Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/173 E. 2022/1866 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
DAVANIN KONUSU : İflas (İflas Erteleme Süresinin Uzatılması)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 23/12/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Firmalarının açıklanan banka ve leasing borçlarının anapara ve faiz geri ödemelerinin kısa vadeli mali baskısının sonucunda içine düşülen mali zorluk açıkça görüldüğünü, yapılan ödemeler ile esasen borç miktarının büyük kısmı tasfiye edilmiş olmakla birlikte, geri kalan borçlarının tasfiyesinin 3 yıllık bir geri ödeme planlaması ile yapılması durumunda; hem firmalarının tüm borçlarını ödemesi ve sektöründe önemli bir yere sahip firmalarının yarattığı istihdam ve katma değer ile Türk ekonomisine katkı vermeye devam edeceğini,öncelikle esas hakkında karar verilinceye kadar HMK nın 389 ve devamı maddeleri gereğince şirketleri aleyhine 6183 ile 2004 sayılı yasaya dayanılarak yapılmış ve yapılacak icra takiplerinin haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, iflas, rehin, ticari iletme rehini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip ve tedbir uygulamalarının, Takas, mahsup, senet protestosu, karşılıksız çek şerhi verilmesi, banka faktoring, leizing, sözleşme ve hesaplarının kat edilmesi,Teminat mektuplarının nakde çevrilmesi, hapis ve temlik uygulamalarının, lesingli malların, ihtiyati haciz ve tedbir yoluyla muhafaza altına alınmasının tedbiren durdurulmasına, şirketlerininhaciz ve muhafaza altına alınan malların iadesine, özellikle şirketin faaliyetini sürdürmesi için hayati önem taşıyan şirkete kayıtlı araçlar ile gayrimenkullerin üzerine konulan yakalama ve hacizlerin kaldırılmasına şirket lehine talep edilen ihtiyati tedbirlerin şirket ortağını da kapsayacak şekilde tesisine, sayılan tüm tedbir kararlarının iflas ertelemesi kararı ile birlikte şimdilik bir yıl süreliğine devamı yönünde karar verilmesine, İİK 179/a gereğince şirketleri ile birlikte ortaklarının da mal varlığının korunmasına, Şirketlerinin borçlarının, aktifinden fazla olduğunun tespiti ile hakkında verilecek iflas kararının bir yıl süre ile ertelenmesine İflasın ertelenmesi kararı ile birlikte şirket yönetim kurulunun TTK.’da ki görev ve sorumluluklarının aynen devam etmek koşulu ile işlemlerinin geçerliliğini şirket faaliyet konusu olan Market işlerinden anlayan biri marketçi biri hukukçu biri mali müşavir olmak üzere onaylayacak 3 kayyum atanmasını, amme alacakları da dahil olmak üzere ihtiyati hacizler ile bütün icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve şirket aleyhine her hangi bir icra takibi yapılmamasına, ihtiyati tedbir kararının verilmesinden sonra şirket malları üzerinde ihtiyati tedbir, haciz, muhafaza, hapis hakkı uygulanmaması ve karşı takas ile mahsup taleplerinde bulunulmamasına ve evvel muhafaza altına alınan menkullerin iadesine, Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ve yapılacak takiplerde muhafaza tedbirlerinin alınmamasına ve satış yapılmamasına, Şirket aleyhine yapılmış ve yapılacak her türlü takipteki muhafaza, teslim ve tahliyeye dair icra işlemlerinin durdurulmasına, Atanacak kayyumların şirketlerinin durumu hakkında rapor vermesine, Şirketin KDV iadesi veya sair bir nedenle Vergi daireleri ve Bankalara herhangi bir nedenle intikal eden hak ve mevduat ve alacakları üzerine ihtiyati veya kesin haciz konulmamasını talep ve dava etmiştir.
Asli müdahiller müdahillik talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…davacı iflas erteleme talebi ile Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, anılan mahkemenin 25/01/2019 tarih … E. … K. Sayılı kararı ile yetki yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş, istinaf üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2019 tarih … E. … K. Sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve dosya mahkememize tevzi olunmuştur. 17/06/2016 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunan davacı şirketin borca batık olduğunun tespit edildiği, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunarak 17/06/2016 tarihinde Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesince şirkete kayyum atanarak İİK 179/A-B maddesindeki tedbirlere hükmedildiği, ancak dava tarihinden sonra yaklaşık dört buçuk yıllık süreçte davacı şirketin borca batıklığının devam ettiği, fiilen faaliyetlerinin sona erdiği, yalnız şirket merkezinin kiraya verilmek suretiyle gelir elde ettiği, davacı şirketin iyileştirme projesinde taahhüt ettiği net satış ve net kar tutarlarının gerçekleştiremediği, iyileştirme projesine uymadığı, iyileştirme projesindeki hedefleri tutturamadığı, iflas erteleme davası açıldıktan yaklaşık üç yıl sonra açılan Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde devam eden … Esas sayılı tapu iptali ve tescil davası sonucu davacı lehine bitmesi halinde davacı şirkete kaynak yapılabileceği ileri sürülmüş ise de, ileri sürülen neden esasen şirketin ticari faaliyetlerinden elde etmeyi öngördüğü ticari kardan kaynaklanmadığı, davacı şirketin tüm şubelerini kapatarak çalışanları işten çıkardığı, davacı şirketin batıklıktan çıkamadığı, bu durumda davacı şirketin iyileşme umudunun kalmadığı, sonuç olarak gelinen süreçte iyileştirme projesinin gerçekçi ve inandırıcı olmadığı kanaatine varılmakla iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faaliyet konusunun sadece market işletemeyeceği olmadığını, unvanından da açıkça görüleceği üzere inşaat konusunda da faaliyette bulunduğunu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin müvekkilinin tüm şubelerinin kapandığı ve faaliyetinin sona erdiği, iyileşme umudunun bulunmadığı gerekçesinin yerinde olmadığını, müvekkili şirket adına Antalya İli … İlçesi … mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 2 bloklu 26 bağımsız bölümlü inşaat yapımı konusunda dava dışı müteahhit şirket ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu inşaatın tamamlanması halinde taşınmazın rayiç değerinin 25.000.000,00 TL üzerinde olacağının açık olduğunu, müvekkilinin bu inşaatın tamamlanmaması nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düştüğünü, bu nedenle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili fesih talepli olarak Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu dava sonucunda verilecek karar gereğince inşaatın tamamlanıp gelir elde edebileceğini, iyileşme projesinin gerçekleşeceğini, bu hususun göz ardı edildiğini, bu dosyada müvekkili şirkete geri devri istenen taşınmazlarının değerinin 9.150.000,00 TL olduğunun belirlendiğini, bu durumda müvekkili şirketin borca batık olmaktan kurtulabileceğini, bunun yanında İlk derece Mahkemesince 2018 yılındaki bilirkişi raporunun esas alındığını, bu tarihten sonraki dönemde taşınmaz hisse satışları ile tasfiye edilen borçlu tutarlarının hiç değerlendirilmediğini, eski tarihli rapor esas alınarak hüküm kurulduğunu, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, İflas erteleme istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddi ile davacının iflasına karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İflas erteleme davaları, dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir.
Somut olayda; hükme esas alınan 12/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin borca batık olduğu yönünde tespit yapılmış olmasına karşın bilirkişi heyetinde gayrimenkul uzmanı ve makine mühendisi bulunmadığı için davacı şirketin gayrimenkulleri, araçları, tesis makine cihaz ve demirbaşlarının 2018 yılı6.dönem rayiç değerlerinin tespitinin yapılamadığı, 2016 Kasım tarihindeki rayiç bedellere göre değerlendirmenin yapıldığı anlaşılmaktadır.
İflas erteleme davalarında şirketin borca batık olup olmadığının belirlenmesi en önemli koşul olup, borca batıklık tespitinde kaydi değerler değil satış sırasında gerçekleşecek karar tarihine en yakın tarihteki rayiç değerler esas alınmalı, borca batıklık kesin bir şekilde tespit edilmelidir.
Bu durumda mahkemece hakkında iflas kararı verilen şirketin güncel durumu itibariyle rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda, davacının Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil talepli dava açtığı ve bu davanın sonucunun da davacının aktif mal varlığını değiştireceği hususu gözetilip, bu dosyanın sonucunun ve kesinleşmesinin beklenerek iflas erteleme isteyen şirket hakkında davacı şirketin faaliyet konusu ve mal varlığı da gözetilmek suretiyle içerisinde gayrimenkul değerlendirme uzmanı ve Makine mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden karar tarihine en yakın tarihteki rayiç değerlere göre davacı şirketin borca batık olup olmadığına ilişkin rapor aldırılıp 28.02.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 Sayılı Yasanın 65.maddesi ile kaldırılan ancak geçici 14.madde ile derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK’nın 179/b-7. maddesi uyarınca iflas erteleme tedbirleri 5 yıldan daha fazla olamayacağından mahkemece yapılacak inceleme sonunda şirketin borca batık olduğunun anlaşılması halinde inceleme tarihi itibariyle 5 yıllık erteleme süresi dolması durumunda iflas kararı verilmesi, borca batık olmadığının tespiti halinde ise iflas erteleme talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde iflas kararı verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 17/09/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.23/12/2022

……