Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1590 E. 2021/1442 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/05/2021

DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
YEREL MAHKEME KARARI: Davanın reddine

Taraflar arasındaki Zayi Belgesi Verilmesi davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, vekil edenin yetkilisi olduğu … isimli şirkete ait ortaklar pay defterinin kaybolması sebebiyle mağduriyet yaşandığından taraflarına zayi belgesinin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının delil olarak sadece bir kolluk tutanağı sunduğu, tutanakta da yolda yürürken defterleri kaybettiğinin farkettiğini beyan edildiği, bu delil ve ifadelerin defterlerin kusur atfedilemeyecek şekilde zayi edildiğini ispata yarar olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin zayi belgesi verilmesi talep ettiği, ortaklar pay defterinin saklanması zorunluluğu belgeler arasında olduğunu, İlk Derece Mahkemesince taleplerinin reddedilmesi neticesinde müvekkilinin yeni ortaklar pay defterini alamayacağını, istendiği durumda müvekkilini zor duruma sokacağını, kolluk ifade tutanağında da belirtildiği üzere ortaklar pay defterinin müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında elinde çıktığının, sabit olduğunu, müvekkilinin bu hususta herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin pay defterini saklama görevini özenle yerinde getirdiğini, şikayet tarihinden sonra da pay defterinin bulunamadığını, müvekkili şirket hakkında denetim makamlarınca başlatılmış herhangi bir soruşturmada olmadığını, bu nedenle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, zayi belgesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Zayi belgesi verilmesini düzenleyen TTK.nun 82/7.maddesinde”… tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Dava dilekçesinde ortaklar pay defterinin kaybolduğundan bahsedilmiş ancak ne şekilde kaybolduğu yönünde bir açıklama yapılmamıştır. Ancak dava dilekçesi ekinde sunulan davacı şirketin temsilcisi … …’ın 08/04/2021 tarihli kolluk ifade tutanağında 02/04/2021 tarihi saat 12.00 sıralarında … üzerinde yürüyorken sahibi olduğu … ait pay defterinin kaybettiğini fark ettiğini beyan ettiği, görülmüştür.
Zayi belgesi talep eden davacı öncelikle bir ziyaa olayının vuku bulduğunu ve bu ziyaanın TTK 82/7. maddesinde belirtildiği hallerden veya benzeri bir olay sonucu meydana geldiğini, defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve özeni göstermiş olduğunu, ziyaanın onun iradesi dışında meydana geldiğini, yasa gereği tutmak ve saklamak zorunda olduğu şirkete ait ortaklar pay defterini emin koşullarda saklayıp, muhafaza ettiğini ispatlamak zorundadır.
Bu durumda davacı şirket, kanunen saklamakla yükümlü olduğu belgeleri muhafaza etmek için basiretli bir tacirin alması gereken tedbirleri aldığını, özen görevini yerine getirdiğini, belgelerin zayi olmasında kusuru olmadığını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktuı harç alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 10/09/2021