Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/133 E. 2022/1796 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/09/2020
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 19/12/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin … Bankasından çeşitli tarihlerde Ticari Krediler kullandığını, bankanın sözleşmeye ve Ticaret Kanununa aykırı işlemler yaptığını, haksız kazanç sağladığını, davalı bankanın müvekkilinin ticari hesaplarından dosya masrafı ve kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında sözleşmeye aykırı Ticari hesabından toplam 10.260,50.-TL kesinti yapıldığını, ticari hesaplardan kesilen 434,20.-TL hesap özeti ücreti 565,23.-TL hesap işletim ücreti tutarlarının haksız şart niteliğinde ve haksız alındığını bu ücretin iadesinin gerektiğini, bankanın sebepsiz zenginleşme içerisine girerek çıkar sağladığını ve haksız ücretlerin bugüne kadar nemalandırılarak kullanıldığını belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının isteminin sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak davası olduğu borçlar kanunun hak sabinini geri isteme hakkını öğrendiği tarihten itibaren 2 yıllık sürenin geçmesi ile zaman aşımına uğrayacağının düzenlendiği dava dilekçesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 194. Maddesinde öngörülen koşulları taşımadığını tacirler arasındaki sözleşmelerde irade serbestisi ilkesinin geçerli olduğunu, davacının banka ile birden çok kredi ilişkisi kurmasını ve bankadaki işlemlerini uzun bir süre yürütmesini özgür iradesi sonucu ortaya çıktığını, davacıının dava dilekçesinde belirttiği üzere birden çok kredi kullandığını her bir hizmet ve kredi tahsis kullandırımının belli bir operasyonel işlemi gerektiğinden verilen hizmet karşılığında varılan mutabakata istinaden ücret ve masraftan tahsil edildiğini Ticaret Kanunun 22. Maddesinde ücret isteme hakkının düzenlendiği 5414. Sayılı Bankacılık kanunun 144. Maddesinde bankalar tarafından kullandırılacak kredilerde uygulanacak faiz oranları ve faiz dışında sağlanacak diğer menfaatler ve tahsil edilecek ücretlerin nitelik ve sınırların serbestçe belirleneceğinin hüküm altına alındığının, taraflar arasında imzalanan sözleşmeninin 6. Maddesi uyarınca davacıdan tahsil edilen dava konusu ücret ve masrafların yasal düzenlemelere, kredi ve diğer bankacılık hizmet sözleşmesi koşullarına uygun olarak tahsil edildiğini belirterek davanın öncelikle zaman aşımı, görev yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Davacının hesabından altı aylık periyotlar halinde hesap bakiyesine göre düzensiz olarak birden fazla mevduat hesapları üzerinden 209,53.-TL hesap işletim ücreti, 25,72.-TL gider vergisi olmak üzere toplam 235,25.-TL hesap işletim ücreti, mevduat hesapları ve POS hesabı için ayrı ayrı olmak üzere hesap bakiyesine göre düzensiz aralıklarla gider vergisi dahil toplam 446,66.-TL ekstre ücreti/hesap özeti ücreti tahsil edildiği, bankanın hizmet komisyonu tarifesinde 6 aylık periyotlar halinde asgari tutar üzerinden her bir hesabın niteliğine göre belirlenen hesap işletim ücreti adı altında komisyon alınacağının yazılı olduğu, diğer taraftan tarifedeki ekstre masrafı olarak sayfa başına 3,00.-TL ve 1,50.-TL arasında minimum ücret alınacağının elektronik hizmet masrafı başlığında gösterildiği, hesap işletim ücretinin bankacılık sektöründe bankacılık işlemleri kapsamında her bir mevduat hesabından dönemsel periyotlar halinde tahsil edilen faiz dışı gelir komisyon niteliğinde ücret olup tacir sıfatına haiz bankanın müşterilerinden hesap işletim ücretinin Bankalar Kanununun 144. maddesi ve T.C Merkez Bankasının 2006/1 tebliğ uyarınca serbestçe alınmasına yasal bir engel bulunmadığı, davacıdan tahsil edilen hesap özeti ücreti tutarının 7 yıl ve hesap işletim ücretinin 4 yıl süresince taraflar arasında süregelen bankacılık hizmeti kapsamına alınan ücret komisyonu olduğu, sözleşme ve tarifede yer aldığı, iş hacmi ve hesap hareketi dikkate alındığında alınan tutarların makul kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olup hükme esas alınabileceği anlaşılmış olup sübut bulmayan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TBK 20 ve devamı genel işlem koşullarını bilirkişinin dikkate almadığı gibi emsal banka uygulamalarını da dikkate almadığını, Antalya Böle Adliye Mahkemesi ve Yargıtay içtihatlarını hiçe sayarak rapor düzenlediğini, banka ortalamalarının %0,01 ve %0,02 olduğunun açık olduğunu, davalı bankanın müvekkilinin hesabından 430,20 TL hesap özeti ücreti adı altında 3.kişilere harcanmamış ve davalı bankaca bu masrafları ispatlayamadığı halde bu ücretinde iadesinin reddine karar verildiğini, davalı banka haricinde hiçbir bankanın kredi tahsis ve değerlendirme adı altında hiçbir kesinti yapmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava; davacının davalı bankadan kullandığı ticari krediler nedeniyle bankanın tahsil ettiği ücretlerin iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının kullanmış olduğu ticari kredilere ilişkin sözleşmeler dosya arasına celp edilen emsal banka uygulamaları birlikte değerlendirildiğinde aldırılan bilirkişi raporuna göre davacının iadesini talep ettiği ücretlerin emsal banka ortalamalarının altında ve makul olduğunun bilirkişi raporunda belirtildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.13/12/2022

….