Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1573 E. 2023/817 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/03/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 13/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkili aleyhine başlatılmış olan Antalya 11. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına konu olan 110.000,00TL bedelli senedin konusuz olduğunu, bu senedin müvekkilinin ….e olan vekalet ücretini ödememek amacıyla bir dönem vekilliğini yapan …ya verilmiş olan bir senet olduğunu, müvekkilinin şoför olarak çalıştığını ve davalıyı tanımadığını, herhangi bir kimsenin tanımadığı biriyle alacak verecek ilişkisi olmayacağının açık olduğunu, davalının maaş usulü çalıştığını, senet miktarını vermesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin kendince mal kaçırma amacıyla yaptığı bu işlem nedeniyle sanki gerçekten borcu varmış gibi hareket edilerek senedin tahsil edilmeye başlandığını, müvekkilinin yıllarca ortaklığın giderilmesi davasını takip eden …’i azletmesinden ötürü hakedeceği vekalet ücretini ödememek adına bir başka avukatla görüşüp kendisine verilen sözde akıl neticesinde aleyhinde avukatlık ücretini ödememek için 110.000,00TL bedelli, dava konusu senedi imzaladığını ve bu senedin Antalya 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı doyasına konu edilerek işleme konulduğunu, yaptığından pişman olan müvekkilinin ….e de bir kısmı nakit bir kısmı da senetle vadeli olarak borcunu ödediğini, Antalya 11. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takibine konu edilen senedin sözde düzenleme tarihi 15/01/2013 vade tarihi ise 15/03/2013 olduğunu, 2013 yılı ekonomik şartları düşünüldüğünde davalının böyle bir miktarı müvekkiline veremeyeceğinin açık olduğunu, vadesinden itibaren 29 ay geçmesine rağmen işlem yapmayan davalının birdenbire bu süreç başladığından ihtiyati tedbir alacak kadar acil bir biçimde senedi icraya koymasının dahi iddialarını doğrular nitelikte olduğunu, yine bu aciliyet üzerine tarafların arası bozuluncaya kadar ….in yürüttüğü izale-i şuyu davasının konusu olan taşınmaza haciz koyulduğunu, harici olarak ne bir maaş haczi , ne bir banka haczi ne de gayrimenkulün satışının istendiğini, bu işlemlerin yapılmamasının danışıklı dövüşten başka bir açıklamasının olmadığını, Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında emniyette verdiği ifadede dava dışı asıl senedi alan … lise yıllarından beri tanıdığının söylediğini, daha sonra mahkemede ise sadece ismini duyduğunu beyan ettiğini, yine ifadelerinde sanayide dükkan hissesi almak için borç verdiğini ve hisse almak için yatırım yaptığını belirttiğini, bahsi geçen dükkanın müvekkilinin hissedarı olduğunun açık olduğunu beyan etmekle; davalıya Antalya 11. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde borçlu olmadıklarının tespitini, davalı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsız olduğunu, kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku , temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kurallarının uygulanacağını, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olduğundan, bağımsız borç ikrarı içerdiğini, yerleşik yargıtay kararlarında ve öğreticede de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan birinin de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik bedel kaydı olduğunu, bedel kaydının kambiyo senedinin ihtiyarı kayıtlarından olduğunu, bu kaydın keşidecinin (borçlunun) senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığının ispata yaradığını, kambiyo senetlerinin hukuku yönden bu kayıtların bir anlamı ve önemi olmadığını, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, soyut bir borç ilişkisi yaratıldığını bu nedenle de karşı edimin elde edilip, edilmediğinin önemi de bulunmadığını, bonoda kural olarak ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesinin çürümüş sayılacağını, bunun sonucu olarak da iddiasının parelelinde ispat yükünün de üsteleneceğini, davacı tarafın senedin bedelsiz olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini beyan etmekle; davanın reddini, zararın alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla belirlenerek davacıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın delil olarak dayandığı Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında dava dışı 3. Kişi ….nun beraatine karar verildiği, Antalya CBS’nın … soruşturma sayılı dosyasında huzurdaki dosyanın davalısı şüpheli hakkında atılı suçtan dolayı kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, davacının bononun muvazaaya dayalı olarak davalı tarafa verildiği iddiasını yazılı delille ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla davacının davalıyı da tanımadığını, davalı ile herhangi bir alacak verecek ilişkisinin olmadığını, müvekkilinin kendince mal kaçırma amacıyla bonoyu düzenlediğini, ancak müvekkilinin bonodan dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalının ceza dosyasındaki beyanlarının çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkemece delillerinin dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirmiş oldukları tanıkların dinlenmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, ispat külfetinin davalı alacaklıda olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava; İcra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.13/04/2023