Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1519 E. 2021/1440 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

KARAR TARİHİ : 10/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/05/2019
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz

Taraflar arasındaki Sıra Cetveline İtiraz davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili … şirketinin işçisi olduğunu, İşçilik Alacaklarının Tasfiyesine ilişkin Protokol gereği şirkette alacağı bulunduğunu, bu alacağın 01/03/2014 tarihi itibariyle 49.514,64 TL muaccel hale gelen alacağı bulunduğunu, söz konusu tarihten iflas tarihine kadar geçen süre için alacağın işçi alacağı olduğu göz önüne alındığında mevduata uygulanan en yüksek faiz alacağın faizi ile beraber masaya kaydı için başvuru yaptıklarını, müvekkilin …’nin işçisi olması sebebiyle reddedildiğini, söz konusu red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin her ne kadar …’nin işçisi olarak gözükse de, ..’nin iki ayrı şirket olarak değerlendirilmesinin mümkün olmayıp, ortada tek bir tüzel kişilik varmış gibi kabulünün gerektiğini, ..’nin %99,9 hissesinin …’ye ait olup, şirket ortaklarının aynı kişiler olduğunu her iki şirket arasında mal ayrılığı ilkesinin söz konusu olmadığını, iki tüzel kişilik arasındaki perdenin MK 2.madesi uyarınca kaldırılması gerektiğini ve sair nedenlerle 49.514,64 TL asıl alacağı, asıl alacağın muaccel olduğu tarih olan 01/03/2014 tarihinden …’nin iflas ettiği tarih olan 29/03/2016 tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte (mevduata uygulanan en yüksek faiz) kabul edilerek iflas masasına kaydının yapılmasına, alacağın işçi alacağı olduğunun tespitine, sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı … vekili, …şirket ile davacı tarafın asıl alacaklısı olduğu … ayrı ayrı tüzel kişilikler olduğunu, ayrı ayrı adreslerinin mevcut olduğunu, birbirinden bağımsız şirketler olduğunu, davacı tarafın …’de çalıştığını, bu çalışmasından dolayı, ödenmeyen ücret vs. hak edişleri ile ilgili olarak da …. ile protokol imzaladığını, bu durum çevresinde, davacı tarafın, alacak konusu iddia hususları ispatlaması gerektığını, davacı tarafın , dava dilekçesinde belirtmiş olduğu (herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla ) grup şirket olması, davacının, … ‘den ayrı olarak müflis şirkette çalıştığı anlamına gelmeyeceğini, aynı mahiyette açılan yani … ile ilgili evraklar (belgeler) kapsamında , Müflis ….’ nin dosyasına alacak başvurusunda bulunulmasından dolayı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve …Esas sayılı dosyaları ile açılan Kayıt Kabul davalarının anılan mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, davacının iş bu davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, müflis …’nin, 11/03/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme suretiyle tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere yavru şirket konumunda …’nin kurulduğu ve bu şirketin Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde … sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, her iki şirketin grup şirketi olduğu, …’nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağ bulunduğu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arzettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü tespit edilmekle, perdeyi aralama ilkesi esasına göre; ana ortak olan …’nin yavru ortak …’nin borcu için, ana ortak ve yavru ortak özdeş kılınarak sorumlu tutulması gerektiği kabul edildiği, davacı işçinin 73.677,10 TL için müflis … ‘nin Antalya 10. İflas Müdürlüğü’nün … nolu iflas masası sıra cetvelinede alacağını kaydettirmek için yaptığı başvurunun reddedildiği, Antalya 9. İflas Dairesi’nin … sayılı iflas masasındaki sıra cetvelinde davacının kesinleşen alacak miktarının ise talep ettiği 50.714,64 TL olduğu, talep müstenidadının davacı işçi ile … arasında yapılan işçilik alacaklarının tasfiyesine ilişkin 06.12.2013 tarihli protokol olduğu, davacının iflas tarihi itibariyle (29.03.2016) bu masadan talep edebileceği miktarın 49.514,64 TL x 9 yasal faiz oran x 758 gün / 365 x 100 hesabı ile oluşan 9.254,49 TL faizi ile birlikte toplam 58.769,12 TL olduğu, ancak davacının Antalya 9. İflas Dairesi’nin … sayılı iflas masasından talep ettiği ve talebinin kabulü ile sıra cetvelinde kesinleşen alacak miktarından (50.714,64 TL) fazlasını Antalya 10. İflas İdaresi masasından talep edemeyeceği dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Karara karşı, davalı iflas idaresi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı İflas İdaresi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın … ile ilgili evraklar kapsamında 27/09/2017 tarihli başvuru dilekçesinde 73.677,10 TL alacak talebinde bulunduğunu, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olunmasına göre kabul ve ret oranın da yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemesinin hatalı olduğunu, davacının alacak başvurusunu ekli belgelerinin müflis şirket ile ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle talebinin reddedildiğini, bu ret kararı üzerine eldeki davanın açıldığını, davacının asıl alacaklısı olduğu … ile müflis şirketin ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğunu, ayrı adreslerinin mevcut olup birbirinden bağımsız şirketler olduğunu, davacının …’den alacağı yönünden imzalamış olduğu protokol gereğince müflis şirket hakkında karar verilmesinin usul ve mevzuata aykırılık teşkil ettiğini, davacının dava dilekçesine belirttiği gibi grup şirket olması …’den ayrı olarak müflis şirkette çalıştığı anlamına gelmeyeceğini, mahkeme aksi görüşte ise davacının iddialarını ispatlayıcı belgelerinin ibrazı ile alacak başvurusuna göre bilirkişi incelemesine tabi tutulması gerekmekte olmasına rağmen bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı alacağının davalının iflas masasına kayıt edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, davacının işçilik alacağının müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davaya konu Antalya 10. İflas Müdürlüğünün … İflas sırasına kayıtlı müflis …’nin 14/09/2018 tarihli sıra cetveli ve İflas İdaresi kararının incelenmesinden; davacının 73.677,10 TL alacağının masaya kaydını istediği, talebinin alacağa dayanak belgelerin müflis şirket adına kayıtlı olmadığından reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 235/1. maddesinde sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilamından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Davacının kayıt başvurusu sırasında tebliğ masrafı verdiği ve iflas masası red kararının davacıya 29/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiş olup, davanın yasal 15 günlük süresi içinde 09/10/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı 29.03.2016 tarihli ilamına göre Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil numarasına kayıtlı …”nin ve Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil numarasına kayıtlı …’nin İİK’nın 179. maddesi uyarınca ayrı ayrı iflaslarına karar verilerek iflasın 29.03.2016 tarihinde açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının, Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında müflis … ile ilgili … tarihli sıra cetvelinde davacının 50.714,64 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, talebinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı ve borçlu ve müflis şirket ile ilgili iflas erteleme istemli açılan davada her iki şirketin vekili dava dilekçesinde şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut bulunduğunu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiğini, iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili olduklarını, … nin, ….’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüzel kişiliğin, sözleşmeden ya da kanundan doğan her türlü yüküm ve borçlardan ve kaynağı ne olursa olsun sorumluluklardan kurtulmak için bir araç olarak kullanılmasını engellemek amacıyla, Anglo-Sakson ve Kara Avrupası hukuk sistemlerinde “perdeyi kaldırma teorisi” olarak anılan hukuk ilkesi geliştirilmiş bulunmaktadır. Bu teori ile, tüzel kişiliklerin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, tüzel kişilik dikkate alınmamakta, yani yokmuş gibi hareket edilmekte ve ayrı tüzel kişilik savunmasından yararlanmak isteyenlere izin verilmemektedir. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi, hukuki sorumluluktan kaçınmak amacıyla farklı tüzel kişilik savunması yapan kişilerin “tüzel kişilik” perdesi arkasına saklanmaya çalışmaları; teorinin müdahalesi ile tüzel kişiliğin yok sayılmasıyla veya bu perdenin aralanması suretiyle perdenin arkasındaki gerçek yükümlünün borçtan sorumlu tutulabilmesidir. Perdeyi kaldırma teorisi vasıtasıyla, tüzel kişinin borçlarının, üyelerine izafesi mümkün olduğu gibi üyelerin borçlarından dolayı, tüzel kişinin sorumlu tutulması da olanak dahilindedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2014 tarih ve 2014/7271 Esas, 2014/15583 Karar).
Davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis …’nin 11/03/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere …’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20/04/2011 tarihinde …sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …nin, …’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü, her iki şirketin grup şirketler olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ve müflis …nin de davacı alacağından sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmalıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu sonucuna ulaşılarak, 49.514,64 TL’nin 01/03/2014 tarihinden 29/03/2016 iflas tarihine kadar işlemiş yasal faizinin 9.254,49 TL bulunmak suretiyle davacının toplam talebinin 58.769,12 TL olarak tespit edilip müflis …nin iflas sıra cetvelinde kabul edilen 50.714,64 TL alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmuş ise de, davanın kısmen kabulü nedeniyle davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması hatalı olmuş olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davalı iflas idaresi vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesince kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı iflas idaresi vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 Tarih … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 50.714,64 TL alacağın Antalya 9 İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyasında masaya kayıtlı alacak ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, Antalya 10.İflas Müdürlüğü’nün … numarasına kayıtlı iflas dosyası masasının sıra cetveline KAYIT VE KABULÜNE,
b-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
c-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
d-A.A.Ü.T. uyarınca dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma, 35,90 TL peşin, 56,35 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 128,15 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 110,21 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerine bırakılmasına,
f-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
g-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL karar peşin harcın istek halinde davalıya iadesine,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 59,50 TL tebligat masrafı ve istinaf posta gidiş-dönüş masrafı toplamı ‭221,6‬ TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
d) İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
e)Kararın İlk derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 362/1-a maddesi gereğince dava değeri 78.630,00 TL’nin altında olduğundan KESİN olmak üzere karar verildi. 10/09/2021