Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1432 E. 2023/642 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 29/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin hazır yemek üretimi ve dağıtımı yapmakta olduğunu, davalı şirketin özel okul işletmesinin ihtiyacı için kendileri ile 01/11/2018 tarihinde yemek hizmetleri sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gerğince müvekkil şirketin hazır yemek ihtiyacının düzenli olarak karşıladığını ancak ödemelerde sorun yaşamaya başlamış ve ödemeleri kararlaştırılan şekilde alamadığını davalı borçlu şirketin bir süre sonra yemek borcunu ödemeyip harici ödeme talepleri de karşılanmadığı için kendisine karşı Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, bu nedenlerle davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.11.2018 tarihinde hazır yemek ve dağıtımı için sözleşme imzalandığını, davacıya bahsi geçen sözleşme gereğince, müvekkili şirket tarafından … hesabı üzerinden davacının … hesabına 27.11.2018 tarihinde 5.130,00.-TL 21.12.2018 tarihinde 7.000,00.-TL ödeme gerçekleştirildiğini, davacının açmış olduğu davanın kanun ve hukuka aykırı olmasından dolayı reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… davacının davalıdan 160.616,22-TL asıl alacak ve 48.352,03-TL işlemiş faiz alacağı olduğundan bahisle Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde ibraz ettiği itiraz dilekçesi ile borca ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı vekilinin takibin devamı için 160.616,22-TL asıl alacak ve 48.352,03-TL işlemiş faiz alacağı toplamından oluşan 208.968,25-TL alacak üzerinden eldeki itirazın iptali davasını ikame ettiği, HMK’nın 222. Maddesi uyarınca tarafların usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde davaya konu faturaların kayıtlı olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 160.617,62.-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacıya 160.617,63.-TL borçlu olduğu, 160.617,62.-TL yönünden tarafların defter kayıtlarının bir biri ile uyumlu olduğu, davacının asıl alacağa ilişkin talebi gözetilerek taleple bağlı kalınarak 160.616,22-TL davalıdan alacaklı olduğunu ispat etmesine rağmen davalının borcu ödediğini ispat edemediği anlaşılmakla asıl alacak yönünden davanın kabulüne, likit olan alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, ancak kısa kararda icra inkar tazminatına ilişkin kısımda asıl alacak miktarı 160.616,22.-TL yerine sehven 160.617,62.-TL olarak yazılmıştır. Davacının vade farkı alacağı yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasında düzenlenen 01.11.2018 tarihli yemek hizmetleri sözleşmesinin 3.2. maddesinde de, “İşveren iş bu sözleşme akdinden doğan yemek bedelini haftalık olarak düzenlenecek faturaya istinaden ay sonunu takip eden ayda ödemekle yükümlüdür. Bu süre içinde ödeme yapmadığı takdirde ayrıca herhangi bir şekilde ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın ve ek bir süre verilmeksizin temerrüde düşeceğini ve ödemelerde gecikme durumunda aylık % 4 vade farkı (sözleşme faizi) uygulamasını kabul ve taahhüt eder.” hükmünün düzenlendiği, yukarıdaki emsal Yargıtay içtihatında da belirtildiği üzere vade farkı hususundaki bu düzenlemenin kesin bir vadeyi içermediği, davalının TBK.nun 117. maddesi hükmünce temerrüde düşürülmediği, anlaşılmakla davacının icra takibindeki işlemiş faize ilişkin talebinin reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlar kanunun temerrüte ilişkin düzenlemelerin somut olaya uygulanmasının imkanı bulunmadığını, TTK ‘nın hükümlerinin tarafların tacir ve ticari işletmeleri ile ilgili bir alacak olması sebebiyle uygulanması gerektiğini, TTK 8.maddesi gereğince ticari işlerde faiz oranı serbest belirlenebileceğini, TTK 1530/2.maddesi gereğince ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde kanunda veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen borçlu gecikmeden sorumlu tutulamayacağı haller hariç sözleşmede ön görüşmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse ihtara gerek olmaksızın temerrüte düşeceğini, bu nedenle müvekklinini davalı borçluyu temerrüte düşürmesi için ayrıca ihtarat gerek bulunmadığını, sözleşmenin 3.2 maddesi gereğince bilirkişi ek raporunda takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplanmış olmasına rağmen temerrütün gerçekleşmemesinin gerekçe yapılmasına hatalı sonuca götürdüğünü, gerekçeli karada dava konusu alacağı temlik eden şirketin hak sahipliği ve davacı şirketin sıfatı sonlandığı halde kararda gösterilmesinin yanlış olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Vade farkı mal ve hizmet alınmasına yönelik sözleşmelerde vade tarihinden başlayarak fiili ödeme tarihinde mal ve hizmet bedeline ekleme yapılmak suretiyle alacağın ulaştığı bedeli ifade eder. Dolayısıyla vade farkı mal bedeline eklenen ilave bir bedel olup temerrüt tarihine kadar talep edilebilir. Vade farkı bu nedenle temerrüt faizi niteliğinde değildir.
Somut olayda, taraflar arasında 01/11/2018 tarihli yemek hizmetleri sözleşmesinin imzalandığı, uyuşmazlık konusu olmayıp tarafların kabulündedir.
Davacı tarafça sözleşmenin 3.2. maddesinde bu sözleşme akdinden doğan yemek bedelinin haftalık olarak düzenlenecek faturaya istinaden ay sonunu takip eden ayda iş verenin ödemekle yükümlü olduğu, bu süre içerisinde ödeme yapılmadığı takdirde ayrıca herhangi bir şekilde ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın ve ek bir süre verilmeksizin temerrüte düşeceği ve ödemelerde gecikme durumunda aylık %4 vade farkı uygulamasının kabul edeceğinin belirtildiği, davacının davaya konu icra takibinde ödenmeyen fatura bedelleri için sözleşmeye uygun olarak 48.352,03 TL işlemiş faiz talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi ek raporunda da fatura tarihlerinden itibaren sözleşmenin 3.2.maddesine göre vade farkına ilişkin yaptırılan faiz hesabına göre davacının talep edebileceği miktarın 48.905,65 TL olduğu gözetildiğinde davacının icra takibinde bu miktardan daha az talepte bulunması sebebiyle davacının vade farkına yönelik işlemiş faiz talebinin de kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu talebi yönünden ret kararı verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilini istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 04/03/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın KABULÜNE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa yaptığı itirazın iptali ile, takibin aynı şart ve koşullar altında kaldığı yerden DEVAMINA,
Hüküm altına alınan 208.968,25 TL’nin %20’sine tekabül eden 41.793,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Alınması gerekli 14.274,62.-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.523,82.-TL harcın mahsubu ile bakiye11.750,80 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,
c-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 2.523,82.-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.578,22.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 602,50.-TL yargılama giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 23.077,78-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
f- Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı ve davalı tarafa İADESİNE,
g-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davalıdan alınarak alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacı … istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 23,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 185,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.29/03/2023