Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1698 E. 2021/1425 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/03/2021

DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Usulden Reddi

Taraflar arasındaki Zayi Belgesi Verilmesi davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı şirket temsilcisi, şirketin Varsak Arşiv deposunda 09.06.2020 tarihinde hırsızlık olayı yaşandığını, şirkete ait bir kasım elektrik, tesisat, klima boruları ve orada saklanmakta olan 2019 yılına ait yevmiye, envanter ve kebir defterinin zayi olduğunu, defterlerin zayi olduğunun kapanış tasdikini yaptırabilmek için arşivde aradıklarında 25.06.2020 tarihinde fark edildiğini ile sürerek 2019 yılına ait yevmiye, envanter ve kebir defterlerinin zayi olduğu yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; hırsızlık olayının 08.06.2020 tarihinde gerçekleştiği ve 09.06.2020 tarihinde öğrenildiği, basiretli tacir olan davacının nelerin çalındığını ve kaybolduğunu denetleyebileceği tarih de bu tarih olduğu, bu nedenle davanın süresi içinde açılmadığının kabulü gerektiği, bir an için davanın süre içinde açıldığı kabul edilseydi dahi hırsızlığın iş yeri bahçesinden yapıldığı, suç duyurusu ifade tutanağı ve soruşturma dosyası tutanağına göre sabit olup, basiretli tacir tarafından defterlerin bahçede saklanması nedeniyle kaybolmasına kendi kusurlu davranışı ile sonuca sebebiyet verdiği gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili, hırsızlık olayının arşiv depoda gerçekleştiğini, defterlerin de depoda bulunduğunu, mahkemenin defterlerin bahçede saklandığı yönündeki kabulünün doğru olmadığını, hırsızlık olayını 25.06.2020 tarihinde öğrenmeleri nedeniyle davanın süresinde açıldığını, mahkemenin öğrenme tarihini araştırması gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, 6102 Sayılı TTK’nın 82. maddesine dayalı açılmış olup, davacının zayii olduğunu ileri sürdüğü ticari kayıtlar yönünden zayi belgesi verilmesi talebini içermektedir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 82/1. maddesinde her tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgeler sayılmış, anılan hükmün 7. fıkrasında bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebi ile ve kanuni saklama süresi içerisinde ziyaa uğrarsa tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
213 sayılı VUK’nın 13. maddesinin 4. bendine göre sahibinin iradesi dışındaki gelişen olaylar nedeni ile defter ve belgelerin elinden çıkmış kaybolmuş ve sel felaketi sonucu zayi olmasını mücbir sebep olarak tezahür etmektedir.
Somut olayda, davacı tarafça hırsızlık olayının şirketin Varsak Arşiv deposunda 09.06.2020 tarihinde hırsızlık olayı yaşandığını, şirkete ait bir kısım elektrik, tesisat, klima boruları ve orada saklanmakta olan 2019 yılına ait yevmiye, envanter ve kebir defterinin zayi olduğu, defterlerin zayi olduğunun kapanış tasdikini yaptırabilmek için arşivde aradıklarında 25.06.2020 tarihinde fark edildiği ileri sürülmüş ise de, davacı tacir olup, ticari defter ve belgelerin saklanması için basiretli ve tedbirli davranması gerektiği gibi, dosya kapsamından davacının hırsızlık olayı ile ilgili 09.06.2020 tarihinde şikayetçi olduğu, davacı şirket temsilcisinin hırsızlığın gerçekleştiğini öğrenmiş olmasına göre aynı tarihte ticari defter ve belgelerin çalınıp çalınmadığını denetlemesi gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
TTK’nın 82/7. maddesinde belirtilen öğrenmenin davacı şirket temsilcisinin ticari belge ve defterlerin kaybolduğunu bilebilir hale gelmesi ile gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hırsızlık olayı 08.06.2020 tarihinde gerçekleşip şirket temsilcisinin 09.06.2020 tarihinden hırsızlık nedeniyle şikayetçi olduğunu, bu hali ile öğrenmenin 09.06.2020 tarihinden gerçekleştiğinin kabulü ile davanın yasada belirtilen 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığının kabulü gerektiği, ilk derece mahkemesi tarafından aynı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verildiği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-ç. maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.10/09/2021