Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/13 E. 2022/1560 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 01/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya takibe dayanak ettikleri fatura konusu hizmeti verdiğini ancak fatura bedelinin ödenmediğini takibe de haksız şekilde itiraz edildiğini belirtmiş, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı ile aralarında yurt dışından gelecek bir firmanın organizasyonu için anlaştıklarını ve davacının ön ödeme yaptığını, ancak adı geçen firmanın organizasyonu iptal ettiğini ödenen bedelin başka bir iş nedeniyle kesilen fatura bedeli mahsup edildikten sonra yapılacak ilk organizasyonda mahsup edilmek üzere 31.12.2018 tarihine kadar bekletileceğinin davacıya bildirildiğini, davacının bu bedel için açtığı davasının reddedildiğini, davacının bu davada iddia ettiği fatura bedelinin müvekkilin yedinde tuttuğu bedel içerisinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Taraflar arasında faturaya konu hizmetin verildiği noktasın uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sorun bu fatura bedelinin ödemesinin yapılıp yapılmadığıdır. Davalı vekili ödeme iddiası olarak davacıya verilen otelcilik hizmeti nedeniyle düzenlenen faturadan dava konusu faturanın mahsup edildiğini bu sebeple borcun ödendiğini savunmuştur. Ancak, davacı vekilinin sunduğu ödeme belgesine göre davalının mahsup ettiğini belirttiği hizmet bedelinin ayrıca ödendiği anlaşılmaktadır. Bu halde davalının mahsuplaşacak bir alacağının olmadığı, yaptığı mahsup işleminin ödeme şartını sağlamadığı ödemenin ispatlanamadığı görülmekle davanın kabul şartlarının oluştuğu; alacağın faturaya bağlı olmakla likit ve belirlenebilir olduğu görülmekle icra inkar tazminatı şartlarının da oluştuğu…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Serik 3. Asliye Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde dava değeri hesaplanırken 60.000 EURO’dan davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan başka bir iş bedeli dolasıyla 7.240 EURO’nun mahsup edilmiş olduğunun ifade edildiğini, bu hususta taraflar arasında yapılan yazışmalarında delil olarak sunulduğunu, davaya konu fatura borcuda eklenmek suretiyle 54.760 Euro’nun … firmasının yapacağı ilk organizasyon bedelinden mahsup edilmek üzere 31/12/2018 tarihine kadar bekletileceğinin belirtiltiğini, davacının mahsup edilen 7240 EURO’a karşı hiçbir itirazı olmaksızın mahsup edilen bedel üzerinden dava açmasında ve başka iş bedeli için yapılan bu işleme itiraz edilip fatura bedelini takibe koymasında iyi niyetli olmadığı kanaatinde olduklarını, sundukları mali defterlerinde de görüleceği üzere davacı adına düzenlenen bir çok faturanın ödenmemiş olup, takibe konu fatura alacağının bahse geçen bedelden mahsup edildiğini, gerekçede belirtildiği şekilde taraflarının 12/08/2016 tarihli fatura üzerinden mahsup işlemi yapıldığı iddialarının bulunmadığını, davacının ön ödeme bedelinin davacının borcu nedeniyle yapmış oldukları mahsuplar karşısında alacaklı oldukları fatura bedelinin virmanı olduğunu, bilirkişilerin eksik inceleme yaptığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLEN0DİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptali davası müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı genel mahkemede dava açılır ve genel hükümlere göre görülür. Alacaklı bu davada, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İtirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz.
HMK 26/1.maddesi: “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı taraf davalı hakkında Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında 7.998,99 TL asıl alacak, 1.337,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.336,57 TL alacağın tahsili amacıyla genel haciz yolu ilamsız icra takibini 29/08/2018 tarihinde başlatmış olup, davalıya örnek 7 ödeme emrinin 06/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığıyla 12/09/2018 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde dava değeri olarak 7.998,99 TL asıl alacak, 1.337,58 TL işlemiş faiz ve 1.641,00 TL takip sonrası işlemii faiz olmak üzere 10.977,57 TL’yi gösterdiği ve bu miktar üzerinden harç yatırmak suretiyle eldeki davayı açmıştır.
İlk Derece Mahkemesince itirazın iptali davasının icra takibinin devamını sağlamak üzere alacaklı tarafça açılan, takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olduğu, bu nedenle takipte talep edilen faiz olduğu halde takip talebinden dava tarihine kadar yeniden 1.641,00 TL işlemiş faiz talebinde bulunulmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin resen nedenlerle istinaf talebinin bu açıdan yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf, 7.998,99 TL bedelli 08/02/2017 tarihli faturayı takibe dayanak kılmak suretiyle takibi başlatmış olup, davalı tarafça davaya konu faturanın ödendiğine veya bu faturanın davacı tarafça borcuna karşılık davalının mahsup işlemi uyguladığına rıza gösterdiğine dair yazılı bir belge sunulmadığı gibi davalının yargılama aşamasında davacının borcuna ilişkin mahsup iddiasına konu olan faturanın da ödenmiş olduğunun belgelenmesi, hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin bu yönlere ilişen istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak, davacı tarafça takibe dayanak fatura nedeniyle davalının temerrüte düşürüldüğüne dair bir belge sunulmaması sebebiyle davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, bu nedenle davanın fatura bedeli olan asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken işlemiş faizi de kapsayacak şekilde karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 30/09/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın 1.641,00 TL yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 7.998,99 TL asıl alacak yönünden KABULÜ ve davalının icra takibine itirazının kısmen iptaliyle icra takibinin 7.998,99 TL asıl alacak üzerinden aynı durum ve şartlarda DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Reddedilen kısım yönünde,
b-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen hesaplanan 2.978,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Alınması gerekli 546,41 TL harçtan peşin alınan 140,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 405,92 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
e-Davacı tarafından yatırılan 140,79 TL peşin, 44,40 TL Başvuru harcının kabul ret oranına göre hesaplanan 133,33 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye harcın davacı üzerine bırakılmasına,
f-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL Bilirkişi ücreti, 131,60 posta-müzekkere-tebligat-talimat gideri, 1320,00 TL arabuluculuk olmak üzere toplam 2.351,60 TL yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre hesaplanan ‭1.693,152‬ TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
h-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra ilgililerine iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 133,10 TL nispi ve 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 43,00 TL posta masrafı gideri olmak üzere toplam 191,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.01/11/2022