sayılmasıyla veya bu perdenin aralanması suretiyle perdenin arkasındaki gerçek yükümlünün borçtan sorumlu tutulabilmesidir. Perdeyi kaldırma teorisi vasıtasıyla, tüzel kişinin borçlarının, üyelerine izafesi mümkün olduğu gibi üyelerin borçlarından dolayı, tüzel kişinin sorumlu tutulması da olanak dahilindedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2014 tarih ve 2014/7271 Esas, 2014/15583 Karar).
Davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis …’nin 11/03/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere ….’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …’nın, ….’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü, her iki şirketin grup şirketler olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ve müflis …’nin de davacı alacağından sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmalıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu sonucuna ulaşılarak, 48.956,00 TL’nin 01/03/2014 tarihinden 29/03/2016 iflas tarihine kadar işlemiş yasal faizinin 9.162,15 TL bulunmak suretiyle davacının toplam talebinin 58.118,15 TL olarak tespit edilip müflis …’nin iflas sıra cetvelinde kabul edilen 50.155,84 TL alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve bu yönde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davanın kabulü ile yargılama giderinin tümünün davalı üzerinde bırakılması ve davalı lehine reddedilen kısım için vekalet ücreti hükmedilmemesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davalı iflas idaresi vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesince kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun resen nedenlerle ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 Tarih … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacının 50.155,84 -TL işçilik alacağının Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası sıra cetveline 490. Sırasında kayıtlı alacak ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasındaki sıra cetveline KAYIT VE KABULÜNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 44,40.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 35,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
c-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 142,80.-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 122,80 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
d-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
e-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
f-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
4- İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL karar peşin harcın istek halinde davalıya iadesine,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 34,30 TL tebligat masrafı ve istinaf posta gidiş-dönüş masrafı toplamı ‭196,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
d) İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
e)Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 362/1-a maddesi gereğince dava değeri 78.630,00 TL’nin altında olduğundan kesin olmak üzere karar verildi. 15/09/2021

……