Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1577 E. 2021/1461 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
YEREL MAHKEME KARARI : Dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacılar vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacılar vekili, davacı …’nun Türkiye’nin en büyük buğday ve çiçek tohumu üreticisi olduğunu, …’nın da Türkiye’nin en büyük gübre üreticilerinden olduğunu, bu iki grup şirketin müşterilerinin büyük ölçüde aynı olduğunu, müşterilere mali yük getirmemek için alınan ipoteklerin her iki şirket alacakları için birlikte düzenlendiğini, davalılardan …’ın mülkiyeti kendine ait olan Antalya ili Konyaaltı ilçesi … mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan … ve … nolu bağımsız bölümlerin diğer davalılar …’un … Şirketi lehine 340.000,00 TL bedelle 19/01/2015 tarih … yevmiye numaralı işlemi ipotek verdiğini, ipoteğin halen devam ettiğini, davalı ….’ın diğer davalı şirketlerin yetkilisinin eşi olduğunu, davacı şirketlerden … , …’nın alacağını tahsil edebilmek için Antalya 8. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalı … ‘ın Antalya 8. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafın talep ettiği alacak miktarının fahiş olduğunu, davalı aleyhine davacı tarafından yine aynı konu ile ilgili olarak Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, bu takibe itiraz üzerine Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile yargılaması yapıldığını ve ilk derece mahkemesince itirazlarının kabul edilerek takibin iptal edildiğini, davacı tarafın gönderdiği her ihtarnamede farklı alacak miktarlarını talep ettiğini, davacı ile alacak miktarının 250.000,00 TL olduğu hususunda anlaştıklarını ancak daha sonra davacının bu anlaşmadan vazgeçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, 4721 sayılı Türk Meden Kanununm 887. maddesi uyarınca hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan taşınmaz maliki ipotek veren davalıya ihbar yapılması zorunlu olup, alacaklı hem asıl borçlu hem de davalıya ihbarda bulunulması dava şartı olduğundan davalı … aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı şirketlere yapılan tebligatların bila tebliğ iade edildiğini, Noterlerin Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapma yetkisinin bulunmadığını, borçlu şirketlerin 2018 yılında ticareti terk ettiklerini, davalı şirketler yönünden tebligat imkansızlığının bulunduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
4721 sayılı TMK’nın 887. maddesinde “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya kapsamının incelenmesinden, davacılar tarafından davalılara Antalya 14. Noterliğinin 14/11/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamenin davalı … ‘e tebliğ edildiği ancak diğer davalı şirketlere çıkartılan tebligatların bila tebliğ iade edildiği, davalı şirketlere yeniden tebligat çıkartılmaksızın takibe girişildiği anlaşılmaktadır.
Davalı …, davalı şirketlerin borcu için teminat ipoteği veren 3. kişidir. Davacı ile davalı … arasında doğrudan bir alacak – borç ilişkisi bulunmayıp davacının kredi veren durumunda olduğu da ileri sürülmemektedir. Borçluların icra takibine itiraz etmemiş olması da takip ve dava şartı niteliğinde olan ihbar yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Bu durumda alacağın muaccel olması için TMK’nın 887. maddesi uyarınca hem asıl borçlulara hemde borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan taşınmaz malikine ihbar yapılması zorunlu olduğundan borçlulara tebligat yapılmaksızın takibe başlanıldığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacılara iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2021