Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/130 E. 2022/1628 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 24/05/2019
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı katılım bankasından 25/07/2008 tarihinde 48 ay vadeli kredi kullandığını, banka tarafından kredi ödeme planının müvekkiline verilmediğini, kredinin kullandırıldığı gün 25.000,00.-TL komisyon bedelinin bankaca tahsil edildiğini, kredi kullanımına ilişkin sözleşme ve diğer belgelerin müvekkili tarafından sonradan temin edildiğini, yapılan incelemede sözleşmenin “tip” olarak düzenlendiği, şartlarının müzakere edilmediğini belirterek tüm bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden haksız yere tahsil edilen bedelden şimdilik 2.000,00.-TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, Bankalar, Bankacılık Kanunun 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 144. maddesi gereğince kullandırdıkları kredilere karşılık masraf ve komisyon oran ve tutarlarını T.C. Merkez Bankasına bildirmek zorunda oldukları, 6102 Sayılı TTK’ya göre bankaların tacir olması nedeniyle yaptığı iş veya verdiği hizmet karşılığı münasip bir ücret alma hakkı olduğunun açık olduğu, ancak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin komisyon ile ilgili 10.7.nci maddesinde komisyon, ücret, vergi, fon vb. masraflardan bahsedildiği, ancak iş bu davaya konu sözleşmede bu hususların açıkça belirlenmediği, matbu olarak tanzim edildiği, davalı banka haricindeki diğer bankaların aynı tür kredilere aynı tarihlerde uyguladığı belirlenen ücret ve masraf ortalamasının 08.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda %1 olarak belirlendiğinin tespiti ile 10.000,00.-TL ( 1.000.000,00.-TL : %1 = 10.000,00.-TL ) alınması gerekirken 25.000,00.-TL alındığı buna göre fazladan alınan 15.000,00.-TL’nın iade edilmesi gerektiği, TTK’nun 10. maddesi ile TBK 117 amir hükümleri gereğince davalı bankaya fazla kesintinin iadesi için 24.11.2014 tarihinde başvurunun yapıldığı, bu nedenle başvuru tarihi olan 24.11.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunu’nun 2/II. maddesi gereğince ticari (avans) faizi uygulanarak fazladan tahsil edilen erken kapama ücreti ile komisyon ücretinin davalı bankadan talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … Bankası Anonim Şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan sözleşme uyarınca ve piyasa koşullarına uygun olarak erken kapama komisyonu tahsil edildiğini, ödeme planında masraf ve komisyon tutarının açıkça belirtildiğini, erken kapama ücretinin kredi miktarına ve vadeye göre kredi bazında belirlenmesi gerektiğini, bankanın tacir sıfatına haiz olup ücret isteme hakkına sahip olduğunu, bilirkişi raporuna göre emsal alınan komisyon oranlarının %1,45 olmasına rağmen %1 olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, erken kapama komisyonunun da minimum %2 olarak belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki varlığı ihtilafsız genel kredi sözleşmesinde davalı bankanın masraf alınacağının ve ödeme planı çerçevesinde ödeneceğinin düzenlenmiş olmasına rağmen hangi oranda tahsil edeceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, diğer taraftan erken kapama komisyonu alınabilmesine yönelik sözleşmede açık bir hükmünde bulunmadığı, davacı tarafın da davasını bilirkişi uyarınca değil fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmaksızın daha düşük bir meblağdan belirli hale getirdiği, davacının istinafının olmadığı anlaşılmakla HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gerekli 1.581,16 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 395,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.185,87 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.10/11/2022

….