Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1751 E. 2023/1571 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 02/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 02/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Isparta İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasından müvekkili … aleyhine toplam 302.194,52-TL için icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak evrakta, “düzenleyenin imzası”nın bulunmadığını, ayrıca evrakta “düzenleme yeri”nin açıkça icra takibine konulmadan önce başka bir kalem ile doldurulduğunu ve icra dosyasında müvekkili aleyhine usulsüz tebligat işlemleri yapıldığından bahisle Isparta İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Esas sayılı dosyalarının derdest olduğunu, davalı tarafın bu dosyalara sunduğu cevap dilekçesinde taraflar arasındaki hukuki ilişkiden bahsetmediğini, müvekkilinin, … Müdürü olarak görev yapmakta iken 2017 yılında, dönemin … Bakanı tarafından bakan danışmanı olarak görevlendirildiğini, o yıldan itibaren “… Mah. … ’inci Sk. No:… Yenimahalle-Ankara” adresinde ailesiyle birlikte ikamet ettiğini, müvekkilinin oğlu …’ün ayrı ayrı %50 hissedarı olduğu, Isparta Merkezli, 06.01.2022 tarihinde “Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi” ile oğlunun şirket ortağı … ’ye devrettiği iki şirketin (… Gıda Restoran Sağlık Hiz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. VD:… ) – … İçecek Gıda Tur. Hay. İnş. San Ve Tic. Ltd. Şti (VD:… ) devir işlemleri aşamasında, bu görüşmelere aracılık eden davalı … isimli şahsın, görüşmeler sonuçlanıncaya ve şirket ortakları arasında sözleşme imzalanıncaya kadar … ’ten 06.01.2022 tarihinde teminat istediğini ve bu evraka …’in babası olan … ’ün …’e kefil olmasını istediğini, davalının görüşmeler esnasında takibe konu evrakın bedel kısmını boş olarak hazırlattığını, bu sırada orada bulunan …’ten kefil olarak imzalamasını istediğini, …’ün , oğlunun anlaşılan şartlarda hisse devrine onay vereceğini bildiğinden teminat olarak ortaya konulan bonoyu oğlunun olmadığı anda kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak müvekkilinin oğlu … geldiğinde böyle bir evrakı imzalamayacağını, buna gerek olmadığını, … ’ün yapılan hisse devrinden haksız kazanç elde etme gayesiyle bunu kullanacağını beyan ettiğini, davalının herhangi bir hakkı olmadığını söyleyip sadece hisse sözleşmesini imzaladığını, davalının hisse devir sözleşmesinin 3’üncü maddesinde yer alan ve … ’e verilecek olan 300.000-TL’nin ve buna ilişkin senetlerin kendisine verilmesini istediğini, istemiş ancak …’in bunu da kabul etmediğini, yaşanılan sözlü münakaşalar sonucunda oradan ayrıldıklarını, bu işlemlerin alacaklının icra takibinde avukatı olan Avukat … ’ın ofisinde gerçekleştiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan 20.000-TL bedelli dekonttan da anlaşılacağı üzere bu paranın avukatlık işlemlerinin karşılığı banka yoluyla ödendiğini, bunun üzerine davalının bu evrakın keşidecinin imzası olmadan ayrıca bedel ve keşide yerini sonradan doldurmak suretiyle, sözleşmenin imzalanıncaya kadar teminat olarak sadece kefilin imzası bulunan evrakı doldurarak aralarında hiçbir hukuki ve ticari ilişki bulunmayan müvekkiline karşı takibe konulduğunu, müvekkiline karşı yapılan icra takibinin müvekkilinin Isparta adresinin TK 21.maddeye göre usulsüz tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, haciz işlemlerinin yapıldığını, müvekkilinin bu takipten 21.03.2022 tarihinde haberdar olduğunu, takibe dayanak belgenin bono vasfında olmadığı bu nedenle kambiyo vasfı taşımayan evrak ile başlatılan icra takibinin iptalinin gerektiğini belirtmiş, Isparta İcra Dairesi … esas sayılı icra takibine konu alacak iddiası nedeniyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Davacı tarafın dava konusu icra takibi ile ilgili olarak İcra Hukuk mahkemesinde açılmış olan bir takım davalardan bahsettiğini, bu davaların halen derdest olduğunu, bahsi geçen bu davalar ile eldeki davada iddia edilen hukuksal nedenler arasında bir ilişki bulunmadığını, davacı tarafın eldeki davada taraflar arasındaki hukuki ilişki iddiasından bahsederek ayrıca senedin teminat senedi olduğu iddiasını ileri sürrek borçlu olmadığının tespitini istediğini, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olup kambiyo senedi altında yatan ilişkinin bir önemi bulunmadığını, kambiyo senedi altında yatan ilişkiyi açıklamak gibi bir yükümlülüklerinin olmadığını, bu açıklamaları kabul etmediklerini, davacı tarafın “Taraflar arasında hukuki ve ticari ilişki yoktur” başlığı altında bir takım iddialarda bulunduğunu, bu iddialarını kabul etmediklerini, bu iddiaların senetle veya başkaca yazılı bir delille ispat etmesi gerektiğini, davacının bu soyut iddialarını destekler herhangi bir delil ileri süremediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Yapılan yargılama ve toplanıp birbirini tamamlayan delillerden, davacının eldeki davayı açarak aralarında hiç bir hukuki ve ticari ilişki bulunmadığını iddia ettiği davalının, oğlunun şirket hisse devrine aracılık ettiği devir işlemleri aşamasında teminat istediği ve bu nedenle icraya konu senedi bedelsiz şekilde imzaladığını iddia ettiği, senedin kambiyo vasfında olmadığını iddia ederek, takibin iptali ve borçlu olmadıklarının tespitini talep ettikleri, tarafların dayanmış oldukları delillerin dosya kapsamına alındığı, takibe konu senedin, davacı tarafından ,davalıya, imza dışında boş olarak verildiği ve senedin davalı tarafından takibe konulduğu, davacı her ne kadar aldatıldıklarını ve senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia etmiş ise de, bu iddia(vakıalar)ın yasal deliller ile ispatlanamadığı, yargılama sırasında verilen ara kararı ile icra veznesindeki paranın davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde ara kararı kurulmuş olduğu ve davalı lehine kötüniyet tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşıldığından davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararı veren İlk derece mahkemesinin yetkisiz olduğunu, diğer davalı şirket ile müvekkili şirket arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile esas icra takibinin bulunduğu yargı çevresinde bulunan mahkemeler olduğunu, müvekkili şirketinin adresinin İstanbul olup, İstanbul İcra Dairelerinde takip başlatılması sebebiyle yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, davacının ileri sürdüğü iddialar ile yapmış olduğu işlemlerin birbiri ile tezatlık oluşturduğunu, İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde isminin altına imza atmış olmasına rağmen dava dilekçesinde okuma yazma bilmediğini ileri sürdüğünü, İlk Derece Mahkemesinin hükme esas aldığı 15/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, itirazları doğrultusunda eksikliklerin giderilerek yeniden rapor aldırılması gerektiğini, imza incelemesine konu çekin keşide tarihinin 2014 yılı olmasına rağmen mukayese belgelerin çok uzak tarihli olması nedeniyle bu belgelere dayanılarak oluşturulan raporun hükme esas alınamayacağını, emsal teşkil eden Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere farklı kurumlardan alınan imza inceleme raporlarında farklı raporlar çıkabildiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davalının yetki itirazına ilişkin istinafının önceki Dairemiz kararında reddedildiği, Dairemizin önceki kararına göre İlk Derece Mahkemesince mukayese esas imza asıllarının toplanarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor aldırıldığı , bu raporunda önceki rapor doğrultusunda olduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.457,39 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 364,40 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭1.092,99‬ TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.02/10/2023