Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/136 E. 2022/1905 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatif yönetimince 27/06/2015 tarihinde yapılan genel kurulda alınan karar gereğince usulsüz olarak üyelikten ihraç edildiğini, 26/05/2015 tarihinde kooperatif genel kurulunun toplanması için oluşturulan gündem maddeleri arasında üyelik aidatlarını ödemeyenlerin tespitinin yapılıp makul sürede ödememeleri halinde üyelikten ihraç edileceğinin olmadığını, 27/06/2015 tarihinde 71 ortaklı kooperatifin 28 ortakla toplantı yaptığını ve toplantının 8.maddesinde kooperatif yönetimince aidatları ödemeyenlerin tespiti yapılarak ödemelerin sağlanması, ödemeyenlerin üyelikten çıkarılması kararının verildiğini, kooperatifin ana sözleşmesinin 14. Maddesinin 2. Fıkrasıda da yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülükleri yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca 2. İhtarın yapılacağını ve ikinci ihtarı takip eden 30 gün içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkartılacağının düzenlendiğini, 27/06/2015 tarihli kooperatif genel kurulunun kooperatif kanununa ve ana sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu, davcıya aidatların ödenmesi için gönderilen bir tebligatın olmadığını, ikinci bir ihtiharatta yapılmadığını, kooperatifçe alınan ihraç kararının dahi usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, kooperatif yönetim kurulu tarafında n17/03/2016 tarihinde üyelikten çıkarma gündem maddesi ile davanın ihraç edildiğini, kooperatif genel kurulunun 16/04/2016 tarihli toplantısının 7. Maddesinde aidat dönemlerinde üyelere 48 ay süre verilirken davacıya 10 günlük süre tanınmasının kooperatif yönetiminin iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, davalı kooperatifin aynı gün ve toplantı ile alınan kararı ile ihraç edilen …. nın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile …. ın Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkeme’sinin … Esas sayılı dosyası ile ihraç kararının iptaline ve üyeliğin tespiti davası açtıklarını, bu sebeplerle, davalı kooperatife davacının üyeliğinin tespiti ile 17/03/2016 ve … sayılı yönetim kurulu üyelik ihracı kararının iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı kooperatifin ilk derece mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davacının kooperatifin üyesi olduğunu, ancak, davacının kooperatif üyesi olarak tek kanuni yükümlülüğü olan aidat ödeme yükümlülüğünü 1996 tarihinden beri yerine getirmediğini, kooperatif yetkilileri tarafından davacı ile sayısız görüşmeler yapıldığını, aidat borçlarını ödemesi istenildiğini, ancak bir sonuç alınamadığını, kooperatifçe, kanun maddesine uygun olarak 27/06/2015 tarihli Olağan Genel Kurul kararı ile aidat ödemeyen üyelerin üyeliklerinin sona erdirilmesine karar vermiş ve yeni adreslerini kooperatife bildirmeyen davacı dahil 13 kişi adına tebligat yapılmaması üzerine aidat borçlarını ödememeleri halinde ilanın yayın tarihinden itibaren 15 gün içinde üyelikten çıkartılacakları hususu 10/11/2015 tarihli …. Gazetesinde ilan yaptırıldığını, kooperatifin davacı bakımından tüm yasal aşamaları, kanuna uygun olarak yerine getirdiğini, davacının işbu davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, her ne kadar davacının ihracına ilişkin kooperatif işlemleri kanunun ve ana sözleşmenin hükümlerine uygun değil ise de; davacının 1994 yılından itibaren ödemede bulunmaması durumunun karşısında salt kooperatiften ihraç işleminin usulüne uygun olmadığından dolayı ihraç kararının iptalinin talep edilmesi dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 26/05/2015 tarihinde kooperatif genel kurulunun toplanması için oluşturulan gündem maddeleri arasında üyelik aidatlarını ödemeyenlerin tespitinin yapılıp makul bir sürede ödememeleri halinde üyelikten ihraç edileceğinin olmadığını, müvekkiline aidatların ödenmesi için gönderilen bir tebligat olmadığı gibi ikinci bir ihtarnamenin de gönderilmediğini, ihraç kararının dahi usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kardeşi dava dışı … ın kendisi ve eşine düşen aidatların büyük bir kısmını harici olarak ödediğini, kardeşinin yaptığı ödemelerin ödeme tarihleri itibariyle çok büyük meblağlar olup davacı kardeşinin aidatlarını da karşılayacak durumda olduğunu, Kooperatifin ihraç kararının usul eksikliği olması nedeniyle dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmadığını, mahkemenin dürüstlük kuralına dayanarak davanın reddine karar verilmesinin yeni bir vaka olması nedeniyle tanık deliline dayandıklarını ve istinaf dilekçesinde bildirilen tanıklarının dinlenilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davacının kooperatif üyesi olduğunun tespiti ve ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından davacının kooperatife ait üye kayıt defterinin 60 nolu sayfasında kayıtlı olduğu, gerek dava dilekçesine ekli belgelerden gerekse davalı kooperatife ait defter kayıtlarında davacının 1994 yılında 3 ayrı makbuzla toplam 70.000,000TL (eski TL) ödeme yaptığı, 27.06.2015 tarihinde yapılacak olan genel kurulla ilgili 26.05.2015 tarihli gündem maddelerinin bildirim yazısında gündemin 8. maddesinde kooperatife giriş aidatlarını yatırmayanların ya da eksik yatıranlarının durumlarının görüşülmesi maddesinin yer aldığı, 27.06.2015 tarihli genel kurul toplantısının 8. maddesi ile, kooperatife giriş aidatlarını(hisse bedeli) yatırmayanların ya da eksik yatıranların yönetimce tespit edilerek ödemelerinin sağlanması, ödemeyenlerin üyelikten çıkarılmasının oy birliği ile kararlaştırıldığı, davacının da aralarında olduğu 13 kooperatif üyesinin adreslerinin değişmesi ve kendilerine ulaşılamaması nedeniyle üyelik aidatlarının ödenmesi için ilanen tebligat yapıldığı, daha sonra 17.03.2016 tarihli ….. sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatifte adres ve telefon bilgileri bulunmayan ve tespit edilemeyen üyelerin 11.11.2015 tarihli ….. gazetesinde ilan edilmek suretiyle kooperatife ulaşmalarının istendiği, ancak müracaatta bulunmadıkları gerekçesiyle davacının da yer aldığı üyelerin 17.03.2016 tarihi itibariyle kooperatif üyeliğine son verilmesine karar verildiği, dosya kapsamında bu kararın davacıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ belgesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun 1. ve 2. İhtarnamelerin ve çıkarma kararının davacıya tebliğ edildiğini ispat külfetinin davalıya ait olup, dosya kapsamından davacı hakkında Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi usulüne uygun bir çıkarma kararının ve bu kararın davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediği sabit ise de, davacının 1994 yılında 3 ayrı makbuzla toplam 70.000,000TL (eski TL) ödeme yaptığı, bu tarihten sonra kooperatife hiç aidat ödemesi yapmadığı, kooperatif kayıtlarında yer alan adresinin değişikliğine ilişkin bir bildirimde bulunmadığı, kooperatif üyesi olduğu 1994 yılından bu yana davalıyla olan ilişkisinin tamamen keserek genel kurullara katılmadığı, akçalı yükümlülüklerini yerine getirmediği, bu durumda aradan uzun yıllar geçtikten sonra ortaklığının varlığını iddia etmesinin TMK’nın 2. maddesi ile bağdaşmadığı, nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarih, 2021/1046 Esas, 2021/59 Karar sayılı ilamının da bu yönde olduğu, ilk derece mahkemesinin benzer gerekçe ile davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının kardeşi .. ın kendisi ve eşine düşen aidatların büyük bir kısmını davalı kooperatife haricen ödediğini, yapılan ödemelerin çok yüksek olduğunu, davacının aidat borcunu da karşıladığını ve tanık dinletilmesini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, dava dilekçesinde aidat ödemesinin toplam 70.000,000TL (eski TL) olduğunun iddia edildiği ve buna ilişkin makbuzların dilekçeye eklendiği, tanık deliline dayanılmadığı, mali müşavir bilirkişisinin kök ve ek raporlarında da, yapılan aidat ödemesi toplamının 70.000,000TL (eski TL) olduğunun belirtildiği, davacı vekilinin buna ilişkin bir itirazının olmadığı, davacının 70.000,000TL (eski TL) dışında aidat ödemesini usulüne uygun delillerle ispat edemediği, 6100 sayılı HMK’nın 357/1.maddesi uyarınca da tarafların İlk Derece Mahkemesinde ileri sürmedikleri iddia ve savunmaları Bölge Adliye Mahkemesi’nde ileri sürmeleri mümkün olmadığı gibi istinaf aşamasında yeni delil bildirmeleri de mümkün olmadığından davacının bu istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.28/12/2022

….