Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/135 E. 2022/1776 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/09/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, vekil eden ile davalı …, dava dışı üçüncü kişi …. in dava dışı …. A.Ş …. Şubesinden 21/06/2016 tarihli ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesi ile kullandığı ticari krediye 70.000,00.-TL’ye kadar müteselsil kefil sıfatıyla birlikte 21/06/2016 tarihinde kefil olduklarını, dava dışı kredi borçlusu …. in almış olduğu kredinin ödemede temerrüde düştüğünü, kredi alacaklısı banka tarafından Antalya 5. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasında takibin kesinleştiğini, takibe ilişkin Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyası üzerinden takip alacaklısı banka aleyhine menfi tespit davası açıldığını, kredi alacaklısı banka ile 12/04/2019 tarihinde Protokol ve İbraneme başlıklı protokolü imzalandığını, vekil eden tarafından bankaya yapılan 70.000,00.-TL ödeme mukabilinde de alacaklı bankanın müvekkil … ve davalı …’ı ibra ettiğini, vekil eden tarafından bankaya yapılan ödeme mukabilinde müteselsil kefili olduğu borca ilişkin hiçbir ödeme yapmaksızın borçtan kurtulduğunu ve banka tarafından ibra edildiğini, kredi alacaklısı banka ile imzalanan protokol uyarınca vekil edenin kefaleten ödediği 70.000,00.-TL’nin diğer müteselsil kefil olan davalının 1/2 oranındaki payına isabet eden 35.000,00.-TL’sinin davalıdan rücuen tahsili için Antalya 10. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında takibin durduğunu, davalı borçlunun menkul gayrimenkul malları ile 3. Kişiler nezdindeki hak ve alacakları üzerine borca yeter miktarda ihtiyaten haciz konulmasını, davalının Antalya 10. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında asıl alacak tutarı 35.000,00.-TL’ye yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamını, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Antalya 10. İcra Müdürlüğünün …. Esasa sayılı dosyasından vekil eden aleyhine kefalet sözleşmesine dayanarak 35.000,00.-TL miktarla icra takibine geçildiğini, vekil eden tarafından söz konusu borcun olmamasından dolayı itirazda bulunduklarını ve takibin durduğunu, davacı tarafça ödememiş kefil sıfatı ile ödemiş olduğu 21/06/2016 tarihli bahsi geçen icra takibine dayanak genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine ilişkin borcun ödenmediğini, davacı tarafça vekil edenin tarafı olmadığı bir başka borç ilişkisi nedeni ile sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kefilin borcunun asıl borcun varlığına ve geçerliliğine bağlı olduğunu asıl borcu ortadan kalkarsa kefaletin sona ereceğini, davacı tarafından dava dışı asıl borçlu olan … in ödenen borcunu ödediğini, kefaletten dolayı borcun olup olmadığının tespitini, verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, dava değerinden %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava dışı …. ve …. arasında düzenlenen 21.06.2016 tarihli, 70.000,00.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesini davacı … ile davalı …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kredi borcu olan 70.000,00.-TL’nin davacı tarafından ödendiği varlığı ihtilaf konusu olmayan dava dışı …. ve dosyamızın tarafları arasında imzalanan 12.04.2019 tarihli protokol ve ibraname başlıklı belgeden anlaşıldığı, kefil olan davacının ödemiş olduğu bedeli 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 587. Maddesi uyarınca sözleşmede iki kefilin bulunması nedeniyle yarısı oranında diğer kefile rücu hakkının bulunduğu, her ne kadar davalı 07.09.2020 tarihli duruşmada, davacı ile dava dışı bankaya ödenen bedelden davacının sorumlu olduğu hususunda anlaştıklarını, 12.04.2019 tarihli protokol ve ibraname başlıklı belgeyi davacının aracını icradan teslim alması amacıyla okumadan imzaladığını bu nedenle ödenen bedelden sorumlu olmadığını beyan etmiş ise de, davalının ödenen bedelden davacının sorumlu olduğuna ilişkin her hangi bir yazılı delil ibraz etmediği gibi bu hususların cevap dilekçesinde ve önceki duruşmalarda ileri sürülmediği, gerek 12.04.2019 tarihli protokol ve ibraname başlıklı belgede davalının da imzasının bulunması gerekse Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı menfi tespit talepli dava dosyasında davalının da davacı sıfatının bulunması ve bu davada davacı ile birlikte feragat etmeleri karşısında, davalı vekilinin müvekkilinin söz konusu borçtan sorumlu olmadıklarına ilişkin savunmasına ve davalının soyut beyanlarına itibar edilmeyerek davanın kabulü ile davalı borçlunun itirazının iptaline karar vermek gerekmiş, alacağın likit( belirlenebilir- bilinebilecek) olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TBK’nın 596. Maddesine göre, kefilin dava hakkı vermeyen veya yanılma ya da ehliyetsizlik sebebiyle asıl borçluyu bağlamayan bir borç için ödemede bulunduğu takdirde asıl borçluya karşı rücu hakkına sahip olmadığını, alacağın teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin para çevrilmesinden önce kefile başvurulamayacağını, mahkemece davalının ödenen bedelden sorumlu olmadığına ilişkin herhangi bir yazılı delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, asıl borç belli olmaksızın sadece kefilin sorumlu olacağı en yüksek meblağ gösterilmek suretiyle verilmiş olan kefaletin geçerli olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacı ve davalının dava dışı asıl borçlunun 21/06/2016 tarihli GKS’ne 70.000,00 TL’ye kadar müşterek borçlu müteselsil kefil olmalarına, dava dışı banka tarafından Antalya 5. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasında dava dışı alacaklı bankanın asıl borçlu ile birlikte kefiller … ve … hakkında 70.000,00 TL yönünden takibe geçmesine, davacı ve davalının bu takip nedeniyle Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında açtıkları menfi tespit davasından feragat etmelerine, dava dışı banka ile 12/04/2019 tarihli protokol ve ibranamenin düzenlenmesine, 70.000,00 TL kefalet sınırı içerisindeki tutarı ödeyen davacının TBK’nın 587. maddesine göre, kendi payı oranında davalıya rücu edebileceğine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.390,88 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 597,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.793,16TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.08/12/2022