Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1467 E. 2021/1439 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

KARAR TARİHİ :10/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/02/2021

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

Taraflar arasındaki Menfi Tespit davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde dahili davalı … vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili aleyhine Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı ihtiyati haciz kararı Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve uygulandığını, müvekkilinin böyle bir borç olduğunu ihtiyati haciz işlemi sırasında öğrendiğini ve hacze itiraz ettiğini, senetteki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, senette adres olarak görülen … köyünün müvekkilinin ikamet ve iş adresi olarak kullandığını, müvekkilinin … Köyünde ikamet ettiğini, davaya konu senetle ilgili bir ihtarname almadığını, kötü niyetli ciranta ve çek hamili birlikte davranarak müvekkili zarara uğratmak haksız kazanç elde etmek ve dolandırıcılık peşinde olduklarını, senet incelendiğinde üzerindeki pulun kullanım yılları, senette tanzim, tarih ve vadenin çok yeni ve farklı yazımı net şeklide çıplak gözle anlaşılabilir mahiyette olduğunu, senet üzerinden üç veya dört değişik el yazısı karakteri olduğunun anlaşılacağını, borca batık durumdaki …’in 2005’de 20.000,00 TL alacaklı olması olayın kendine has durumu içinde olanaklı olmadığı gibi böyle birinin vade tarihi olan 01/01/2006 dan itibaren hareketsiz kalmasının da düşünülemeyeceğini, aynı şekilde … borçlu olan 10/10/2005 tanzim tarihli, 10/12/2006 vadeli 20.000,00 TL bedelil bir senet sadece 1.000,00 TL karşılığında geri alındığını, yine aynı şahsın cirosu ile 3.kişilere geçen bir başka senet … … borçlu olmakla 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas üzerinden menfi tespite konu yapılıp C. Başsavcılığının … Soruşturma nosu ile şikayette bulunulduğunu, yine aynı şahsın cirosu ile konu olan senet Sarayköy Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı sayılı dosyasında açığa imzanın kötüye kullanılmasından yargılandığını, halen Sarayköy Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyada bedelsiz senedi tahsile koymak suçlaması ile yargılamanın sürdüğünü, bu yargılamalarda davalı …’ın babası … … böyle bir alacağı olmadığını, senetlerin oğlu tarafından rızası hilafında alınarak doldurulup tahsile konulduğunu beyan ettiğini, davalıların kötü niyetli ve birlikte hareket ettikleri, bu şekilde sahtecilik, hile ve desise ile boş belgeleri doldurmak suretiyle çıkar temini peşinde olduklarını ileri sürerek davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı …, Denizli Sarayköy ilçesi … Köyünde … oğlu …’ın şahsına düzenlenmiş olan iş bu davaya konu senetle ilgili hiçbir alacağının olmadığını, senedin arkasındaki ciro, ismi ve imzası olan şahıslardan … ve … ile hiçbir alakasının olmadığını, ticari bir ilişkisinin olmadığını, davaya konu senedi kendisinden çaldıklarını, işlerinin kötü gittiğini ve iflas ettiği için psikolojik durumunun ve ailevi durumlarının bozuk olması nedeniyle haberinin olmadığını, davayı kabul ettiğini, davaya konu senet ile ilgili hiçbir alacağının olmadığını, davacı …’ın da bu senetle ilgil ive başka hiçbir ad ve nam altında borcu bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili, davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin iyi niyetli ücüncü kişi olup senedi iktisabında usulsüzlük olmadığını, davacın aksi iddia ise ispat yükünün kendisinde olduğunu, dava dilekçesinde müvekkiline yönelik açıklamaların hiçbir hukuki değerinin olmadığını dava dilekçesinde 2/c de dile getirilen hususların takip dayanağı bononun geçerliliğini belirleyici özellik taşımadığını, 3/a-b-c-d de açıklananlar ise müvekkili ile ilgili olmadığından hukuki bir değerinin olmadığını, takibe dayanak yapılan ve meşru yoldan hamil sıfatını kazandığı bononun sıhhat ve geçerliliğine hukuken engel bir yönü bulunmadığını, tedbir taleplerinin uygun olmadığını savunarak davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak yalnızca takibi sürüncemeye uğratma amacıyla açılan dava nedeniyle davacının tazminat ödemeye mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, davacı tarafından bedeli ödenen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin istenildiği, davalı …’in daha önce bedeli tahsil edilen senedi Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasında takibe koyduğu, Denizli 7. Sulh Ceza Mahkemesinin …esas, … karar sayılı kararı ve Denizli 9. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas … karar sayılı kararı ile bedelsiz senedi kullanmak suçu nedeniyle davalıların cezalandırılmasına dair karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, karar içeriklerinde bahsi geçen senet ile iş bu davaya konu senedin aynı olduğu, bu haliyle davacının bedelsizlik ve menfi tespit iddialarını ispatladığı gerekçesiyle davalılar … ve … yönünden davanın kabulüne, ayrıca bedelsiz kalan senedin kullanılması nedeniyle alacağın %20’si oranında 4.000,00 TL davacı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Karara karşı, davalı … istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; babası …’nın 04/06/2015 tarihinde vefat ettiğini, mirasçısı olarak babasının mirasını Sarayköy Sulh Hukuk mahkemesinin … Esas, … karar sayılı ilamı ile reddettiğini, kararı ekte sunduğu bu nedenle yerel mahkemece davalı olarak aleyhine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın kendisi ile ilgili kısmının ortadan kaldırılmasını talep ettiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında takibe dayanak kılınana bono nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı, hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2-Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası,
3-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince takibe dayanak kılınan dava konusu davacının menfi tespit talep ettiği bonoda davacının keşideci, lehtarının … … keşide tarihinin 01/02/2005 vade tarihinin 01/01/2006 olduğu bononun arkasında lehtar … … cirosunun bulunduğu bu cirodan sonra …’nın isminin ve imzasının bulunduğu, bunun altında da … isim ve imzasının bulunduğu, …’in davacı hakkında icra takibine giriştiği görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesince davalılardan … … yargılama aşamasındaki davayı kabule ilişkin kimlik tespiti yapılan dilekçesi ve diğer davalıların dava konusu bono nedeniyle bedelsiz senedi kullanmak suçundan kesinleşen mahkumiyetleri esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken davalılardan …’nın vefat etmesi üzerine …’nın mirasçılarının davaya dahil edildiği, istinaf talebinde bulunan …’ya da dava dilekçesi ve duruşma gününün 16/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 50. maddesine göre; Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetin de sahiptir. Yine aynı Kanun’un 51. maddesine göre; dava ehliyeti ise medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.
Taraf ehliyeti medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukundaki karşılığı olup, doğumla başlar ölümle son bulur. Kimlerin taraf ehliyetine sahip olduğu TMK ‘ya göre belirlenir (TMK m.8 ve 48). Buna göre hak ehliyetine sahip olan her gerçek veya tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahiptir.
TMK’nun 28/1. maddesine göre, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla hak ehliyeti ölümle sona erer. Bu sebeple dava tarihinden önce ölmüş olan kişiye karşı dava açılamaz. Dava açılması halinde HMK’nun 124. madde hükmü gereği mirasçıların davaya katılımı sağlanabilmektedir. Dava açıldıktan sonra ölen şahıslar için yine hukuken kişilik ortadan kalktığından eğer dava konusu mirasçıların davaya katılacağı ya da davaya devam edebileceği nitelikte ise TMK’nun 605 vd. uyarınca kanunla belirlenen süre geçinceye kadar dava ertelenebilir. Bu halde ölen şahsın mirası kabul eden mirasçıları zorunlu dava arkadaşı olarak yargılama da yer alır. Dava ehliyeti ise medeni hukuktaki fiil ehliyetinin karşılığı olup, bir kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir vekil aracılığı ile davayı takip etmesi ve usulü işlemleri yapabilme yeteneğidir. Fiil ehliyeti olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir.
6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlardır. Bir başka deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder
Yine Türk Medeni Kanunu’nun 612/I. maddesinde, mirasın en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunması halinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nce iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Bu hüküm gereğince, taraflardan birisinin ölmesi ve en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından mirasın reddedilmesi halinde Sulh Mahkemesi’nce miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinden, Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ihbarda bulunularak tasfiye memuru ataması yaptırıldıktan sonra, davanın tasfiye memuruna yöneltilerek devam ettirilmesi zorunlu hale gelir.
Somut olayda, davalılardan …’nın 04/06/2015 tarihinde vefat ettiği ve kızı …’nın Sarayköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı ilamı ile babasının mirasını reddettiği, … ‘nın yargılama aşamasında ölümü ile taraf ehliyetinin son bulduğu dolayısıyla 6100 sayılı HMK’nun 55. maddesi hükmü uyarınca mirasçıların malvarlığı haklarını da etkileyen işbu davada mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte davada yer almaları gerektiği, … …. ise babasının mirasının reddetmesi nedeniyle taraf sıfatının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince … hakkında taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı verilmesi gerekirken bu davalı açısından da davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş ise de, bu duruma davalı …’nın 16/10/2020 tarihinde kendisine dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen mirası reddettiğini, mahkemeye bildirmemesi sebebiyle …’nın sebebiyet verdiği, bu nedenle istinaf talebinin kabulü gerekse de istinaf yargılamasına kendisinin sebebiyet vermesi sebebiyle yargılama giderlerinin kendisinden alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı …’nın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’nın ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Denizli Asliye TicaretMahkemesi 11/02/2021Tarih … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın Davalı … yönünden kabul nedeniyle KABULÜ ve diğer davalılar yönünden davanın KABULÜ ile;
b-Davalı … karşı açılan davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
c-Davaya konu 01/02/2005 düzenleme tarihli 01/01/2006 vade tarihli 20.000,00 YTL bedelli keşidecisi … lehtarı … cirantaları … ve … olan senet nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE,
d-4.000,00 TL kötüniyet tazminatının davalı … dışındaki davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-Alınması gerekli 1.639,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 270,00 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.369,44 TL harcın davalı … dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
f-Davacı tarafından yapılan 288,10 TL ( peşin harç, başvurma harcı, vekalet harcı) 171,00 (bilirkişi, müzekkere ve tebligat gideri) 459,10 TL yargılama giderinin davalı … dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
g-Davacı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra ve talep halinde iadesine,
h-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
ı-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde teminatın iadesine,
4- İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yatırılan 409,86 TL karar harcının hazineye gelir kaydına,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerine bırakılmasına,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalı …’ya İADESİNE,
d)Kararın İlk Derece Mahkemesince tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı yönünden HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN, olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
10/09/2021