Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/174 E. 2022/1632 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması veya pay devrinden Kaynaklanan)
YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
ASIL DAVADA DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Davacı asil dava dilekçesinde özetle; davaya konu … Anonim Şirketi ünvanlı aile şirketinde hissedar ortak olduğunu, şirketin faaliyetinin abisi … tarafından yürütüldüğünü, davalının şirketin tek sahibi konumuna geçmek istediğini, bu nedenle hisselerini kendisine veya babaları …’a devir ederek satışını yapmasını, bu şekilde ortaklıktan ayrılmasını istediğini, davalının aşırı ısrarı ve şirket idaresinde yaşanılan fikir ayrılıkları nedeniyle toplam 1.496.750 paydan oluşan hissesini 1.273.500 payını davalı abisi …’a, 223.250 payını dava dışı babaları …’a satışını yaparak devrettiğini, davalı abisinin söz konusu hisse satışı karşılığında tarafına 4.800.000,00 TL para ve Denizli, … Mah. … , … ada, … parselde bulunan taşınmazdaki arsa üzerindeki 1/4 hissenin tapusunu devredeceğini taahhüt ettiğini, hisse satış ve devir işlemleri sırasında tarafına tek kuruş ödeme yapmadığını, hisseleri sattığı kişinin abisi olması nedeniyle aralarında yazılı sözleşme yapmadıklarını, pay devri ve satış işlemlerini, Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil işlemlerini abisinin takip ettiğini, davalının Denizli 4. Noterliğinin 05/10/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarının tarafına gönderildiğini, ihtarın tarafına 07/10/2015 tarihinde ulaştığını, bu ihtarname ile abisi tarafından tarafına yönelik olarak yapılan hileli işlemlerden ve abisinin kötü niyetinden haberdar olduğunu, hisse devrinin hile nedeniyle hukuken geçersiz olduğunu, davalı abisinin hisse satışından doğan alacağını ödemediğini, tapu devrini de yapmadığını, davaya konu hisseleri hile ile bedelsiz olarak ele geçirdiğini, davaya konu pay ve hisse satış işleminde, usule uygun bir satış/devir sözleşmesinin mevcut bulunmadığını, pay devrine ilişkin pay defterine tarafınca atılmış imza da bulunmadığını, bu hususların yasanın aradığı zorunlu geçerlilik şartları olduğunu, bunların noksanlığının devri geçersiz kıldığını, bu nedenlerle öncelikle … Anonim Şirketinde şahsına ait olan 1.273.500 pay miktarındaki hissenin davalıya yapılan devrinin hile nedeniyle veya TTK.’nın belirlediği şekil kurallarına uygun yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunun tespiti ile davalı … Anonim Şirketinin aktiflerinin gerçek piyasa rayiç değeri üzerinden belirlenecek hisse değerine göre, satıştan doğan alacağının şimdilik 10.000,00 TL lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile tarafına ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen … Esas sayılı dosyasında davacının iddialarının özeti; … Tic. A.Ş’de hissedar olduğunu, söz konusu şirketin aile şirketi olduğunu, şirketin ticari faaliyetlerinin dava dışı abisi olan … tarafından yürütüldüğünü, abisinin sahibi olduğu hisselerini kendisine veya babası …’a devir ederek satışını yapmasını, ve ortaklıktan ayrılmasını istediğini, ancak devir ve devrin şartları hususunda mutabakata varılmadan … A.Ş yönetim kurulunun kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak, paylarının bir kısmını …’a diğer kısımını da …’a kendisinin imzası olmadan devredildiğine ilişkin karar aldığını, … ile arasında geçerli bir hisse devrinin bulunmadığını, davalı … A.Ş’nin pay defterindeki kaydın düzeltilmesi ve şahının yap sahibi olarak kaydedilmesi gerektiğini, …’ün zorunlu dava arkadaşı olması sebebi ile davalı olarak gösterildiğini, bu nedenlerle … A.Ş’de şahsına ait olan 223.250 adet pay miktarındaki hissenin davalıya yapılan devrinin kanunun belirlediği şekil kurallarına uygun yapılmaması sebebi ile geçersiz olduğunun tespiti ile davalı …’ın 223.250 pay adet pay miktarında ortaklık payının iptali ile iptal olunan davalı ortaklık payının adına tesciline, iptal olunan payın davalı … A.Ş defterlerine kayıt edilmesine, bu durumun Denizli Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesi ile ticaret sicilinde tescil ve ilanına karar verilmesini, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla … A.Ş’nin aktiflerinin gerçek piyasa rayiç değeri üzerinden belirlenecek hisse değerine göe şimdilik 223.250,00 TL’lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari, avans faizi ile birlikte dava …’dan tahsili ile tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … Esas sayılı dosyasında davacının iddialarının özeti; …. A.Ş. ‘de hisse ortağı olduğunu, şirketin idaresinin ve faaliyetinin abisi … tarafından yürütüldüğünü, fikir ayrılıkları nedeniyle 1.496.750 paydan oluşan hissesinin 1.273.500 payını …’a (abisi), 223.250 payını …’a (babası) satışını yaparak devrettiğini, hisse senedi satış ve devir işlemleri esnasında kendisine ödeme yapılmadığını, abisi olması nedeniyle aralarında herhangi bir yazılı sözleşmede yapılmadığını, pay ve hisse senedi devir işlemlerinin ve ticaret sicil müdürlüğünde tescil işlerinin abisi tarafından yürütüldüğünü, Denizli 4. Noterliği tarafından gönderilen ihtarın kendisine 07/10/2015 tarihinde ulaştığını, ihtarname ile abisinin hileli işlemler yapıldığını ve kötü niyetli olduğunu anladığını, hisse satışının geçersiz olduğunu ve hisse satışından doğan alacağının bulununduğunu beyanla davalı şirketin bilançosuna kayıtlı demirbaşların piyasa rayiç değerinin tespitini, hisse senedinden doğan alacağının miktarınının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … Esas sayılı dosyasında davacının iddialarının özeti; … A.Ş. isimli aile şirketinde hissedar şirketin ticari faaliyetlerinin dava dışı abisi olan … tarafından yürütüldüğünü, … A.Ş yönetim kurulunun kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak, kendisinin 3.000 adet payını kendisinin imzası ve bilgisi olmadan devredildiğine ilişkin karar aldığını, söz konusu yönetim kurulununun karar ile 3.000 adet paşını davalı … üzerine geçirildiğini, … ile arasında geçerli bir hisse devrinin bulunmadığını, davalı … A.Ş’nin pay defterindeki kaydın düzeltilmesi ve şahının yap sahibi olarak kaydedilmesi gerektiğini, …’ün zorunlu dava arkadaşı olması sebebi ile davalı olarak gösterildiğini, bu nedenlerle … A.Ş’de şahsına ait olan 3.000 adet pay miktarındaki hissenin davalılara yapılan devrinin kanunun belirlediği şekil kurallarına uygun yapılmaması sebebiyle geçersiz olduğunun tespiti ile davalı … ‘ın 3.000 adet pay miktarında ortaklık payının iptali ile iptal olunan davalı ortaklık payının adına tesciline, iptal olunan payın davalı … A.Ş defterlerine kayıt edilmesine, bu durumun Denizli Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesi ile ticaret sicilinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, dava dilekçesinin müvekkiline tebliğinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin mazbatada ismi yazılı … adında bir komşusu bulunmadığını, müvekkilin kapısına yapıştırılmış bir haber kağıdına da rastlamadığını, müvekkilinin dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün 20.01.2016 tarihinde eşine tebliğ edilmesi üzerine şehir dışında olmasından dolayı 21.01.2016 tarihinde davadan haberdar olduğunu, tarafların kardeş olduklarını, 2010 yılına dava konusu şirketin taraflarca çifte imza ile temsil edildiğini, ancak aralarındaki anlaşmazlıkların artması üzerine, 2010 yılında imza yetkileri bakımından bir ayrılmaya gidildiğini, davacı …’ın yine aile şirketi olan … Şti.’yi; müvekkili davalı …’ın da … A.Ş.’yi tek başına temsile yetkili hale geldiğini, 2012 yılının sonuna doğru, aralarındaki anlaşmazlıkların, fikir ayrılıklarının devam etmesi üzerine, imza yetkilerinin ayrılmasının da ötesinde, şirketlerdeki ortaklıkları bakımından da ayrılma kararı aldıklarını, bunun üzerine, davacı tarafından da dava dilekçesinde açıkça ikrar ve kabul edildiği üzere, davacı …’ın 1994 yılında kurulmuş olan … A.Ş.’deki 1.273.500 hissesini müvekkil davalı …’a; 223.250 hissesini dava dışı babası …’a devrettiğini ve ortaklıktan ayrıldığını, devrin 28.12.2012 tarihinde gerçekleşmiş olup yönetim kurulu tarafından kabul edilerek tescil edildiğini, müvekkili …’ın da, bu devirden çok kısa süre önce, 06.12.2012 tarihinde, 1983 yılında ilk kurulan diğer aile şirketi olan … Ltd. Şti.’deki hisselerini davacı …’a devrettiğini, yine baba …’ın da davacıya bu şirketteki bir kısım hisselerini devrettiğini, böylece iki şirkette de taraflar arasında karşılıklı hisse devirlerinin gerçekleştirildiğini, davacının hisse devrinin gerçekleştiğini, ortaklıktan ayrıldığını, Sayın Mahkemeniz huzurunda görülmekte olan, 14.08.2014 tarihinde yine kendisinin açmış olduğu Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi … (… eski esas) Esas sayılı dava dosyasındaki (ortaklıktan ayrıldığı … şirkete karşı açtığı alacak davası) dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesindeki beyanlarında da açık biçimde ikrar ve kabul ettiğini, davacının devrin gerçekleştiği tarihten, huzurdaki davanın açıldığı tarihe kadar, aralarında çok sayıda ihtilaf mevcut olmasına rağmen, müvekkil …’a karşı ne devrin geçersizliğini ileri sürdüğünü ne de devirden dolayı kendisine yapılması gereken bir ödemeden ve taşınmaz devrinden bahsettiğini, aksine, hisse devri işlemini istikrarlı olarak kabul ve ikrar ettiğini, davacının hisse devrinin geçerlilik koşullarına uygun yapılmadığına ilişkin iddiası hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, anonim şirketlerde hisse devri bakımından, yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterden onaylanmış bir devir sözleşmesine ihtiyaç bulunmadığını, davacının hileye dayalı geçersizlik iddiaları tamamen mesnetsiz olduğunu, hisse devrinin 2012 yılı sonunda gerçekleştiği dikkate alındığında, hile nedenine dayalı olarak TBK m. 39’da öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre de bu davanın açıldığı tarih itibariyle geçmiş olduğunu, davacının davalı müvekkile … A.Ş.’deki hisselerini devri karşılığında, davalı müvekkilinin de davacıya … Şti.’deki kendi hisselerini 06.12.2012 tarihinde devrettiğini, yani davacının iddia ettiği gibi … A.Ş. hisselerinin devri karşılığında kendisine 4.800.000 TL para ödenmesi ve bir taşınmazın devrinin taahhüt edilmediğini, davacının bu iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, hisse devrinin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiği halde davacının bu dönem içinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların hiçbirinde veya ayrı olarak hisse devrinden dolayı alacaklı olduğunu ileri sürmediğini, davacının hisse devrinden sonra, … A.Ş.’ye ortak olduğu dönemde borç verdiği iddiasıyla alacak davası açtığını ve bu davanın derdest olduğunu, davacı hisse devrinden dolayı gerçekten de iddia ettiği gibi alacaklı olsa idi, şirketten olan alacağından önce veya aynı dönemde bu alacağı da talep etmesinin gerektiğini, davacı, taraflar arasındaki derdest diğer alacak ve taşınmaz davalarında da hiçbir zaman böyle bir hakkın varlığını ileri sürmediğini, bu durumun davacının talebinin gerçek dışı ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu gösterdiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … Esas sayılı dosyasında davalıların savunmasının özeti; davacı tarafın mahkemenizin … E. sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde “Ben … A.Ş. de bulunan toplam 1.496.750 paydan oluşan hissemi 1.273.500 pay hissemi davalı abim … ‘a , 223.250 hissemi dava dışı babam …’a (babama yaptığım pay devrini abim talep etmiştir.) satışını yaparak devrettim.” diyerek paylarını devrettiğini kabul ve ikrar ettiğini, yine davacı tarafın mahkemenizin … (… eski esas) E. sayılı dava dosyasındaki (ortaklıktan ayrıldığı … şirkete karşı açtığı alacak davası) dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesindeki beyanlarında da açık biçimde ikrar ve kabul ettiğini, hisse devrini gösteren Denizli 1. Noterliği’nin 08.01.2013 tarihli … yevmiye no.lu Yönetim Kurulu Kararını bizzat delil olarak sunduğunu, davacın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, aynı zamanda hak düşürücü süre geçtikten sonra talepte bulunulduğunu, davacının mahkemenizin … E. sayılı dosyasında farklı bir senaryo, bu dava dosyasında farklı bir seneryo ile davasını sürdürdüğünü, davacının kötü niyetli olduğunun iki dava dilekçesi incelendiğinde de ortaya çıkacağını, gerek müvekkilinin gerekse davacının, hisse devrinin yapıldığı tarihten itibaren yaklaşık 4 yıl boyunca, her türlü eylem ve beyanlarıyla devrin gerçekleştiğini gösterdiklerini, hisse devrinin kabul edildiğini gösteren Denizli 1. Noterliği’nin 08.01.2013 tarihli … yevmiye no.lu Yönetim Kurulu Kararını, bizzat kendisi hisse devrinin delili olarak ibraz ettiğini, davacının davalı müvekkili … A.Ş.’deki hisselerini devri karşılığında, davalı müvekkili … ‘ın da davacıya … Şti.’deki kendi hisselerini devrettiğini, şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
… Esas sayılı dosyasında davalının savunmasının özeti; davanın reddini dilemiştir.
Birleşen … Esas sayılı dosyasında davalıların savunmasının özeti: Birleşen müvekkillerine karşı açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olup, davacının davasının reddinin gerektiğini, davacı tarafça harca tabi değer olarak 3.000 TL olarak bildirilmiş olup, şirketin sermayesi ve pay oranı dikkate alındığında öncelikle davacı tarafın dava harcını tamamlaması gerektiğini, harç eksikliğinin tamamlanmadan davaya devam edilemeyeceğini, davacının davasını zaman aşımı süresi geçtikten ve hak düşürücü süreden sonra açmış olup, davacının iddialarının zamanaşımına uğradığını, davacı …’ın, davalı müvekkil …’nın oğlu …’nın eşi olduğunu, davaya konu … A.Ş’nin aile şirketi olduğunu, davalının oğlu olan …’ın da Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E., … E.,… E., … E. sayılı dosyaları ile davaya konu olay ile aynı mahiyette davalar açtığını, davacının amacının şirketi zor durumda bırakmak olduğunu, davacı tarafın şirket kayıtları incelendiğinde hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, davalı müvekkillerinin iyi niyetli olup, davacı tarafın kötü niyetli olarak hareket ettiğini, bu sebeplerden dolayı haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı şirket hisselerinin son ana sözleşme hükümlerine göre Hamiline yazılı olduğu, davalı şirketin kuruluşundan itibaren yazılı Hisse Senedi bastırmadığı, davalı şirket kayıtlarına ve dosya muhteviyatına sunulan belgelere göre tescili yapılmış olan Hisse Devri bedeli adı altında bir ödeme bulunmadığı, Hisse Devri ile ilgili taraflarca (Devir eden – Devir alan) hazırlanmış ve imza altına alınmış yazılı bir Hisse Devir sözleşmesi olmadığı, pay devri 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce gerçekleştirildiği, uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın “Hisse Senetlerinin Devri” başlıklı 415. ve 416. maddelerinde hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin ne şekilde devredileceğinin düzenlendiği, her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiği, bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul belirtilmediği, TTK’nın 415. maddesi uyarınca, hamile yazılı senetler, elden teslim ile devredilir ve bu işlemle pay devri yapılacağı, nama yazılı pay senetleri ise, ciro ve teslim ile devredileceği devir şirkete karşı pay defterine kayıtla hüküm ifade edeceği Anonim ortaklığın çıplak paylarının devri konusunda TTK bünyesinde bir hüküm bulunmayacağı, payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, çıplak payın da senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebileceği hususunda görüş birliğinin mevcut olduğu, ancak payın serbestçe devredilebilirliğine getirilen kanuni ve iradi sınırlamalar kuşkusuz çıplak pay için de geçerli olacağı, çıplak payın devri genel hükümler doğrultusunda yapılacağı, uygulanacak hükümler payın bedelinin tamamen ödenmiş olup olmadığı hususuna göre değişeceği, bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devri genel hüküm niteliğindeki alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşeceği, alacağın temliki tasarrufi bir işlem olduğu için, bununla çıplak pay devralana geçeceği, şekil olarak bedeli tam ödenmiş çıplak payın devri, payın devredildiğini içeren yazılı bir temlik beyanının devralana verilmesi ile söz konusu olacağı, anonim ortaklık payı bünyesinde çeşitli alacak hakları bulundurduğu, alacak haklarının devredilmesi eğer pay senede bağlanmamışsa, ancak BK’da düzenlenen alacağın temliki vasıtasıyla gerçekleşebileceği, bedeli hiç ödenmemiş veya kısmen ödenmiş çıplak payın devrinin hukuki niteliği bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinden faklı olacağı, zira, bedelinin tamamı ödenmiş pay tali yükümleri bir yana bırakacak olursak, pay sahibi açısından herhangi bir malvarlıksal borç içermediğinden sahip olduğu alacak hakkı niteliğindeki haklarından ötürü devri alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşeceği, davaya konu … AŞ’nin hisselerinin ana sözleşmede Hamiline olduğunun belirtilmesine rağmen kuruluşundan itibaren senet çıkartılmadığı, hisselerin senede bağlanmadığı, şirket kayıtlarının incelenmesinde hisse bedellerinin ödendiğine dair bir kayıt bulunmadığı gibi hisse bedellerinin ödendiği davalılar tarafındanda usulüne uygun olarak kanıtlanamadığı, bedeli tam olarak ödenmemiş ve senede bağlanmamış, çıplak pay niteliğindeki hisselerin BK’nun 163. maddesi gereğince alacağın temliki hükümleri gereğince yazılı sözleşme ve anonim ortaklığın onayı ile devri mümkün olmakla davaya konu hisselerin devir işlemlerinin geçerlilik koşuluna uygun olarak gerçekleştirilmediği gerekçeleriyle, davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili katılma yolu ile sunduğu kısmi istinaf dilekçesinde özetle; birleşen … esas sayılı dosyaya ilişkin hüküm yönünden davalıların vekalet ücreti ödemelerine ilişkin hüküm tesis edilmediğini bu yönden kararın kısmen ortadan kaldırılarak birleşen … esas sayılı dosyası yönünden davalıların 155.413,87 TL vekalet ücreti ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın HMK 111. Maddeye göre açılan terditli dava olduğunu, … esas sayılı dosyada davacı … tarafından davalı … ‘a karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, şirket dosyada taraf olduğundan tüm gerçek kişilere açılan davaların reddi gerektiğini, harcın işlemin yapıldığı tarihteki pay oranına göre hesaplanması gerekirken fazla hesaplandığını, şirketin aile şirketi olduğunu, davacı ile diğer ortaklar arasındaki uyuşmazlık nedeni ile davacının tekstildeki hisselerini devrettiğini, bunun karşılığında bir kısım davalılarında yapı şirketindeki hisseleri davacıya devrettiğini, dava dilekçesinde açıkça devrin yapıldığının kabul ve ikrar edildiğini, davanın açılması için üç yıl beklenmesinin sessiz kalma sebebi ile hak kaybına yol açması gerektiğini, davacının bilgisi ve iradesi dahilinde devir işleminin yapılmış ve hayata geçirilmiş olmasından sonra geçerlilik şekline ilişkin iddianın dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil edeceğini, davalı …’ ün iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, buna rağmen mahkemenin davayı kabul etmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığından bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava ve birleşen davalar anonim şirket hisse devir işleminin iptaline olmadığı taktirde bedelin ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, asıl ve birleşen davalarda hisse devir işlemlerinin iptali yönünden davaların kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı şirket, bir anonim şirket olup TTK’da senede bağlanmamış payların devrine ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Devir işleminin 28/12/2012 tarihi itibari ile yapıldığı anlaşılmakla mahkemenin işlemin eski TTK döneminde olduğuna ilişkin tespiti yerinde değilse de senede bağlanmamış çıplak payın devir usulüne ilişkin tespitleri yerindedir. Ancak davacı, dava dilekçesinde açıkça davalı kardeşi ile hisselerin devri konusunda anlaşma yaptıklarını belirtmiştir. Davalı kardeş de pay devri hususunda anlaştıkları konusunda hem fikirdir. Davacı taraf hile ve şekil şartına uyulmadığı için devrin geçersizliğini ileri sürmüştür. Hileye yönelik iddiaları incelendiğinde TBK 36 ve 39. Madde kapsamında bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği görülmektedir.
Somut olayda paylar senede bağlanmadığından çıplak payın devri için yazılı şekil şartı aranmakta ise de davacı devredenin ve davalı devralanın devir konusunda anlaşma yaptıkları, 28/12/2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile devrin onaylandığı, devrin pay defterine işlendiği, ticaret sicilde tescil edilerek 16/01/2013 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, davanın ise 04/12/2015 tarihinde ikame edildiği göz önüne alındığında TMK’nın 2. Maddesindeki, herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olması ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağına ilişkin düzenlemeler karşısında şekil şartına uyulmadığından bahisle davanın kabulünde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığı değerlendirilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih 2016/10880 Esas 2018/4674 Karar sayılı ilamında da benzer şekilde edimlerin kısmen ifa edilmesinden sonra şekle aykırılığın ileri sürülmesinin TMK ‘nın 2. Maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilmiştir. )
Gelinen noktada davacının devir işleminin iptaline ilişkin isteminde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığından, ilk derece mahkemesince, davacının terditli istemi bedelin ödenmesi yönünden delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu açıdan da davacı dava dilekçesinde nakit para ve taşınmaz devri ile bedelin ödeneceği konusunda anlaşma yapıldığını, davalı taraf ise aileye ait inşaat ve tekstil konusunda faaliyet gösteren iki şirket olduğunu, davacının tekstil şirketindeki paylarını devretmesi karşılığında kendisine inşaat şirketindeki bir kısım payların devir edildiğini, bedelin bu şekilde ödendiğini iddia etmişlerdir. Mahkemece bu hususlar değerlendirilerek dava dışı inşaat şirketindeki hisse devirleri de araştırılmak sureti ile var ise bakiye ödenecek hisse devir bedeli konusunda karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle bu aşamada davacı vekilinin de vekalet ücreti yönünden katılmak yolu ile ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 21/10/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin ve diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalılar … A. Ş. Tarafından yatırılan 114.058,69 TL, 20.272,62 TL nispi ve 54,40 TL maktu, … tarafından yatırılan 54,40 TL maktu, …. tarafından yatırılan 54,40 TL maktu, … tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından ilgililerine İADESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcı ilk derece mahkemesince iadesine,
5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgililerine İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.10/11/2022

….